Sonucu merakla beklenen 14 Mayıs seçimlerine 5 gün kaldı.
İktidar ve muhalefetin birbirine çok yakın oylarla götürdüğü seçim yarışı, final günü yaklaştıkça daha sert söylem ve icraatlara sahne oluyor.
Demokrasinin gereği olarak yapılacak seçimlerin, maalesef demokratik bir seçim yarışıyla gerçekleşmediğini daha önceki yazılarımızda ifade etmiştik.
Bir tarafta bizzat Cumhurbaşkanı ve bakanlar, istifa etmeden resmi yetkilileriyle her türlü devlet imkanından istifade ederek seçim çalışması yürütüyorlar, diğer tarafta muhalefet cenahı ise sadece 'aday' statüsüyle her türlü engelin çıkartıldığı bir atmosferde bir seçim yarışı yürütmeye çalışıyor.
Bu antidemokratik tabloya rağmen, iktidar cenahı sanki yıllardır muhalefetteymiş gibi davranmaya da devam ediyor.
Gönül ister ki, seçimler gerçekten demokratik bir düzlemde gerçekleşsin, şiddet körüklenmeden, karşılıklı saygı ve nezaket korunarak, projelerin yarıştığı, bayram havasında bir seçim yarışı yaşansın. Böyle bir yarışın neticesinde de bileğinin hakkıyla seçimi kazananı seçim sonuçları açıklandığında hepimiz tebrik edelim.
Ama maalesef böyle olmuyor.
İBB Başkanı ve Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Ekrem İmamoğlu'na Erzurum'da yapılan taşlı saldırı hepimizi gerçekten üzdü.
Esasen daha da üzüldüğümüz husus, Cumhur İttifakı'nın İmamoğlu'na geçmiş olsun demesini beklerdik ama tam tersi oldu. Hatta bu tatsız olayın suçu, taşla saldırılan Sayın İmamoğlu'na atılmak istendi.
İmamoğlu'nun bu iddialara verdiği cevap dikkat çekiciydi: "Erzurum'daki olay, siyasi bir müdahaledir, çünkü kaybediyorlar. Nasıl bir gücümüz var ki, kendime taş attırırken, valiye, emniyet müdürüne de talimatı ben veriyorum!"
Birçok kesimden İmamoğlu'na geçmiş olsun mesajları yayımlandı; saldıranlar ve perde arkasında saldırtanlar şiddetle kınandı.
Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP) kınama mesajında şunlar ifade edildi:
"Erzurum'da Ekrem İmamoğlu'na ve miting için bölgeye gelen vatandaşlarımıza yapılan çirkin saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Siyasi ve politik çıkarları için bu çirkin saldırıya göz yumanları tarih unutmayacak! Hangi görüşten olursa olsun, bizler Türk milletiyiz. Türk milleti siyasi ve politik oyunlara gelmemelidir. Bizler; Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Arap'ı, Acem'i, Alevi'si ve Sünni'si ile tüm dil, din ve ırklarıyla bir ve beraber olmuş Türk milletiyiz. Böyle bir süreçte birbirimize saygı duymaya ve birbirimizi anlamaya mecburuz. Allah yüce Türk milletini her türlü beladan ve musibetten korusun."
Bu tür şiddet olaylarını körükleyerek bundan siyasi bir çıkar elde etmeye çalışanlar bilmeliler ki, bizim milletimiz duygusaldır ve mağdurun yanında yer alır.
Şiddet olaylarını körükleyenler en büyük zararı kendileri görürler.
Bu tür gerilimlerin arttığı bir atmosferde BTP'nin "birlik" çağrısı da oldukça önemlidir. Yeri gelmişken ifade edelim ki, BTP, gerek Prof. Dr. Haydar Baş döneminde, gerekse Hüseyin Baş döneminde söylemleriyle, duruşuyla, projeleriyle hep birlik ve beraberliğin adresi olmuştur.
Türkiye'de ne zamanki kutuplaşmalar, ötekileşmeler ayyuka çıkmıştır, BTP, millet arasında oluşturulan bu suni uçurumları kapatmaya çalışmış, köprüler kurmaya çalışmış ve milleti kaynaştırma gayretine girmiştir.
Görünen o ki, bir kader seçimi olarak ifade edilen ve öncesinde sürekli gerginliğin körüklendiği bu 14 Mayıs seçimlerinde de BTP'nin bu her zamanki birlik ve beraberlik çağrısına millet olarak ihtiyacımız var.
Önümüzdeki seçimlerde, diyelim ki muhalefet kaybetti, muhalefet cenahı zaten 20 yıldır genel seçimleri kaybettiği için buna alışıktır ve emin olun ki milletin bu kararına yine saygı duyacaktır, demokratik mücadelesine kaldığı yerden devam edecektir. Bir iç muhasebe yaparak nerelerde yanlış yapıldığını, neleri göz ardı ettiklerini kendi içlerinde masaya yatıracaklar ve bunları telafi etme yoluna gideceklerdir.
Peki, iktidar seçimi kaybederse bunu hazmedebilecek mi?
Başlıkta da ifade ettiğimiz gibi seçimi kaybetmek de demokrasinin bir gereğidir.
Türk seçmeni belki bu seçimlerde bir değişime gerek duyacak, iktidarı dinlendirmek isteyecektir; iktidar buna hazır mı?
Bu noktada 22 yıldır Türkiye siyasetinde siyasi nezaketin de adresi olmuş Bağımsız Türkiye Partisi'nden ders almalarını tavsiye ediyorum.
Türkiye ve Türk milletinin menfaatleri için fedakarlık ortaya koymanın illaki iktidar olmayı gerektirmediğini BTP'den detaylıca öğrenmeliler…
Türk milleti de, 22 yıldır vatan ve millet için çalışan, Meclis dışında olmasına rağmen birçok önemli başarılara imza atan BTP'ye en kısa zamanda yetki vererek, devlet imkanlarıyla bu başarılarını katmerleştirmesine fırsat tanımalıdır.
- Türkiyeli değiliz, Türk Milleti’yiz / 17.07.2025
- Milletimizin ‘Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ kutlu olsun / 16.07.2025
- Millet iradesi ‘komisyon’ değil, ‘referandum’dur / 15.07.2025
- Silah bırakan PKK, taviz veren niye biz? / 12.07.2025
- PKK’lılar ve silahları bu kadar mı? / 11.07.2025
- Öcalan: ‘Varlık tanınmış, ana amaç gerçekleşmiştir’ / 10.07.2025
- Şehitlerimize yas tutarken sorular cevap bekliyor / 09.07.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’, ‘terörsüz’ Türkiye mi? / 08.07.2025
- Batıla karşı Hüseyni duruş evrenseldir / 05.07.2025