ABD Başkanı Donald Trump ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara Beyaz Saray'da görüşme gerçekleştirdi.
Ayrıca ABD, Türkiye ve Suriye'nin dışişleri bakanları basına kapalı olarak bir toplantı yaptı.
Bu görüşmelerde ikili ilişkiler, bölgesel gelişmeler ele alındı ancak basına yansıdığı kadarıyla bence en önemli gündem maddeleri; SDG'nin Suriye'ye entegrasyonu, Suriye'nin DEAŞ Karşıtı Koalisyona katılması ve Suriye ile İsrail'in ilişkilerinin normalleşmesiydi.
Bildiğiniz gibi, DEAŞ ile mücadelede ABD'nin "en önemli ortak" olarak ifade ettiği güç bugüne kadar hep SDG idi. ABD'li yetkililer her fırsatta, özellikle de Türkiye'nin SDG'ye operasyon yapma ihtimalinin gündeme geldiği zamanlarda, bunu ifade ettiler.
Şimdi hem Suriye'nin DEAŞ Karşıtı Koalisyona katılması, hem de SDG'nin entegrasyonu konusu bu noktada şu soruyu akla getiriyor: SDG mi Şam'a entegre olacak, yoksa Şam mı SDG'ye entegre olacak? DEAŞ'la sözde mücadelede ABD'nin asıl ortağı SDG olduğuna göre ikinci ihtimal daha ağır basıyor.
Neticede, ABD askeri üsleri ve askerleri SDG'nin kontrol ettiği bölgede bulunuyor. Suriye'nin güneyinde bir ABD üssünün kurulacağı ise gündemde var. Her ne kadar bu, Suriyeli yetkililer tarafından yalanlandıysa da, haberi Batılı meşhur ajanslar dünya gündemine taşımışlardı.
SDG, ABD'nin bir dediğini iki etmiyor, ihtiyaç duyduğu para, Pentagon'un resmi bütçesinden karşılanıyor, ellerindeki silahlar Amerikan silahları, askeri eğitimlerini ABD'li komutanlar verdi, bu bölgeye on binlerce tır silah sevkiyatı yapıldı.
Şara yönetimi ise, her ne kadar Trump Şara için övgüler dizse de, gerçekte hala yaptırım sopasıyla, yeniden inşa, kredi, meşruiyet sopalarıyla terbiye edilmeye çalışılıyor. Hatta sık sık İsrail'in saldırılarıyla tabiri caizse dayak atılıyor, ölüm gösterilerek sıtmaya razı edilmeye çalışılıyor.
İşte buradaki sıtma nedir? Bence Şam'ın SDG'ye entegre olmasıdır. Çok kısa bir zaman sonra, SDG'li bazı üst düzey yetkililerin Suriye ordusunda komutan olduğunu görürsek şaşırmayalım.
SDG'li bazı üst düzey yöneticilerin Suriye yönetiminde görev aldığını görürsek de şaşırmayalım.
Olmaz olmaz demeyin, son dönemlerde öyle şeyler yaşanıyor ki, artık her şey olabilir diyorsunuz.
Beyaz Saray'daki Suriye gündemli görüşmelerde hangi kararlar alındı, Suriye-SDG entegrasyonunda, Suriye-İsrail normalleşmesinde alınan kararlarda Türkiye'yi rahatsız eden ve hatta tehdit eden hususlar var mıydı merak konusu.
Neticede Türkiye'nin Suriye sürecinde elini zayıflatacak olan bir gelişmeyi hükümet yetkilileri istemez. Hem stratejik olarak bu doğru değil, hem de siyasilerimizin özellikle Esad yönetiminin devrilmesinden sonra Suriye ile ilgili ciddi beklentileri vardı.
SDG-Şam entegrasyonu, ABD'nin Suriye'deki askeri varlığını güçlendirirken, Türk askerinin Suriye'deki varlığını tartışmaya açacaktır.
Ayrıca Şara yönetiminin İsrail ile ilişkileri ABD arabuluculuğu baskısıyla normalleştirmesi de Suriye'yi Türkiye'den daha da uzaklaştıracaktır.
Bu da Türkiye'nin bölgesel çıkarlarını tehdit edecektir.
Siyasilerimiz, "Esad gitti" diye sevinirken, Esad'ı mumla arar hale gelebilir.
Öte yandan ne tesadüftür ki bir askeri kargo uçağımız Gürcistan'da düştü. Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Azerbaycan'dan Türkiye'ye gelmek üzere olan TSK'ya ait C130 kargo uçağının düştüğünü duyurdu. MSB, uçakta 20 personelin bulunduğunu açıkladı.
Şehit olan askerlerimize Allah rahmet eylesin mekanları cennet olsun. Gerçekten yüreğimiz parçalandı.
Kaza kırım olarak ifade edilen bu olayın zamanlaması da manidar. Bu, basit bir kaza mı, yoksa bir mesaj mı, gözdağı mı? Örneğin mesela Suriye'deki gelişmelerle bir alakası var mı?
Akla pek çok soru geliyor. Kimilerine bunlar komplo teorisi gelebilir ama bizler basın mensubu olarak gelişmelere şüpheyle bakmak durumundayız, bizim işimiz bu. Yetkililerin görevi ise bu sorulara cevap bulmaktır.
Zamanın gerçekleri açığa çıkarmak gibi bir huyu vardır!
- Atatürk'ü anmaktan ziyade ANLAMAK lazım / 11.11.2025
- Her gün 1 kadın cinayete kurban gidiyor / 08.11.2025
- Ekümenikliğe uygun bir Ruhban Okulu planı / 06.11.2025
- Vatandaşların mağduriyeti, rantiyenin kazancı oluyor / 05.11.2025
- ABD Büyükelçisi'nden 'Türkiye-İsrail işbirliği' vurgusu / 04.11.2025
- İmralı ile müzakere süreci: Hayallere karşılık, gerçek tavizler / 01.11.2025
- Et tüketiminde Zimbabve'nin bile gerisindeyiz! / 31.10.2025
- Gebze'de yıkılan binanın bize anlattıkları / 30.10.2025
- PKK, Türkiye’de ‘demokratik entegrasyon’ hedefinde / 29.10.2025



















































































