logo
24 NİSAN 2024

Sağlıkta dönüşümün bedeli - sağlık israfı - sağlık iflası

07.03.2021 00:00:00
'Sağlıkta dönüşümün bedeli - sağlık israfı - sağlık iflası' seslendirme dosyası:
Türkiye bütçesi her sene, Cumhuriyetin ilk dönemleri hariç hep açık vermiş ve vermeye devam ediyor. Ancak 18-20 yıllık AKP döneminde bu açık gittikçe artmış ve giderek artıyor…

Bu bütçe açığının en büyük nedeni; siyasal olarak Maliye ve Hazine Bakanlığının ülke ekonomik koşullarını dikkate almadan, sıcak para gelmesi için yüksek faiz uygulaması, başta cumhurbaşkanlığı sarayı harcamaları, danışmanları, korumaları, kollamaları, gizli ödenekleri olmak üzere; İçişleri Bakanlığında gittikçe artan polis, bekçi ve personel harcamaları; Sağlık Bakanlığının gittikçe artan sayıda doktor, hemşire, personel harcamaları, SGK kanalıyla tıbbi bakım, ilaç ve tıbbi sarf malzemeleri olmak üzere ülkenin güvenlik ve sağlık harcamalarıdır.

Cumhurbaşkanlığı bütçesi ve harcamaları gittikçe artması fazla israf olarak tenkit edildiğinde "itibarda tasarruf olmaz" denerek bu harcamalara kılıf olarak sunuluyor. Cumhurbaşkanının binlerce koruması ve yüzlerce danışmanına ödenen ücretler dışında yüzlerce en lüks, en güvenli koruma araç giderleri ve  bilinen en az 10'un üstünde uçak giderleri, gizli ödenek dahil bilmediğimiz  harcamalar gittikçe artmaktadır.

Partili Cumhurbaşkanının kendi deyimiyle benim valim, benim kaymakamım, benim polisim, benim bakanım, benim vekilim denerek halkın ve devletin değil siyasi iktidarın hizmetinde olduklarını ikrar etmiştir. Artık devlet kadrolarında memur olmak için AKP teşkilatına ya üye olması veya üst AKP başkanları tarafından referans getirmek gerekiyor. Bunun da uygulama yolu Kamu Personeli Seçme Sınavından en yüksek puanı alan değil, mülakatta parti desteği olan, hatta AKP teşkilatına kayıtlı olanın seçilmesidir.

Onlara bu adaletsiz durum sorulduğunda "bize liyakat değil, sadakat lazım" diyerek adeta suçu ikrar etmektedir. Artık daha önce milletvekili olan profesörler hemen istedikleri üniversiteye rektör, milletvekili adayı olan örneğinde olduğu gibi Boğaziçi Üniversitesine 'kayyım' rektör atanmıştır. Buradan da anlaşıldığı gibi rektörlük de AKP teşkilatına adanmıştır, ayrılmıştır.

Bunun ne gibi bir sonucu olmuştur? Başta Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı,  Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Aile ve Sosyal İşler Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı olmak üzere tüm bakanlıklar ve resmi kuruluşlar olmak üzere Cumhurbaşkanı'na sadakatle hizmet etmek için ve onun himayesini kazanmış kişilerle dolduruldu. Bu makamlara ve kadrolara giren insanlarda liyakatle seçilmedikleri için kendi kurumlarına ve vatandaşa değil, sadakatle Cumhurbaşkanı'na ve AKP'ye hizmet için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Çünkü AKP, onun başkanı ve cumhurbaşkanı himayeleri olmadığı zaman bir değerleri olmadığını ve makam ve mevkilerini kayıp edeceklerini bildikleri için onu ve partisini sadakatle korumak, kollamak ve ona hizmet etmek için ellerinden geleni yapmaktadırlar.

AKP döneminde sağlıkta dönüşüm politikasında ne olmuştur? AKP öncesi sağlık hizmetleri birinci basamakta sağlık ocakları, ikinci basamakta devlet hastaneleri, üçüncü basamakta üniversite hastanelerine yöneliktir. SSK hastaneleri, Silahlı Kuvvetler Hastaneleri, Öğretmenler, Polis, PTT çalışanları gibi meslek gruplarına yönelik hastaneler mevcuttu. O dönemde emekli sandığı, SSK, Bağ-Kur çalışan ve emeklileri ücretsiz hizmet alabiliyordu. Ancak kabul etmek gerekir SSK ve Bağ-Kur çalışanları kendi hastanelerinde hizmet görebiliyor, eğer ileri düzey bir olaysa üniversite hastanelerine sevk edilebiliyordu. AKP döneminde ise emekli sandığı, SSK, Bağ-Kur hatta yeşil karta sahip olanların hepsi SGK kapsamına alınmıştır.

Özel hastaneler de, özel rehabilitasyon ve eğitim kurumları da SGK ile anlaşarak bu hasta grubuna hizmet vermek üzere anlaşmalar yaptı. Bu dönemde hasta, sağlık arayan bir insan durumundan memnun edilmesi ve hastanelerin bu hizmetten para kazanılması sağlanan bir müşteri durumuna sokulmuştur. Bunun neticesinde devlet hastanelerinde çalışan yaptıkları muayene, ameliyat, girişim ve müdahale gibi hizmetleri oranında performans hizmeti ücreti, özel hastanelerde ise doktorun hastaneye kazandırdığı para oranında prim kazanması sağlandı. Bunun sonucunda hasta hastalığın teşhisi ve tedavisi için ne kadar tetkik, ne kadar girişim ve ameliyat yapılırsa para kazanılabilecek bir müşteri durumuna sokuldu.

Hekimler açısından bu tıp yeminlerine ve tıp ahlakına aykırı bir tutum için yadırgandı ve kabul görmedi. Ancak birçok yakın mesai arkadaşının bu vahşi kapitalizmden para kazanması sonucu etrafı ve ailesinin de ısrarı ile artı pek çoğu hastayı, sağlığına yardımcı olunması gereken dertli kişiden üzerinden para kazanılan bir müşteri durumuna soktu.

Türkiye'de çalışan ve emeklilere harcanan sağlık giderleri 2002'de 6 milyar TL iken 2020'de 120 milyar TL'yi geçti. Yani AKP döneminde SGK harcaması 18 yılda tam 20 kat arttı. Artmanın en önemli nedenleri sağlığın özelleştirme ile ticari bir alan, hastaların ise bir tüketici müşteri olarak görülmesidir. Resmi devlet hastanesi ve üniversite hastanelerinde çalışan hekimlere fazla muayene, tetkik, girişime ve ameliyat için performans adı altında ek ücret ödenmesi, özel hastane çalışan hekimlere ise hastaneye ek tetkik ve tedavilerle kazandırdığı para oranında teşvik primi verilmesi doktorları tıbbı temeli olan anamnez ve fizik muayene ile %90 oranında teşhis kolaylığın yerine bol tetkik, bol girişim ve bol cerrahiye yani tıp israfına yöneltmiştir.

Hekimler yönünden bu yöntem sağlık alanının bir sağlık hizmetinden çıkarmış, sağlık ticareti ve hastalar da üzerinden para kazanılan bir müşteri kazanılan müşteri durumuna koymuştur. Hastalar yönünden ise ilk önce SGK kartı ile her hastaneye başvurabilmesi, bol tetkik ve girişim yapılması önce çok hoşuna gitti. Sağlıkta reform olarak gösterilen bu durum AKP'ye çok oy kazandırdı. Ancak son 18-20 yılda SGK harcamaları o kadar arttı ki, ülkenin bütçe açığındaki en büyük neden olarak karşımıza çıktı!

Bunun sonucunda SGK sağlık harcamaları için gerek muayenesi, gerek tetkik ve gerekse ilaç parası için sağlık katkı payı olarak ücret kesmeye başladı. Bu durum da işçi, memur ve emeklilerde ilaç alımı sırasında sağlık katkı payı olarak ücret kesilmesi özellikle hastalar ve eczacılar arasında pek çok münakaşa ve çatışmaya sebep olmuştur. Ayrıca sadece muayene ile değil bol tetkik, MRG, BT, USG ile doğru teşhis konulamadığı gerçeğiyle hastalar doğru teşhis ve uygun tedavi için bol zaman ve para kaybına sebep olmuştur. Bu durumda teşhis ve tedavide gelişmeye değil sağlık harcamalarının artmasına, yani sağlık israfına yol açmıştır.

Hekim ve hastalar yönünden bu durum öncelikle güven ilişkisini bozmuştur. Hasta yönünden hekime ve tıp mesleğine saygı kaybına, doktorlar yönünden ise hastalara empati kaybına sebep olmuştur. Bunun neticesi hastalar tarafından açılan mal praktis, yani yanlış hekimlik davaları gittikçe artan bir hukuki sorun haline gelmektedir. Ülke ekonomisi yönünden SGK harcamaları bütçenin en büyük açığı olarak artmaya devam etmektedir. Ancak sağlıkta artan harcamalar insanımızın sağlığında düzelme yaratmadığı gerçeği, gittikçe hastanelere artan hasta başvurusuyla kendini göstermektedir. İnsanımızın sağlıkta dönüşüm döneminde sadece organik hastalıkların değil, ruhsal hastalıklar ve toplumsal sorunların gittikçe arttığı yazılan psikiyatrik ilaçların miktarından ve gazetelerin 3. sayfa haberleri, TV'de aile içi ve toplumsal şiddet haberlerinden anlayabilirsiniz.

Sonuç olarak;

1. AKP döneminde sağlıkta reform ve dönüşüm politikası 18 yıllık dönemde 20 kat artmıştır.

2. Sağlıkta reformla sağlık hizmeti ticari sektör, hastalar bir müşteri durumuna sokulmuştur.

3. Hastalar bu dönemde bol muayene, bol girişim, bol tetkik yapılarak, bol ilaç yazılarak; gerek teşhis ve gerekse tedavide zaman kaybı ortaya çıkmıştır.

4. Sağlıkta dönüşüm ile hasta ve hekim arasında güven ilişkisi bozulmuştur. Hasta ve hekim arasında; yanlış hekimlik davaları ve doktora şiddet olayları artmıştır.

5. Sağlıkta dönüşüm ile toplum sağlığı düzelmemiş daha kötüye gitmiştir. Hem organik hastalıklar, hem ruhsal hastalıklar, hem de toplumsal sorunlar artmıştır.

6. Sağlıkta dönüşüm getirdiği değişim ile sağlıkta reform değil, sağlıkta israf sonucu; sağlıkta iflas ve ekonomik ve toplumsal çöküştür.

7. Sağlık hizmetinin ticaret, hastanın da üzerinden para kazanılan bir müşteri durumundan çıkarılması hem tıp mesleğinin saygınlığı ve insan sağlığının korunması için elzemdir.

 

 



 
Prof. Dr. Hidayet Sarı / diğer yazıları
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
THY uçağı kalkışını erteledi
İlber Ortaylı uçakta rahatsızlandı
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Elon Musk'ın işi zor
Batmamak için fiyat kırdı
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
THY uçağı kalkışını erteledi
İlber Ortaylı uçakta rahatsızlandı
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Elon Musk'ın işi zor
Batmamak için fiyat kırdı
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.