ABD'nin Ortadoğu'yu kendisine vatan yapma projesi hızla devam ediyor. ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nin, kendisine vatan açma projesi olduğunu Prof. Dr. Haydar Baş 2000'li yılların başından bu yana ifade ediyor. Bu projenin de en önemli ayağı, ABD'nin baş aktör olarak seçtiği Barzani'nin bölgesinin Irak'ın kuzeyinde bağımsız bir devlet halini almasıydı. Plana göre burada cazibe merkezi bir devlet olacak ki, rahatlıkla Suriye'den, Türkiye'den ve de Irak'tan toprak koparabilsin.
Peki, bugüne kadar Barzani bağımsızlık için niye bekledi? Bunun en önemli sebebi elbette ki Kerkük'tü. Çünkü Irak peşmerge devleti için başkent olarak düşünülen asıl il Erbil değil, Kerkük'tü. Bu gerçeği de Irak eski Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin oğlu ve Barzani yönetiminin başbakan yardımcısı olan Kubat Talabani itiraf ediyor. Kerkük Valisi ve Kerkük İl Meclisi'nin kamu binalarına Kürdistan bayrağı asma kararını tebrik eden Talabani, "Bayrağımızın Kürdistan Kudüs'ünde dalgalanması kutlu olsun" ifadelerini kullandı.
"Kudüs" ifadesi oldukça önemli çünkü bu, Kerkük'ün hem sözde Kürdistan'ın başkenti olacağı anlamını taşıyor, hem de bu projenin Büyük İsrail Projesi olduğunu vurguluyor.
PKK'ya yakınlığıyla bilinen Kerkük Valisi Necmeddin Kerim'in bu bayrak kararını almasının zamanlaması da oldukça önemli? Vali, ABD'den geldikten 3 gün sonra bu kararı alıyor. Vali, PKK'ya yakın ama daha da önemlisi ABD'nin Kerkük valisi gibi? ABD'de 40 yıl yaşamış, ABD vatandaşı ve ailesi de hala orada yaşıyor.
Irak hükümeti de sessiz ve süreci kabullenmiş durumda? Zaten Musul operasyonunda ABD, Barzani ve Irak hükümeti kolkola? Göstermelik bazı kınama ve tepki mesajları yayınlanıyor ama bu kadar, daha öteye gitmiyor. Süreçten en fazla rahatsız olan Kerküklü Türkmenler kendi kaderlerine terk edilmiş durumda, Türkiye de ABD'nin kendisine uzattığı havuçlarla uğraşıyor ve referanduma odaklanmış durumda?
Kerkük hızla Barzanileşirken Türkiye'nin gündeminde El Bab vardı, bu süreç bitti; Münbiç vardı, Rakka vardı, bu konularda da avucumuzu yaladık, şimdi de Irak'taki Sincar'ı önümüze koydular. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD'li mevkidaşı Tillerson ile yaptığı görüşmeden sonra, "Sincar üzerinde askeri seçeneği gerekirse değil, kullanacağız. Orada oldukları sürece kullanacağız. Kandil neyse bizim için orası odur. PKK var. ABD de 'Sincar dahil her yerde PKK'nın çekilmesi ve elimine edilmesi ile ilgili planlarımız var, beraber hareket edeceğiz' dedi" ifadelerini kullandı. Yani ABD Sincar'la uğraşmamızı istiyor.
Türkmen şehirleri Kerkük, Musul, Tel Afer için mücadelenin bir anlamı var ama Sincar için mücadele bize neyi kazandıracak, sonucunda elimize ne geçecek bilemiyoruz.
Kerkük'te bayrak krizi daha sıcaklığını korurken, Kerkük İl Meclisi kaşla göz arası daha önemli bir karara imza attı; Kentin, sözde Kürdistan bölgesine katılması için referandum yapma kararı aldı. Kerkük İl Meclisi, 2008 yılında üçte iki çoğunlukla Kerkük'ün Kürdistan'a bağlanmasını onaylamıştı ama bu karar Kerkük Ansayası'na uygun olmadığı gerekçesiyle iptal edilmişti. Şimdi kararı referanduma götürerek halletmeye çalışıyorlar. Bir nevi self-determinasyon kararı?
Peki, neden bugüne kadar referandum için beklendi? Çünkü demografik yapının değişimi gerekiyordu bunu sağladılar, referandum neticesini garantiye almak için? Aynı zamanda Irak hükümetinin de istenilen kıvama gelmesi gerekiyordu. Bundan önceki Maliki yönetimi Rusya'ya yakınlaşmaya çalışıyordu. Sonra getirilen İbadi hükümeti hem daha ABD yanlısı hem de sığınabileceği bir Rusya yok. Prof. Dr. Baş'ın ifadesiyle Rusya ABD ile anlaştı ve ABD'nin lehine rota değiştirdi.
Ayrıca BM Genel sekreteri Antonio Guterres de önceki gün Erbil'e giderek, bağımsızlık için Barzani'ye her türlü desteği vereceğini belirtti. Yani yeni dengeler hep Barzani'nin ve arkasındaki el olan ABD'nin lehine gelişiyor. Doğal olarak Irak'ın, Suriye'nin ve Türkiye'nin aleyhine tabii ki?
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, ABD işgalinin Irak'ta tüm hızıyla devam ettiği ve Tel Afer'de büyük bir Türkmen katliamına giriştiği 2004 yılında yaptığı değerlendirmede yaşanan bu gelişmeleri şu şekilde öngörmüştü:
"Tel Afer'de gerçekleştirilmekte olan soykırım şehrin yoğun Türk nüfusunun peşmergeler lehine değiştirilmek istenmesi gerçeğinde yatmaktadır. Yapılmak istenen Musul, Kerkük, Tel Afer'in Türk olmasına rağmen Kürt yoğunluğunun, peşmergelerin daha fazla olduğunu ispattır. 12 Ekim'de yapılması gereken nüfus sayımında istenilen neticeyi almak için yapılıyor bütün bunlar. Musul, Kerkük yağma edildiği zaman da mezar taşları kaldırılmıştı. Nüfus kütükleri yok edilmişti. Şimdi böyle bir bölgede soykırım hareketi olmayacak da nerede olacak? Türkmenlerin nüfus kayıtları, mezar taşları, tapu sicil kayıtları yok oldu. Onun için Musul ve Kerkük elden çıktı. 460 bin nüfusu olan Tel Afer'in % 90'ı Türk. Bir tek engel burası kaldı. Bunu da aşabilmek için ABD, PKK ile de işbirliği yapmak suretiyle o bölgede katliama girmiş bulunuyor.
Dikenli tel ile şehrin etrafı çevrildi. Şehir bombardımana tabi tutuldu. Yazılanlara göre 120, belki de bine yakın Türkmen kardeşimizin şehadeti var. Bu insanlar kendi kaderine terk edildi. 50 binin üzerinde Türkmen şehri terk etmek zorunda kaldı. 12 Ekim seçimine kadar ABD, peşmerge oranını daha fazlaya çıkarıp, 'Burası peşmerge ve Kürtlere aittir. İşte devlet kurma hakkına, bağımsızlık ilanına gelmişlerdir. Dünya kamuoyu da nüfus sayımını takip etti. Bizim de diyecek bir şeyimiz yoktur' tiyatrosu oynanıyor. Kaoslu günlere gidiyoruz. Benzeri bir tiyatro da Türkiye için oynanıyor."
O gün işgallerine seyirci olduğumuz hatta destek verdiğimiz ABD, bugün Kerkük'ü, Musul'u Barzanileştiriyor. Yarın maalesef sırada aynı senaryoları güneydoğumuz için hayata geçirecekler. Derin bir uykuda olan Türk milleti sizce bu gidişata dur diyebilecek mi? Pek mümkün gözükmüyor.
Peki, bugüne kadar Barzani bağımsızlık için niye bekledi? Bunun en önemli sebebi elbette ki Kerkük'tü. Çünkü Irak peşmerge devleti için başkent olarak düşünülen asıl il Erbil değil, Kerkük'tü. Bu gerçeği de Irak eski Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin oğlu ve Barzani yönetiminin başbakan yardımcısı olan Kubat Talabani itiraf ediyor. Kerkük Valisi ve Kerkük İl Meclisi'nin kamu binalarına Kürdistan bayrağı asma kararını tebrik eden Talabani, "Bayrağımızın Kürdistan Kudüs'ünde dalgalanması kutlu olsun" ifadelerini kullandı.
"Kudüs" ifadesi oldukça önemli çünkü bu, Kerkük'ün hem sözde Kürdistan'ın başkenti olacağı anlamını taşıyor, hem de bu projenin Büyük İsrail Projesi olduğunu vurguluyor.
PKK'ya yakınlığıyla bilinen Kerkük Valisi Necmeddin Kerim'in bu bayrak kararını almasının zamanlaması da oldukça önemli? Vali, ABD'den geldikten 3 gün sonra bu kararı alıyor. Vali, PKK'ya yakın ama daha da önemlisi ABD'nin Kerkük valisi gibi? ABD'de 40 yıl yaşamış, ABD vatandaşı ve ailesi de hala orada yaşıyor.
Irak hükümeti de sessiz ve süreci kabullenmiş durumda? Zaten Musul operasyonunda ABD, Barzani ve Irak hükümeti kolkola? Göstermelik bazı kınama ve tepki mesajları yayınlanıyor ama bu kadar, daha öteye gitmiyor. Süreçten en fazla rahatsız olan Kerküklü Türkmenler kendi kaderlerine terk edilmiş durumda, Türkiye de ABD'nin kendisine uzattığı havuçlarla uğraşıyor ve referanduma odaklanmış durumda?
Kerkük hızla Barzanileşirken Türkiye'nin gündeminde El Bab vardı, bu süreç bitti; Münbiç vardı, Rakka vardı, bu konularda da avucumuzu yaladık, şimdi de Irak'taki Sincar'ı önümüze koydular. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD'li mevkidaşı Tillerson ile yaptığı görüşmeden sonra, "Sincar üzerinde askeri seçeneği gerekirse değil, kullanacağız. Orada oldukları sürece kullanacağız. Kandil neyse bizim için orası odur. PKK var. ABD de 'Sincar dahil her yerde PKK'nın çekilmesi ve elimine edilmesi ile ilgili planlarımız var, beraber hareket edeceğiz' dedi" ifadelerini kullandı. Yani ABD Sincar'la uğraşmamızı istiyor.
Türkmen şehirleri Kerkük, Musul, Tel Afer için mücadelenin bir anlamı var ama Sincar için mücadele bize neyi kazandıracak, sonucunda elimize ne geçecek bilemiyoruz.
Kerkük'te bayrak krizi daha sıcaklığını korurken, Kerkük İl Meclisi kaşla göz arası daha önemli bir karara imza attı; Kentin, sözde Kürdistan bölgesine katılması için referandum yapma kararı aldı. Kerkük İl Meclisi, 2008 yılında üçte iki çoğunlukla Kerkük'ün Kürdistan'a bağlanmasını onaylamıştı ama bu karar Kerkük Ansayası'na uygun olmadığı gerekçesiyle iptal edilmişti. Şimdi kararı referanduma götürerek halletmeye çalışıyorlar. Bir nevi self-determinasyon kararı?
Peki, neden bugüne kadar referandum için beklendi? Çünkü demografik yapının değişimi gerekiyordu bunu sağladılar, referandum neticesini garantiye almak için? Aynı zamanda Irak hükümetinin de istenilen kıvama gelmesi gerekiyordu. Bundan önceki Maliki yönetimi Rusya'ya yakınlaşmaya çalışıyordu. Sonra getirilen İbadi hükümeti hem daha ABD yanlısı hem de sığınabileceği bir Rusya yok. Prof. Dr. Baş'ın ifadesiyle Rusya ABD ile anlaştı ve ABD'nin lehine rota değiştirdi.
Ayrıca BM Genel sekreteri Antonio Guterres de önceki gün Erbil'e giderek, bağımsızlık için Barzani'ye her türlü desteği vereceğini belirtti. Yani yeni dengeler hep Barzani'nin ve arkasındaki el olan ABD'nin lehine gelişiyor. Doğal olarak Irak'ın, Suriye'nin ve Türkiye'nin aleyhine tabii ki?
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, ABD işgalinin Irak'ta tüm hızıyla devam ettiği ve Tel Afer'de büyük bir Türkmen katliamına giriştiği 2004 yılında yaptığı değerlendirmede yaşanan bu gelişmeleri şu şekilde öngörmüştü:
"Tel Afer'de gerçekleştirilmekte olan soykırım şehrin yoğun Türk nüfusunun peşmergeler lehine değiştirilmek istenmesi gerçeğinde yatmaktadır. Yapılmak istenen Musul, Kerkük, Tel Afer'in Türk olmasına rağmen Kürt yoğunluğunun, peşmergelerin daha fazla olduğunu ispattır. 12 Ekim'de yapılması gereken nüfus sayımında istenilen neticeyi almak için yapılıyor bütün bunlar. Musul, Kerkük yağma edildiği zaman da mezar taşları kaldırılmıştı. Nüfus kütükleri yok edilmişti. Şimdi böyle bir bölgede soykırım hareketi olmayacak da nerede olacak? Türkmenlerin nüfus kayıtları, mezar taşları, tapu sicil kayıtları yok oldu. Onun için Musul ve Kerkük elden çıktı. 460 bin nüfusu olan Tel Afer'in % 90'ı Türk. Bir tek engel burası kaldı. Bunu da aşabilmek için ABD, PKK ile de işbirliği yapmak suretiyle o bölgede katliama girmiş bulunuyor.
Dikenli tel ile şehrin etrafı çevrildi. Şehir bombardımana tabi tutuldu. Yazılanlara göre 120, belki de bine yakın Türkmen kardeşimizin şehadeti var. Bu insanlar kendi kaderine terk edildi. 50 binin üzerinde Türkmen şehri terk etmek zorunda kaldı. 12 Ekim seçimine kadar ABD, peşmerge oranını daha fazlaya çıkarıp, 'Burası peşmerge ve Kürtlere aittir. İşte devlet kurma hakkına, bağımsızlık ilanına gelmişlerdir. Dünya kamuoyu da nüfus sayımını takip etti. Bizim de diyecek bir şeyimiz yoktur' tiyatrosu oynanıyor. Kaoslu günlere gidiyoruz. Benzeri bir tiyatro da Türkiye için oynanıyor."
O gün işgallerine seyirci olduğumuz hatta destek verdiğimiz ABD, bugün Kerkük'ü, Musul'u Barzanileştiriyor. Yarın maalesef sırada aynı senaryoları güneydoğumuz için hayata geçirecekler. Derin bir uykuda olan Türk milleti sizce bu gidişata dur diyebilecek mi? Pek mümkün gözükmüyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Onlar Türkiye, Türk milleti ve Atatürk sevdalısıydılar / 07.05.2024
- ‘AKP sebep, enflasyon sonuç’ / 04.05.2024
- Asgari ücret artmadı, enflasyon arttı! / 03.05.2024
- Taksim Meydanı, emekçilere neden kapalı? / 01.05.2024
- Vizesiz seyahat derken vizeyle hayal oldu! / 30.04.2024
- Bakan Şimşek’e göre sıkıntılar geride kalmış! / 27.04.2024
- Hükümetin enflasyonla mücadelesi millete zarar veriyor / 26.04.2024
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- ‘AKP sebep, enflasyon sonuç’ / 04.05.2024
- Asgari ücret artmadı, enflasyon arttı! / 03.05.2024
- Taksim Meydanı, emekçilere neden kapalı? / 01.05.2024
- Vizesiz seyahat derken vizeyle hayal oldu! / 30.04.2024
- Bakan Şimşek’e göre sıkıntılar geride kalmış! / 27.04.2024
- Hükümetin enflasyonla mücadelesi millete zarar veriyor / 26.04.2024
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024