Tam Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bizlere kazandıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatından bu yana ülkemizde siyaset maalesef "millete hizmet" odaklı değil, "seçimlik" olarak yürütüldü.
Durum böyle olunca, ülkeyi yönetenler, işi bilen, proje sahibi, Atatürk'ün kalkınma politikalarını ileriye taşıyacak olan liderlerden değil, seçim dönemlerinde en iyi tiyatro oynayanlardan, kayıkçı kavgasını iyi bilenlerden, demogojiyi, laf cambazlığını iyi becerebilenlerden, millete nabzına göre şerbeti iyi verenlerden seçildi.
Ve bu siyaset anlayışıyla geldiğimiz nokta ortada…
Güncel birkaç örnek verelim:
* En temel gıda maddesi soğanın 31 Mart seçimlerinden sonra 10 TL'ye çıkacağı ifade ediliyor.
Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Özden Güngör, "2018'in Ekim ayında, 'soğan fiyatları Ocak ayında 6-7 lirayı bulabilir' dedik, öyle de oldu. Çünkü ekim alanları daraldı, üretim az, soğan tüketimimiz belli. 2019 yılında soğan fiyatları 9-10 liraya kadar çıkabilir" açıklamasını yaptı.
Güngör, ekim alanlarının azalmasıyla alakalı da, "2017 yılında 57 bin hektar olan soğan ekim alanımız 2018 yılında 52 bin hektara, 2,1 milyon ton olan üretimimiz 1,9 milyon tona düştü. Nüfusumuz ise geçen yıla göre 2 milyon arttı" ifadelerini kullandı.
Görünen o ki, soğan 10 TL olunca, yiğit muhtaç olacağı kuru soğanı da bulamayacak. Soğan 10 TL olursa, domates, biber, patlıcan ne olur, merak konusu…
* İlaçta yüzde 26,4 zamlı fiyat, önceki gün başladı.
Enflasyon yüzde 20 civarında açıklanmasına rağmen, ilaca yüzde 26,4 zam yapılması dikkat çekici…
En sık kullanılan ağrı kesicilerin fiyatı 9,94 TL'den, 12,27 TL'ye yükseldi. Bu, gerçek enflasyon rakamlarının resmi verilere yansıtılmadığının en bariz göstergesi…
* Tıbbi cihazlara da en az yüzde 25 zam geliyor. En temel tıbbi cihazlara ulaşılamıyor.
Omurga Cerrahisi Tıbbi Malzeme İmalatçıları İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği (ORDER) Başkanı Erkin Delikanlı 2018 Ağustos ayından bu yana ortopedi alanında bazı ameliyatlar için çok önemli malzemelerin alınamadığını, kalp pillerine ve kapaklarına ulaşılamadığını, değerli bazı yabancı markaların Türkiye piyasasından çekildiğini söyledi.
Delikanlı, şunları ifade etti: "Ameliyat eldiveni dahi yok durumuna girdi. Maalesef ülkemizde 2018 Ağustos ayından bu yana skolyoz ameliyatı için çok önemli malzemeler alınamıyor, kalp pillerine ve kapaklarına ulaşılamıyor."
* Ülkemizde üretim de, istihdam da tehlikede…
TÜSİAD'ın da üye olduğu, ekonomiyi ayakta tutan büyük firmaların içinde bulunduğu TÜRKONFED'in Ekonomik Beklenti Anketi açıklandı.
Buna göre, katılımcıların yüzde 59'u 2018'de üretimlerinin Ekim-Aralık döneminde, Temmuz-Eylül dönemine göre daraldığını, yüzde 80'i 2019'da istihdamın azalacağını yani işsizliğin artacağını, yüzde 76'sı ise 2019'un birinci çeyreğinde 2018'in dördüncü çeyreğine göre yatırım harcamalarının düşeceğini belirtti.
Türkiye'nin lokomotif şirketleri işsizliğin artacağını, yatırımların düşeceğini ifade ediyor.
TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, "KOBİ'lerin, kısa ve orta vadede en önemli sorun olarak nakit sıkıntısını dile getirdiğini" ifade etti.
Yani iş dünyası kısaca, "para dönmüyor" diyor.
* Yerli sermaye dışarıya kaçıyor.
İç talebin daraldığı, faizlerin ve diğer üretim maliyetlerinin de sürekli arttığı ülkemizde, yerli sermaye dış yatırımlara yöneldi. Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, Türkiye'de yerleşik kişiler geçen yıl yurt dışına 3 milyar 997 milyon dolarlık doğrudan yatırım yaptı.
Bu tutarın 2 milyar 227 milyon dolarını hizmetler, 1 milyar 753 milyon dolarını sanayi ve 17 milyon dolarını da tarım sektörlerine yapılan yatırımlar oluşturdu. Türkiye'de yerleşik kişilerce yurt dışına yapılan toplam doğrudan yatırımların bir önceki yıla kıyasla yüzde 26 arttığı görüldü.
Söz konusu rakam 2017'de 3 milyar 177 milyon dolar düzeyinde bulunuyordu.
* Türkiye ekonomisi 2019'da daralacak.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's (S&P) Analisti Maxim Rybnikov, bu yılın sonunda Türkiye ekonomisinin yüzde 0,5 seviyesinde daralmasının beklendiğini söyledi.
* Vatandaşın ekonomiye güveni diplerde…
Vatandaşın ekonomiye güveni, malum, tüketim kabiliyetinden anlaşılabiliyor. Bunu gösteren resmi veri de Tüketici Güven Endeksi… Normal bir ekonomide 100 olması gereken bu endeks, Türkiye'de her geçen yıl gittikçe azaldı ve Şubat ayında yüzde 57,8'e düştü.
Bu saydıklarımız sadece son bir günün haberleri…
Bütün ekonomik sorunları buradan aktarmamız mümkün değil… İşte bütün bu olumsuzlar ve daha niceleri, "seçimlik" siyasetin bir ürünü… Ekonomi politikaları seçimlik değil, "geçim garantili" olmalı.
Bunu da sağlayacak olan dünyada tek bir ekonomik model var, o da Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli…
Ülkemizde maliyetlerin düşmesini, faizlerin sıfır olmasını, tarım ve hayvancılığın canlanmasını, yatırım koşullarının cazip olmasını, ucuz gıdaya, ucuz ete, ucuz ilaca rahatlıkla ulaşılmasını, yerli sermayenin ülkemizde kalmasını, tüketimin canlanmasını, pazarın genişlemesini, üretimin canlanmasını, işsizliğin son bulmasını, gelir adaletini, sürekli sağlıklı büyümeyi istiyorsak…
Bunun tek bir anahtarı var, o da Milli Ekonomi Modeli… Ispatı; 2006'dan sonra Rusya, 2008'den sonra Çin…
Ve 27 Şubat 2013 tarihinde Rusya parlamentosu Dumada gerçekleşen tarihi MEM toplantısı…
O halde Türkiye, devletiyle, milletiyle, siyasetiyle bu Modelin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosunu baş tacı etmek zorundadır. Yerelde ve genelde…
Yoksa yukarıdaki saydığımız olumsuzlukların daha da kötülerine şahit olacağız.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024