Dinin sahibi Allah'tır. İtirazı olan var mı? İman eden hiç kimsenin itirazı olmaz. Ama 'aması' olanlar çok olur. Nedir o 'amaları'? 'Yeryüzündeki uygulayıcısı insandır' derler. Sonrada ahkam kesmeye kalkarlar.
İnsan, dinin uygulayıcısıdır, uygulatıcısı değil. Ne hazindir ki Emeviler'den bugüne birileri, dini tekellerine almış, uygulama yerine uygulatma mantığı içerisinde kendileri için dünyalık menfaatleri elde etme aracı olarak kullandıkları gibi yüz yıllar boyu milyonların küfrüne de sebep olmuşturlar.
Yüce Allah (c.c) bizzat Peygamberine (s.a.a.v) 'Sen uyarıcısın, haber vericisin, müjdeleyicisin, örneksin, hidayeti (imanı) ancak ben veririm' dediği halde malum zihniyetler hep hüküm koymaya, maddi alanda olduğu gibi maneviyatta da insanları sınıflandırmaya, ayrıştırmaya çalışmışlardır.
Bu kişi ve anlayışlar, 'yapmadığınız şeyi niçin söylüyorsunuz' ayetini de duymazdan gelirler.
Peygamberimizin hayatını su gibi anlatırlar ama O'nun tebliğ ve irşat metodundan nasiptar değildirler.
Kuran'ı, Hz. Peygamberi anlamayanların Hacı Bektaşi Veli'yi, Mevlana'yı, Yunus'u, Sarı Saltuk'u, Hacı Bayramı Veli'yi ve Türk Milletinin maneviyat hamurunu yoğuran nice Allah dostlarını anlamaları mümkün değildir.
Özetle Merhum Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın, 'insan gönüldür, gönül' mantığını çözemeyenler bir bakmışınız ki cellat olarak ortaya çıkmış, asıyor, kesiyor, biçiyor.
Bu Emevilerden, Abbasilerden, Ormanlılara kadar hep böyleydi. Maalesef bugünde böyle.
Şu İslam dünyasına bir bakın! Aliminden siyasetçisine, tarikatçısından özgürlükçüsüne kadar hemen hepsi adeta birbirini tekfir etme yarışına girmiş. Ve bu anlayışlarını (haşa) Kuran'a, Peygambere dayandırma gayretindeler.
Bu Muaviye, bu Yezidi mantıktır. Onlarda (haşa) devletin (iktidarlarının) bekası mazeret gösterip Allah rızası için Müslüman katlediyor, Hz. Peygamberin soyuna karşı soykırımda bulunuyorlardı.
Günümüze gelirsek...
Kılık-kıyafeti iman ölçüsü yapanlardan ve 'laiklik' adı altında din düşmanlığı yapanlardan bıktık, usandık.
Bu iki anlayışa da, 'çekin ellerinizi, dillerinizi milletimizin imanından' diye seslenmek istiyorum.
Neden? Şu genç cumhuriyeti ve onurlu milletimizi, 'laiklik-başörtüsü' kavramları ile adeta önünü kestiler, geri bıraktılar, geleceğimizi karartılar.
Bunu her iki kesimde el birliği ile dil birliği ile yaptılar.
Sonuçta gerek sözde 'laikliği' savunanlar ve gerekse 'başörtüsüne' sarılanlar süfli koltuk, mal, makam, mevki sevdalarını bu iki çatışma arasında elde ettiler. Kaybeden milletimiz, yıpranan, geri kalan ise devletimiz oldu.
Aynı çatışma bugün yine devam ediyor. CHP genel başkanı Kılıçdaroğlu başörtüsü başlığı açtı.
Ben bu çıkışı AKP'nin yarın, meydanlarda başörtüsü üzerinden 'eski Türkiye ve CHP' söylemlerine karşı bir siyasi strateji olarak yorumlamıştım.
Ama BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş konu hakkında, 'önce kendi tabanını razı etmesi lazım' yorumu içine düştüğümüz vahim durumu özetledi.
CHP'ye yakın yazar-çizer ve medya organları adeta bir isyan bayrağı çekti. Laiklik kavramı üzerinden dini hedef aldılar. Kılık-kıyafet üzerinden çağdaşlık-gericilik terazisi kurdular.
Gölü ise AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan attı: ''Farkında olmadan bize bir pas verdi. Bizim de golü atmamız lazım."
Siyasette din niye bu kadar konuşuluyor?
Bu soru BTP lideri Hüseyin Baş'a ait. Kıbrıs'ta işgal hazırlığı, Ege'de işgal var. Suriye ve Irak'ın kuzeyinden terör tehdidi her geçen gün artıyor.
Ekonomik çöküş ortada. İktidar partisi, dünyanın ambargo koyduğu savaş halindeki Rusya'ya 'borçlarımızı ertele' teklifi yapıyor.
Mülteci sorunu, işsizlik, yolsuzluk, rüşvet, uyuşturucu, sokak terörü vs. her tarafı sarmış ama siyaset 'dini' konuşuyor.
BTP lideri Hüseyin Baş, "Siyasette din niye bu kadar konuşuluyor? Çünkü dini istismar eden bir hükümetimiz var. Sanırsınız ki bunlar gitse, din elden gidecek, daha namaz kılacak cami bulamayacağız! Böyle bir algı oluşturuyorlar, doğru mu?" diyor.
Bence çok doğru. Yaşadığımız günler bu tespitin ispatıdır.
Bir iktidar düşünün ki, AB istedi diye zina yasası çıkarsın, ardından da toplumsal ahlaktan bahsetsin.
Bir iktidar düşünün ki, İstanbul sözleşmesinin ilk imzacısı olsun. 10 yıl sonra imzayı çekip aile muhafızlığına soyunsun.
Bir iktidar düşünün ki, LGBT diye adlandırılan güruha yasal imtiyazlar versin. Ardından bu güruhla din adına mücadeleye girişsin!
Bir iktidar düşünün ki, NAS adına faize karşı olduğunu açıklasın ama faizli sisteme devam etsin. Devlet eliyle kumar oynatsın. Bankalardan, kerhanelerden, birahanelerden vs. vergi alsın.
Örnekler sayılamayacak kadar çok. Diğer taraftan birçok ayetin sonunda Yüce Allah'ın (c.c) iman edenlere 'akletmez misiniz' hitabı da var.
- Altına aldanma / 09.05.2025
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025
- İhtiras ve minnet ile devlet yönetilir mi? / 04.05.2025
- Bantçılar, izah ve mizah / 03.05.2025
- Erdoğan ‘kuklacıyı’ ne zaman görecek? / 02.05.2025
- 1 Mayıs’ta (bugün) neler olacak / 01.05.2025
- Emek, alın teri eşittir kul hakkıdır / 30.04.2025