Ramazan düşünceleri

Cenab-ı Hak Ramazan ayında mü'minlere hitap ederek "Yok mu isteyen istediğini vereyim. Yok mu tevbe eden tevbesini kabul edeyim" buyuruyor.... (Kudsi Hadis)

Evveli rahmet, ortası mağfiret sonu cehennem azabından kurtuluş olan bu mübarek ayda mü'minler bu yüce hitaptan aldıkları dersle neler yapabilirler...

"Cennet annelerin ayakları altındadır" hadis-i şerifini başına tac ederek her ne kadar senin gibi anlayışı olmasa da, coğrafya bilgisi olmasa da, üzerine giydiği hırkası markasız da olsa değil mi ki annen, sen git, Ramazan bereketiyle git, dizinin dibine otur, ve yalvar.

"Anneciğim, de, ne olur. Bana dua et", ona hürmet et-ki, alemlerin Rabbi olan Allah işine, gücüne rızkına evladına, kalbine ferahlık versin, genişlik ihsan etsin.

Sen zengin ailenin evladı!...

Annen arabasını eve yanaştırdığında bir asker yüreği, vefası, doğruluğuyla annelik makamına selam dururcasına edeple karşıla... Anneciğim, de, Ramazan boyunca hizmetine koş... Ve Allah'tan iste. Ya Rabbi bütün günlerimizi Kadir gecesi, bütün aylarımızı Ramazan kıl...

Ramazan hilali doğunca oruç başlıyor. Hilal müjdeyi bildiriyor. Mümin gönülleri aydınlatan bir halil gibi doğmalı, tebessüm, iyilik, hayır severlik, cömertlik, doğruluk, arkadaşlık, terbiye, sözünde durma... gibi yıldız yıldız parıldayan güzel ahlakı ile etrafına güven vermeli, huzur göstermeli, müjdeler yaymalıdır.

Ramazan-ı Şerif gelince, rahmet kapıları açılır. Mü'min de kardeşleri için gerek maddi gerek manevi gücüyle onların bir kederini gidermek, bir odacacığını aydınlatmak, bir ihtiyacını gidermek için gönül kapılarını ardına kadar açmalıdır.

Ramazan bir medeniyettir.

Orucu, teravihi, iftarı, sahuru, davulu, manisi, mahyaları, ekmeği, somunu, pidesi, sokağı, köyü bu medeniyetin iç güzellikleri, güneşler gibi aydınlattığı kandilleridir.

Hakkari'de başlayan ezan, Edirneye oradan balkanlara dalga dalga yayılıyor.

Ramazanları yaşamamız için, ezanları duymamız için, namusumuzu, ordumuzu, bayrağımızı, sancağımızı, devletimizi korumak uğruna canlarını seve seve şehitlerimize şükranlarımızı arzediyor, fatihalar ile dualar ediyoruz.

Uğruna ödenen bunca bedelden sonra vatanımız üzerinde oynanan oyunlara karşı dikkatli olmalıyız... Bu vatan işgal olursa ne Ramazanımız kalır, ne hürriyetimiz...

Bizi biz yapan değerlerimiz bizden görünenler tarafından içimizden koparılmak isteniyor...

Dinimiz üzerinde oyunlar oynanıyor... Diyalog, hoşgörü adı ile İslam inancı geri plana itilmek isteniyor. Maalesef bunu hocaefendi olduğu söylenen kişiler çeşitli proflar, beyineri yabancıların planlarıyla çizilmiş kalem sahipleriyle yapıyorlar. Dinin mukaddes değerleri tartışılıyor, gözler önünde insanımızın zihni bulandırılmak isteniyor.

Bu Ramazan-ı Şerif'in insanımız o dinimiz, devletimiz, ekonomimiz, birliğimiz, kültürümüz... üzerine oynanan oyunların, kurulan tuzakların bozulmasına sebeb olmasını niyaz ederim.

Ramazan hürmetine yufka yüreklerimiz ile affedelim. Af deryasına dalalım.