Demokrasiye geçişin anahtarı kabul ettiğimiz çok partili dönemde 60 yılı geride bıraktık ama her ne hikmetse hala demokratikleşemedik.Yine bu dönemin başında" Yeter artık söz milletindir" dedik ama yine her ne hikmetse sözü bir türlü millete veremedik.Bütün bunlara rağmen millet her seçimde siyasi partilere ve bilhassa liderlerine ölesiye destek verdi ve hiç bir zaman zerre kadar köstek olmadı. Her seçimde yeni umutlarla sandık başına gitti ve büyük bir olgunlukla vatandaşlık vazifesini yaparak istediği lidere ve partiye vekaletini verdi. Kimi iktidar oldu, kimi muhalefet...Seçimlerin zamanında yapıldığı pek görülmüş şey değildir. Genelde seçimler erken yapılmıştır. İktidar olsun , muhalefet olsun canı sıkılan, acze düşen, çaresiz kalan hemen erken seçim çığlıkları atmaya başlamış ve millete koşmuştur.Bu 60 yıllık çok partili dönemde 50'ye yakın seçim olmuş. Eğer 4 yılda bir seçim yapılsaydı 15 seçim yapılmış olacaktı.Peki yaklaşık 35 fazlası ile millete gidip yeni bir hizmet için vekalet alanlar ülkenin problemlerini çözebildiler mi? Mesela işsizliği, yoksulluğu, yolsuzluğu halledebildiler mi?Ülkenin tarımı, hayvancılığı, ormancılığı ile uğraşan köylüse, çiftcisi bırakınız efendiliği kendi işinin işcisi olabiliyor mu?Dünyanın en verimli toprakları gerçekten ekilip biçiliyor mu? Yine dünyanın en zengin maden yataklarına sahip olamamıza rağmen bütün bu zenginliklerden ülke ve millet adına bir fayda elde ediliyor mu? Yoksa özelleştirme adı altında ve yok pahasına yabancılara peşkeş mi çekiliyor?Başta ülkemizi olmak üzere bölgemizi çok yakından tehdit eden Büyük Ortadoğu projesi ve medeniyetler arası ittifak eşbaşkanlığı ile nereye gidiyoruz? 30 yıldır çözemediğimiz terör belasının bu eşbaşkanlığını yaptığımız organizasyonların bir parçası olup olmadığını hiç düşündük mü?15 milyon gencimiz okul sıralarında... Bunlara devlet ve millet adına, milli ve manevi değerler adına kendi dilini, kendi tarihini, kendi coğrafyasını, kendi kültürünü ve kendi dinini öğretmek adına hatta bırakın bütün bunları ilim ve insanlık adına ne öğretip ne öğretmediğimizi hiç dert ettik mi?Çarpık kentleşmeden, boğulan aile ve toplum düzeninden, kaybedilen değerlerden sonra bizi hangi tehlikelerin beklediğini tahmin edebiliyormuyuz? Nihayet gelinen noktada devletin zirvesindeki kavganın, mecliste temsil edilen siyasi partilerin uzlaşmaz anlaşmaz , saldırgan, aşağılayıcı tavırlarının ülke adına ne büyük sıkıntı olduğunu ve olacağını hesap edebiliyormuyuz?Bu sualleri çoğaltmak ve önce siyasi partilere ve sonra da dönüp millete sormak lazım. Bütün bu ve benzeri sorulara ne diyorsunuz? 50 ye yakın seçim yaptık 60 hükümet kurduk ama bir arpa boyu yol alamadık. Neden?Şahsen siyasi partilerden her hangi bir cevap beklemiyorum. Sözün bu noktasında milletin bu soruları hem siyasi parti liderlerine, vekillerine ve hemde mutlak manada bizzat kendisine sorması lazım.Yani ey genel başkan. ey vekil, ey aday 60 yıldan beri sizlere ve sizin gibilere rey veriyoruz. Ülkenin de , milletin de durumu ortada. Şimdi sana neden ve nasıl oy vereyim? Evet bunu mutlaka sormalı. Ondan sonra kendisine dünüp ben bu oyu niçin veriyorum. İş yok, aş yok, cep delik, cepken delik. Mahsul para etmiyor, borç aldı başını gidiyor? Benim bu siyasilerle ne işim olabilir? Diye kendisini hesaba çekmesi lazım. Vatandaş bu muhasebeyi yapmazsa bir 50 seçim daha yapılsa ve bir 60 hükümet daha kurulsa söz asla milletin olmaz. Eğer gerçekten söz milletin olacaksa bunun yolu milletin yukarda bazılarını sıraladığımız soruların cevabını doğru olarak vermesi ve bugüne kadar iktidar ve muhalefet görevi verdiği bütün partilerden, onların genel başkanlarından, vekillerinden bu 60 yılın dökümünü istemesi şarttır. O zaman 60 yıllık hataların yanlışların Milli Devlet, Sosyal Devlet, ve Milli Ekonomi Modeliyle Düzeleceğini ve bunu da ancak Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof.Dr.Haydar Baş'ın yapabileceğini görecek.
Ali Gedik / diğer yazıları
- Milli Çözüm Milli Ekonomi Modeli / 03.07.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010