Sandıkta doğru karar verilmeli

Hükümetten alınan talimatla Tekel işçilerinin eylemlerine sert önlemler alınıyor.Daha önceki yazılarımızda Tekel işçilerinin bu tür protestolarla hükümetten bir şey alamayacağını ifade etmiştik.Çünkü hükümet için ok yaydan çıkmıştır, atılan adımlardan onlar için geri dönmek zordur ve imkansızdır.Tekel bir Amerikan firmasına satılmıştır ve bugün bu Tekel işçilerine ihtiyaç yoktur. Bundan sonraki süreçte firma ithalata meyledeceği için artık tütün üreticisine de ihtiyaç kalmayacaktır. Bu sefer de tütüncüleri protesto eylemlerinde görebiliriz.Aynı kader şeker işçileri ve üreticileri için de geçerli olacak.Şu işe bakın! Bu dev kamu kuruluşlarını oluşturana kadar yükü taşı, sıkıntı çek, ardından birileri gelsin bunları yok pahasına satsın, ondan sonra yine sıkıntı çek, hakkını aramaya kalktığında da itil kakıl ve dayak ye.Bizler defalarca bu IMF baskılı, AB tavsiyeli, ABD taşeronlu politikaların sonucunun bu olacağını ifade ediyorduk da bizleri hiç dinlemiyordunuz, nasihat almıyordunuz, işte şimdi bilfiil yaşıyorsunuz.  Sandık başında doğru karar verilmedikçe bu protestoların, eylemlerin hiçbir olumlu neticesi olmayacaktır.Değil AKP, başka bir parti gelse ve yine IMF, AB ve ABD politikalarıyla hareket etse, hangisi olursa olsun, ulusalcısı, milliyetçisi, dindarı fark etmez aynı sonuçla yine karşılaşacaksınız.Bu matematiksel bir denklem gibi, 2 ile 2'yi topluyorsan sonuç 4'ten başka bir şey çıkmaz. Yahu neden 5 değil de 4? Kardeşim 3 ile 2'yi toplamıyorsun ki, 2 ile 2'yi topluyorsun.IMF+AB+ABD eşittir işsizlik, borç, fakirlik, yoksulluk, sosyal ve ekonomik dengesizlik, gözyaşı, protesto, dayak, icra, haciz, intihar?Bu budur, başka bir netice ortaya çıkmaz. Yahu ben ulusalcıyım, tamam da kardeşim nerede ulusal projelerin?Ben milliyetçiyim, hem IMF'ci, AB'ci, ABD'ci hem de milliyetçi nasıl olunur?Ben dindarım, senin dinin "Hıristiyan ve Yahudilerin peşinde gitme" diye ayetle hadisle emretmiyor mu?Kimi kandırıyorsun?Bunların ne ulusalcılıkla, ne milliyetçilikle ne de dindarlıkla alakası var.Bu özelliklere gerçekten sahipsen, milli bir ekonomi modeline sahip olmalısın. Tercüme paraları bir kenara koyup, emeğin ve üretimin karşılığı kendi paranı devreye koymalısın. Madenlerini ve kamu kuruluşlarını asla satmamalısın, devlet millet ortaklığıyla işletmelisin. Milli geliri sosyal devlet projelerini hayata geçirerek millet arasında adil bir şekilde pay etmelisin.  Kıbrıs'a, Ege'ye, Telafer'e, Musul'a, Kerkük'e, Gazze'ye, Kudüs'e, Bosna'ya ve dünyada zulmün yaşandığı her bölgeye milli iradenle sahip çıkmalısın. IMF'ye, AB'ye, ABD'ye geriye dön marş marş demelisin. Tam bağımsız Türkiye demelisin.İşte o zaman ben sana gerçek ulusalcı, gerçek milliyetçi, gerçek dindar diyeyim.Yoksa söylediklerin hikâyeden öteye geçmez.Bu manada hakkını vermek lazım, gerçekten milletini düşünen, hem ulusalcı, hem milliyetçi hem de dindar olan, milli projeler hayata geçirerek gereğini yerine getiren bir tek lider gözüküyor, o da Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tır.Tekel işçileri, şeker işçileri, üreticiler, dayak yeme, itilme, kakılma makamından efendiliğe terfi etmek istiyorlarsa sandık başına gittiklerinde bu ifade ettiklerimi asla unutmasınlar.Sonra uyarmadınız demeyin.