Bağımsız Türkiye Partisi (BTP), kurucu lideri Prof. Dr. Haydar Baş'ı, Türkiye'nin dört bir tarafında düzenlediği programlarla andı.
Sadece Türkiye'de mi, elbette ki hayır. Almanya'nın birçok yerinde, Azerbaycan'da, KKTC'de ve daha birçok ülkede de anma programları gerçekleştirildi.
Programlarda Prof. Dr. Haydar Baş'ın başından sonuna milletin birlik ve beraberliği için mücadeleyle geçen hayatı, ortaya koyduğu büyük fedakarlıklar, dünyaya yön veren fikirleri, modelleri, çözümleri anlatıldı.
O her yönüyle mükemmel bir hayat yaşadı ve hem milletimize hem de tüm insanlığa örnek oldu. Bizlere düşen; Prof. Dr. Baş'ı sadece anmak değil, O'nun bizlere, yaşayarak, konuşarak ve yazarak anlattıklarını anlamak, çevremize ve gelecek nesillere aktarmaktır.
O her konuşmasından sonra "Var mısınız?" derdi, bizler de hep birlikte "Varız" derdik; işte o "Varız" demenin karşılığı O'nun bizlere öğrettiklerini yaşamak ve anlatmaktır. Prof. Dr. Baş gibi büyük insanlarla tanışmak, hayatın önemli bir bölümünü paylaşmak büyük bir nasiptir ama bunun bir de ağır sorumluluğu vardır.
O sorumluluğun gereği öğrendiklerimizi başkalarına da taşımak ve öğretmek gerekmektedir.
En muhteşem anma programı da BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın katılımıyla İstanbul'da gerçekleşti. Pazartesi akşamı İstanbul Grand Cevahir Kongre Merkezi'nde düzenlenen programda Sayın Hüseyin Baş, tarihi bir konuşma yaptı.
BTP lideri Baş'ın bazı tespitlerini önemine binaen aktaracağım:
"Herkes 'Haydar Hoca'yı bir kelimeyle tarif etsem' diye başladı. Herhalde ben tarif etsem aklıma gelen kelime 'tutarlılık' olur. Haydar Hoca doğduğu günden aramızdan ayrıldığı güne kadar tutarlı bir insandı, hiç o tarafa bu tarafa yalpalamayan bir insandı."
"70'li yıllarda siyasete girmiş ve o siyasetin bedelini ödemiş bir insan. 80'li yıllarda hapse girmiş ve o günlerin bedelini ödemiş bir insan. 28 Şubat'ta bedel ödemiş bir insan. Neyin bedelini ödediğini soracak olursak; Türk milletinin kardeşçe yaşamasını istemesinin bedelini ödedi diyebiliriz."
"Hep, 'Ehl-i Beyt' diye anlatırız ya sanki dini bir vaazmış gibi algılanır. Hiç tarih bilmiyorlar, zannediyorlar ki bir dini fikri angaje etmeye çalışıyoruz. Hayır, siz hiç açıp Maraş olaylarını okudunuz mu bu ülkede? Hiç Çorum olaylarını okudunuz mu? Bu ülkede insanlar birbirine nasıl kırdırıldı baktınız mı hiç? Hiç Gazi olaylarına baktınız mı siz? İşte bütün bunların bitirilebileceği bir zemin anlatmaya çalışırken, Türkiye'nin milli birlik ve beraberliğine hizmet eden bir zemin oluşturmaya çalışırken kafalarda 'ocu mu, bucu mu, şucu mu?' diye bir sürü dedikodular, fitneler dolaştırıldı."
"Bu ülkede bir fitne ve yalan çıkarıldı. İngiliz oyun oynadı, tezgah kurdu. Bu tezgahın temelini şuraya oturttu; Atatürk dinsiz! Sonra döndü Müslüman millete, 'Bak ey Müslüman halk senin yöneticin, liderin dinsiz, dolayısıyla O'nun söylediklerine kulak tıka' dedi. Bu tezgah bugünün siyasetini bile şekillendirdi. Haydar Hoca bunu bozdu. Atatürk nerenin paşası, Osmanlı Paşası yani Büyük Taarruz'da Romen Diyojen'nin torunu Trikopisi'i esir alan Alparslan'ın torunu Gazi Mustafa Kemal Atatürk. 26 Ağustos aynı tarih aynı gün, tarafları değiştirmemize gerek yok."
"Atatürk'ün milli mücadelede adım adım izlediği yolları mı takip etmedik, Atatürk'ün yanındaki komutanın torununu, yanındaki komutanın oğlunu, Atatürk'ün hatıratlarında geçen özel isimli insanların bugün yaşayan çocuklarını, torunlarını tek tek arayıp babam buldu ve hepsinden bilgiler alarak bir Atatürk kitabı yazdı. Ortaya çıktı ki; Atatürk'ün Müslümanlığı O'na dinsiz diyen adamları 40 defa suya götürür susuz getirir."
"Birini anmak yetmez arkadaşlar onu anlamamız lazım. Prof. Dr. Haydar Baş kalıplar içine sığmayan bir insandı."
"2001'de kriz yaşadık, 99'da yaşadık, 94'te yaşadık, 2010'da yaşadık zaten 2002'den beri bitmeyen bir kriz yaşıyoruz. Kapitalizm böyle dönelim komünizme bu Rusya'da uygulandı sonuç kötü, adamlar dağıldı. Yugoslavya'da uygulandı sonuç kötü çıktı. Prof. Dr. Haydar Baş, 'Acaba sizin bu modellerinizde problem olabilir mi, bakalım yeni bir model yazalım para nasıl üretilir, finansman nasıl sağlanır?' dedi."
"Sen 5 bin liraya 'veremez' diyordun şimdi 25 bin yetmiyor! Şimdi sanki Haydar Hoca'nın bütün ekonomi tezi asgari ücretin 5 bin TL olmasıymış gibi olayı bunun içine hapsettiler. Bir aç, bir bak ne anlatıyor! Finansı anlatıyor, kapitali anlatıyor, üretimi anlatıyor, tüketimi anlatıyor, makro analiz yapıyor, mikro analiz yapıyor, matematiğini yazıyor... Bu büyük fikrin içinde milletlerin kendi imkanlarıyla, kendi üretim güçleriyle, kendi kabiliyetleriyle ürünler üretmesi ve milletlerin bundan kendi namına faydalanması vardı."
"O, hep 'Evladım Allah bize bu millete hizmet etmeyi nasip etsin. Bizim tek derdimiz var milletimize hizmet etmek' derdi. Ben de bu hizmet yolculuğunda tek başıma da kalsam bunu sürdüreceğim ona söz veriyorum sizin huzurunuzda. Atatürk'ün adı her geçtiğinde gözleri dolardı. Allah bizde de onun gibi Atatürk'e bağlılık nasip etsin."
Oldukça önemli tespitler, ben de yazımda bu tespitleri tarihe not düşeyim dedim.
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025