Eğitim eğitim diyoruz, ama okumak isteyen milyonlarca gencimizi kapıdan geri çeviriyoruz. Sadece dün yapılan ÖSS sınavının mantığı bile gençliğimize ve eğitime verdiğimiz önemi(!) net olarak göstermektedir. Milyonlarca genç sınava alınıyor ve bunların aşağı yukarı yüzde 30'u ilk defa sınava giriyor, ama eğitim sistemimiz bunların sadece yüzde 2-3'üne eğitim imkanını veriyor.Kaliteden, verimlilikten, çağdaşlıktan, ilerlemekten bahsediyoruz, ama daha fazla öğrenmek isteyen Türk gençliğine "hayır öğrenemezsin" diyoruz. Bu nasıl mantık? Eğitilmiş insanın ne zararı olabilir? Bu gençlerimizin hepsine üniversite eğitimi verebilecek imkanımız yok mu?Çözüm aradıktan sonra elbetteki bu gençlerimize eğitim imkanı bulunabilir, ama AB, ABD ve IMF tavsiyeli, yaptırımlı, baskılı ve patentli politikalara o kadar kendimizi kaptırmışız ki, içinde bulunduğumuz darboğaz ÖSS'de gençlerimizi elemeyi ve oyalamayı bile bir kurtuluş simidi haline getirmiş.Çünkü bu yanlış politikalar sayesinde üretimin yerini ithalat, teknoloji geliştirmenin yerini taklitçilik ve teknoloji transferi almış. Böylece işsizlik tırmanmaya ve kalifiye eleman ihtiyacı da azalmaya başlamış.Kalifiye elemanların ihtiyaç duyulmadığı ve özellikle üniversiteli mezunların işsiz olarak dolaştığı bir ülkede hükümetlerin başarısızlığı daha da ön plana çıkar.Basit bir mantıkla sen de ne yaparsın, üniversite eğitimini kısıtlarsın, lise eğitimini uzatırsın böylece bu durumdan bir nebze de olsa sıyrılmaya çalışırsın, ama nereye kadar?Üniversite sınavlarına her yıl yüzde 25-30 oranında yeni katılım oluyor ve toplamda sadece yüzde 2-3 oranında öğrenci alabiliyorsun. Yani üniversite önündeki kalabalık her geçen yıl belirgin bir şekilde artıyor. Peki, üniversitenin kapısına kadar gelen gençlerimiz tam olarak eğitimli ve donanımlı bir şekilde mi geliyor?Geçtiğimiz yıl ÖSS sınavında tam 57 bin 163 öğrenci sıfır çekti. Bu kadar gencimizin ÖSS gibi bir sınavda sıfır çekmesi verilen eğitimin kalitesini gözler önüne seriyor. Eskiden ÖYS sınavı vardı ve ÖSS'ye nazaran oldukça zordu. ÖYS zor olmasına rağmen sıfır çekmenin bir mantığı yokken, ÖSS'de alınan bu sonuç oldukça düşündürücü.Dilerseniz biraz da çözümden bahsedelim. Bazıları gibi sadece muhalefet eden değil, çözümü de sunan olalım.Üniversite konusunda çözüm sunan irade, hem isteyen herkese bu eğitim imkanını vermeli, hem de mezun olduktan sonra ona kabiliyetini kullanabileceği bir iş sağlamalı.Bu manada en mantıklı çözümü Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) lideri prof. Dr. Haydar Baş Bey sunmaktadır.Dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli'nde Sayın Baş, her iki açıdan da problemi net olarak çözmektedir.Sayın Baş Modeli'nde "sınavsız bir üniversite" imkanı sunmaktadır. Üniversite okumak isteyen her genç üniversite okuyabilecek. Sadece bununla da sınırlı değil, üniversite harçları kaldırılacak ve öğrencilere burs bağlanacak, burs miktar ve adedi arttırılacak. Yani Sayın Baş'ın Modeli'nde sadece parası olanlar ve sınavı geçenler değil, imkanı olsun olmasın her isteyen genç üniversite okuyabilecek.Düşünebiliyor musunuz, mevcut sınav sistemine göre parası olup da kolej eğitimi almış olan bir gençle, zor şartlarda eğitim almaya çalışmış bir genç aynı sınava tabi tutuluyor. Belki zor şartlarda eğitim alan daha zeki, daha kabiliyetli, hatta dahi olabilir, ama imkansızlık onu bir üniversite sınavında başarısız kılabilir. Kazansa bile okumaya imkanı olmadığından bu konuda gevşek davranabilir.İşte Sayın Baş bu adaletsizliği ortada kaldırmaktadır. Bütün bu problemler aşılacak ve gizli kabiliyetlerin hepsine devlet tarafından imkan tanınacak. Peki bu gençlik mezun olduktan sonra ne olacak?Sayın Baş'ın Model'i "Tüketim Eksenli Denge Analizi"dir. Önce Sosyal devlet projeleriyle tüketimin canlandırılması hedeflenmektedir.Tüketimin canlanması, ülke içinde doğal bir pazarın oluşmasına sebep olacaktır. Bu üretimin de canlanması anlamına gelmektedir. Üretimin canlanması ise işsizliğin azalması, yeni iş sahalarının artması demektir. Sayın Baş ithalata değil, üretime, araştırmaya, teknolojiye, yeni projelere önem vermektedir ve Modeli'nde bahsettiği dahiyane para politikalarıyla, projesi olan herkese üretim mukabili faizsiz kredi imkanı sunacaktır.Böyle bir ekonomik tabloda üniversite eğitimi oldukça önem kazanmaktadır.Görüldüğü gibi Sayın Baş'ın Modeli çok yönlü çözümleri içinde barındırmaktadır.Çözüm varken, gençliğimizi ve milletimizi yormanın hiçbir anlamı yok.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025