logo
19 MART 2024

Rejim değişti şimdi ne olacak?

26.06.2018 00:00:00
Seçimler yapıldı ve seçim öncesi zaten bildiğimiz tablo ortaya çıktı. "Hayırlı olsun" demeyeceğim, çünkü bu seçimle birlikte rejim değişikliğine gidilmiş oldu, oy verenler de oy isteyenler de ne tür bir tehlikeye kapı açtıklarının farkında değiller.
Başkanlık sistemi, yerli ifadesiyle "partili cumhurbaşkanlığı" ya da "Türk tipi başkanlık sistemi", gerçek anlamda "federatif yapılara bölünme"yi de beraberinde getiriyor.
Gerek referandumda, gerekse seçimlerde millet, bu gerçeği bilerek mi oy kullandı? Tabii ki hayır? Demokratik krallık olarak da ifade edilen "tek adamlık" sistemine geçtiğimizin farkında olarak mı oy kullandı? Elbette ki hayır? Bilmeden, hesabını yapmadan, sonucunu düşünmeden referandumda da seçimde de rejim değişikliğine "evet" dedi.
Ama asıl evet dediği, "federatif yapı" idi, "ülkemizin bölünmesi" idi ve "tek adamlık" idi.
Federatif yapı, bölünme; çünkü başkanlık sisteminin doğasında bu var. Tek adamlık; çünkü yasama, yürütme ve yargı tek adamda toplanıyor. 
Yasama; çünkü AKP Genel Başkanı olarak Meclis'te çoğunluğu olan parti onun elinde? Yürütme, çünkü bakanlar onun kontrolünde ve yürütmenin başı o? Yargı, çünkü yargının kontrolü Hakimler ve Savcılar Kurulu'nda (HSK) ve üyeleri, hem cumhurbaşkanı olarak hem de AKP Genel Başkanı olarak belirlediğinde çoğunluğu elde etmiş oluyor. Millet, yaptığı hatanın sonuçlarını yaşadıkça, ne büyük bir yanlış yaptığının farkına varacak ama iş işten geçmiş olacak.
Partili cumhurbaşkanlığı sistemini başından beri arzulayan ve seçimle birlikte de yeni rejimin ilk cumhurbaşkanı, diğer ifadeyle başkanı olmayı elde eden Sayın Erdoğan da neyi getirdiğinin farkında değil?
Eğer farkında olsaydı, bu pimi çekilmiş olan bombayı hiç eline alır mıydı? Siyasilerimiz yeni sistem kendilerine sorulduğunda, bakanlık sayısı düşecek, milletvekili sayısı artacak diye cevap veriyorlar. Bu ön plana çıkartılan konular Atatürk'ün kurduğu sistemi asıl değiştiren hususlar değil. Bunlar gösterilerek, asıl tehlike perde arkasında tutuluyor.
Nedir asıl tehlike? Yeni rejimle parlamenter sistem bitti, yani tek adamlık sisteminin gelmesiyle millet iradesi devre dışı bırakıldı. Dolayısıyla Atatürk'ün ilkeleri de devre dışı bırakılmış oldu.
Peki bunun anlamı nedir? Dilerseniz buna Gazi Mustafa Kemal Atatürk cevap versin:
"Bir devre yetiştik ki, onda her iş meşru olmalıdır. Millet işlerinde meşruiyet ancak milli kararlarla istinat etmekle, milletin temayülat-ı umumiyesine (genel eğilimleri) tercüman olmakla hasıldır. Milletimiz büyüktür. Hiç korkmayalım o esareti ve zilleti kabul etmez." 
Prof. Dr. Haydar Baş, Atatürk'ün bu ifadelerini Hoş Geldin Atatürk eserinde şöyle değerlendiriyor: "Demokrasinin ve daha sonra ilan edilecek Cumhuriyetin meşruluğu millettedir. Millet yararına da olsa her ne adım atılırsa atılsın meşruluk şarttır. Bunun yolu da yetkiyi milletten almak, işleri ona sormaktır."
Tek adamlık sistemine geçişle milli iradenin devre dışı kalması işte Atatürk'ün son derece önem verdiği bu meşruluğu devre dışı bırakmaktadır.
Peki, bunun sonucu ne olur? Saddamlı Irak, Kaddafili Libya'nın başına ne geldiyse o olur. Kaddafi'nin yaptığı icraatlar halkının yararına olmasına rağmen, Saddam'ın kaderinden farklı bir kader yaşamamıştır. Irak da, Libya da meşru kabul edilmemiş, demokrasi bahanesiyle işgal edilmiş ve parçalanmıştır.
Tek adamlık ve milli iradenin devre dışı kalması işte bu tehlikeyi doğurmaktadır.
Atatürk'ün Kurtuluş Mücadelesi neticesinde Türk milletine kazandırdığı en büyük değer Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir, yani milli iradenin hakimiyetidir.
Bu sayede Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulabilmiş, Lozan'da muhatap olarak kabul edilmiştir, "milli irade" ön planda olduğu için dünya bu yeni devlete boyun bükmüştür. Atatürk'ün daha devleti kurmadan TBMM'yi açması, yetkileri ona devretmesi, hatta Milli Mücadele'deki yetkilerini dahi milli iradenin oynayıyla elde etmesi, buna verdiği önemi açıkça göstermektedir. Başka türlü Türkiye diye bir devlet asla olmayacaktı. Biz olmayacaktık.
BOP kapsamında yaşananlar açıkça göstermektedir ki, bugün de geleceğe adım atabilmenin, bağımsızlığı koruyabilmenin tek anahtarı milli iradenin hakimiyetidir. Referandum ve son seçimle bu anahtarı kendi elimizle devre dışı bıraktık.
Bundan sonraki süreçte, hiçbir çözümü olmadığı halde ekonomik enkazı yeniden devralan Sayın Erdoğan, bir de meşruluk meselesi içinde kendini bulacak.
Federatif yapının gereği parçalanma, kaos ve karmaşa; ayrıca bütün bu badirelere karşın tek yetki ve sorumluluk sahibi olmanın verdiği zorluk da cabası?
Yetki ve sorumluluk sahibi olup da, dizginlerin MHP'de olması da ayrıca başka bir sorun? İşin kaymağı MHP'ye, tokadı Erdoğan'a olacak. Erdoğan'ın işi çok zor? Ekonomik kriz bir taraftan, siyasi kriz bir taraftan, küresel baskılar da diğer taraftan ülkemiz bu yılın Eylül'ünü göreceğini zannetmiyorum.
Siyaset olarak ve millet olarak, BRICS devletleri kapsamında 4 milyar insanın Modelinden, çözümlerinden istifade ettiği Prof. Dr. Haydar Baş'ı görmezden gelerek, ona sırt dönerek hem kendimize hem de ülkemize, devletimize ne büyük zararlar verdiğimizi ne zaman fark edeceğiz?
Celladına aşık olup, kurtarıcısına sırt dönen bir millet hiç iflah olur mu?
 
Murat Çabas / diğer yazıları
İhracat azalıyor, ithalat katlanıyor
Sorun derinleşiyor, atölyeler kapanıyor
'Önce Atamızdan sonra Türk halkından özür dilesin'
Aytekin Şef'ten AKP'li başkana çağrı
Bir ayda 145 bin 480 emekli maaşı harcandı
Emekliye cefa, Saray'a sefa!
Rıza göstereceği tek 'darbeyi' açıkladı
'Ben o darbeye teslim olurum'
'Kazanamazsam geleceğimi düşünmem gerekir'
TİP'in Zan kararının perde arkası
MOSSAD Başkanı ve HAMAS lideri masada
Esir takası müzakereleri başladı
Filistinlilerin arazisine mahkeme el koydu
Gasp devam ediyor
Para sayılan ofisin sahibi avukatın ifadesi
'3 saat boyunca para getirdiler'
İsrail'den Refah'ta yeni katliam
En az 14 Filistinli öldürüldü
Rize'de il müdürünü görevden aldı
Erdoğan'dan yeni atamalar
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
8 yılda çıkan yerli sermaye 600 milyar dolar
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
Kaftancıoğlu da ifadeye çağrıldı
İki şüphelinin ifadesi ortaya çıktı
Erdoğan 4. Kolordu Komutanlığı'nda konuştu
Irak ve Suriye mesajı
Utan dünya!
Bombalardan kurtulanlar açlıktan ölüyor
İhracat azalıyor, ithalat katlanıyor
Sorun derinleşiyor, atölyeler kapanıyor
'Önce Atamızdan sonra Türk halkından özür dilesin'
Aytekin Şef'ten AKP'li başkana çağrı
Bir ayda 145 bin 480 emekli maaşı harcandı
Emekliye cefa, Saray'a sefa!
Rıza göstereceği tek 'darbeyi' açıkladı
'Ben o darbeye teslim olurum'
'Kazanamazsam geleceğimi düşünmem gerekir'
TİP'in Zan kararının perde arkası
MOSSAD Başkanı ve HAMAS lideri masada
Esir takası müzakereleri başladı
Filistinlilerin arazisine mahkeme el koydu
Gasp devam ediyor
Para sayılan ofisin sahibi avukatın ifadesi
'3 saat boyunca para getirdiler'
İsrail'den Refah'ta yeni katliam
En az 14 Filistinli öldürüldü
Rize'de il müdürünü görevden aldı
Erdoğan'dan yeni atamalar
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
8 yılda çıkan yerli sermaye 600 milyar dolar
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
Kaftancıoğlu da ifadeye çağrıldı
İki şüphelinin ifadesi ortaya çıktı
Erdoğan 4. Kolordu Komutanlığı'nda konuştu
Irak ve Suriye mesajı
Utan dünya!
Bombalardan kurtulanlar açlıktan ölüyor
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.