Bir taraftan fabrikalar yanıyor, diğer taraftan koca koca şirketler konkordato ilan ediyor, on binlerce esnaf kepenk kapatıyor, işletmeler üretimi durdurma kararı alıyor, devlet ve özel sektör projelerini askıya alıyor ve daha bir çok şey…
Neden? Para yok. Tulumbada su bitti. Olan para ise maliyetli para! Evet, 7.20'lere çıkan dolar 5.20'lere indi ama faizler % 25'lerde kaldı. Haliyle tüccar, esnaf, sanayici para bulamıyor.
Vatandaşta zaten para yoktu. Olan bolca paralar bankalardan aldığı (kredi kartı ve kredi) paralardı. Şimdi onları geri ödüyor. Haliyle vatandaş da parasız…
Öyle ki, her daim pembe tablolar çizen TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu bile şikayetçi oldu ve; "Piyasada gözle görülür yavaşlama var, para dönmüyor" dedi.
Her akşam iktidar yanlısı olsun veya eleştirenler olsun, "piyasada para yok, enflasyon ve faiz çok tehlikeli şekilde artıyor, doların düşmesi geçici, yeniden yükselecek" gibi fikirlerde benzer cümleleri kuruyorlar.
İlginçtir! İktidar da, muhalefet partileri de, yandaş veya karşıt görüşlü ekonomistler de çözüm için hemen hemen aynı görüşte birleşiyorlar; "Yabancı sermaye." Yabancı sermayeyi ülkemize çekersek ekonomi düzelecekmiş!
Hemen soralım; Ülkemizde yerli ne kaldı ki? Özelleştirme adı altında binlerce dev firma, on binlerce işletme, madenler, limanlar satılmadı mı? Satıldı.
Ülkemizin özellikle Harran, Çukurova, Iğdır Ovası gibi verimli toprakları başta olmak üzere bilmem kaç milyon metrekare arazi satıldı. Yine aynı şekilde yüz binlerce konutu yabancılar (kendileri açısından) yok fiyata aldılar. Şimdilerde fındık ve çay bahçelilerini, yalıları, sarayları alıyorlar.
Tablonun arka yüzünde ise ülkemize dün gelen yabancı sermaye; işletmelerimizin, madenlerimizin vs. kaymağını yediler, hem anaparalarını, hem de anaparadan çok daha fazla karlarını ceplerine koyarak çekip gittiler. Türk Telekom ortada…
Ülkemize çok büyük miktarlarda yabancı sermaye girişi oldu. Öyle ki, yerli sanayici ve üreticiler bile yabancı sermeye ile iş kurma ve işletmeye kalktılar. Peki, bu girişten bize ne kaldı?
Özel sektörün (devlet garantili) dış borcu 242.5 milyar dolara yükseldi. Devletin de dış borcu 200 milyar dolar civarında olduğunu biliyoruz. Yani yabancı sermaye sadece kendisi gelmemiş. Devleti ve özel sektörü de kendine bağlamış. Öyle ki son 15 yılda 1 trilyon TL'ye yakın sadece dış borç faizi ödedik.
'Uluslararası finansın kurucu babası' olarak tanımlanan Rothschild, bankacılık hanedanının kurucusu Baron M. A. Rothschild 1800'lü yıllarda şöyle diyordu; "Bana bir ülkenin parasının kontrolünü verin, kanunlarını kimin yaptığı umurumda bile değil."
Maalesef bu gerçeği ülkemizde de yaşıyoruz. Onlarca iktidar geldi, geçti. Son 16 yıldır tek parti iktidarda ama söylemler hep aynı, çare için dönülen yön de aynı.
Bugün iktidar, ekonomik krizden kurtulmak için, 'yabancı sermayeyi ülkemize çekmemiz lazım' diyor, gittikleri her ülkede sermaye sahiplerini ülkemize davet ediyorlar.
Muhalefet ne yapıyor? İktidarı, 'yabancı sermayeyi ülkemizden kaçırmakla' suçluyor. Mesela CHP! Atatürk hiçbir zaman solcu olmadığı halde kendilerini hem Atatürkçü, hem de solcu olarak tanımlarlar. Ama Amerikan dolarına da asla hayır, demezler.
Tanıdığınız sağcı'ya, solcu'ya, Komünist'e, Nakşi'ye, Nurcu'ya, Milliyetçi'ye vs. sorun; Dolara karşı mısın? Bu ülkede yabancı sermaye olmalı mı, olmamalı mı?
Alacağınız cevaplar aynıdır; Tabi ki olmalı, ne yapalım başka çare mi var! Yani kabullenilmiş kölelik düzeni kurulmuş.
Biz bu köleliği kabul etmiyoruz. Çare de var, çıkış da var.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024