Küresel işgalcilerin Suriye planını anlayabilmek için Libya’nın işgal sürecini iyice kavramalıyız.
2004 yılında ABD Dışişleri Bakanı Powell başkanlığında Fas’ta yapılan toplantıda ülkelerin dışarıdan müdahale şeklinde değil de kaleyi içeriden teslim alma şeklinde işgal edileceği ilan edilmişti.
Libya’da bu projenin gereği olarak gerek içerideki hainler gerekse, gerekse civar ülkelerden ülkeye sızdırılan terörist gruplar Bizgazi’yi üs edinmişler ve Batılı ülkelerin silah ve mühimmat desteğiyle Kaddafi yönetimine zarar vermeye başlamışlardı.
O günleri hatırlayın, Kaddafi, askerlerini Bingazi’ye göndermiş ve burayı kuşatarak teröristleri etkisiz hale getirmişti. Kaddafi bu kuşatmayı yaptıktan sonra beklemeye başladı ve bu aşamadan sonra herhangi bir müdahalenin yapılmayacağını açıkladı.
Yalnız fitne öyle bir şeydir ki içeriye bir kere girdi mi onu temizlemek oldukça zordur Libya’da olduğu gibi bazen de imkansızdır.
Kuşatma ile elleri kolları bağlanan sözde isyancılar, bu sefer Kaddafi’nin ordusuna saldırmak yerine farklı bir sinsi planı devreye koydular. Oluşan provokasyona açık ortamdan istifade ederek, gelişi güzel havaya ateş açmaya başladılar.
Kaddafi’nin BM’ye ve NATO’ya verdiği sözü yiyerek Bingazi’ye saldırdığı imajını vermeye çalıştılar. Halbuki bahsettiğimiz gibi gerçekte böyle bir olay yok.
O dönemlerde NATO ve BM karar alma aşamasında ve eğer Kaddafi Bingazi’ye saldırırsa askeri müdahale söz konusuydu… Sözde isyancıların vazifesi ise BM ve NATO’ya acilen müdahale kararı aldırabilmekti… Ve bu provokatif eylemlerle bunu başardılar, BM ve NATO’ya gol atmaları için pası attılar. Önce BM yaptırım kararı aldı, ardından da NATO müdahale kararı… Libya’da kalenin anahtarı içeriden teslim edilmişti, ondan sonra yaşanan hızlı süreci biliyorsunuz.
İşte geçtiğimiz günlerde Suriye hakkında çıkan haberleri de bu bakış açısıyla değerlendirmekte fayda var. Suriye yönetimi Müslüman ve kandil gecesi askeri bir operasyon yapması asla mümkün değil. Hem de bütün dünyanın gözleri üzerindeyken.
Suriye yönetimi BM kendisi hakkında karar alma aşamasındayken böyle bir adımı atması ise yine mümkün değil. Zaten haberin kaynaklarına baktığımızda tamamen ABD yanlı basın ve medya organlarının olduğunu görüyoruz.
Suriye ve Esad yönetimi aleyhinde çıkan haberlerin tamamen uydurma olduğunu Batılı akademisyenler bile itiraf ediyor. Fransız akademisyen Prof. Dr. Piccinin bunlardan bir tanesi… Suriye’ye bir şekilde sızan teröristler, sanki Esad rejimi böyle bir zulüm yapıyormuş imajı vermeye çalışıyorlar ve bu oyunu oldukça çirkefçe oynuyorlar.
Bu iş için kandil akşamını seçmeleri Suriye yönetiminin İslam dünyasındaki imajını zedelemek hedefli olduğu aşikar. BM toplantısından hemen önce olması da asıl hedeflerinin Libya benzeri bir müdahale kararı olduğunu gösteriyor.
Sürecin Libya’dan önemli bir farkı var: Libya işgalinde gerek Rusya gerekse Çin, Batılı ülkelerin yeni işgal planını tam kavrayamadı, hazırlıksız yakalandılar. Suriye sürecinde aynı hatayı yapmıyorlar. Ülkelerin bir bir Libya gibi olması Rusya ve Çin’i de tehdit ediyor. Bu sebeple Suriye’nin işgaline müsaade etmeyecekleri belli…
Batılı ülkeler şimdilik bir çıkmaz içerisinde… Rusya ve Çin işgal projelerine engel koydular. Bundan sonra Rusya ve Çin için proje üretmeye çalışacaklardır ama biri enerji merkezi, diğeri üretim, bu noktada da kara kara düşünüyorlar.
Batının maceraya atılmaktan çekindiği bir atmosferde inşallah bizim siyasilerimiz Don Kişotluk yapmaya kalkmazlar.
2004 yılında ABD Dışişleri Bakanı Powell başkanlığında Fas’ta yapılan toplantıda ülkelerin dışarıdan müdahale şeklinde değil de kaleyi içeriden teslim alma şeklinde işgal edileceği ilan edilmişti.
Libya’da bu projenin gereği olarak gerek içerideki hainler gerekse, gerekse civar ülkelerden ülkeye sızdırılan terörist gruplar Bizgazi’yi üs edinmişler ve Batılı ülkelerin silah ve mühimmat desteğiyle Kaddafi yönetimine zarar vermeye başlamışlardı.
O günleri hatırlayın, Kaddafi, askerlerini Bingazi’ye göndermiş ve burayı kuşatarak teröristleri etkisiz hale getirmişti. Kaddafi bu kuşatmayı yaptıktan sonra beklemeye başladı ve bu aşamadan sonra herhangi bir müdahalenin yapılmayacağını açıkladı.
Yalnız fitne öyle bir şeydir ki içeriye bir kere girdi mi onu temizlemek oldukça zordur Libya’da olduğu gibi bazen de imkansızdır.
Kuşatma ile elleri kolları bağlanan sözde isyancılar, bu sefer Kaddafi’nin ordusuna saldırmak yerine farklı bir sinsi planı devreye koydular. Oluşan provokasyona açık ortamdan istifade ederek, gelişi güzel havaya ateş açmaya başladılar.
Kaddafi’nin BM’ye ve NATO’ya verdiği sözü yiyerek Bingazi’ye saldırdığı imajını vermeye çalıştılar. Halbuki bahsettiğimiz gibi gerçekte böyle bir olay yok.
O dönemlerde NATO ve BM karar alma aşamasında ve eğer Kaddafi Bingazi’ye saldırırsa askeri müdahale söz konusuydu… Sözde isyancıların vazifesi ise BM ve NATO’ya acilen müdahale kararı aldırabilmekti… Ve bu provokatif eylemlerle bunu başardılar, BM ve NATO’ya gol atmaları için pası attılar. Önce BM yaptırım kararı aldı, ardından da NATO müdahale kararı… Libya’da kalenin anahtarı içeriden teslim edilmişti, ondan sonra yaşanan hızlı süreci biliyorsunuz.
İşte geçtiğimiz günlerde Suriye hakkında çıkan haberleri de bu bakış açısıyla değerlendirmekte fayda var. Suriye yönetimi Müslüman ve kandil gecesi askeri bir operasyon yapması asla mümkün değil. Hem de bütün dünyanın gözleri üzerindeyken.
Suriye yönetimi BM kendisi hakkında karar alma aşamasındayken böyle bir adımı atması ise yine mümkün değil. Zaten haberin kaynaklarına baktığımızda tamamen ABD yanlı basın ve medya organlarının olduğunu görüyoruz.
Suriye ve Esad yönetimi aleyhinde çıkan haberlerin tamamen uydurma olduğunu Batılı akademisyenler bile itiraf ediyor. Fransız akademisyen Prof. Dr. Piccinin bunlardan bir tanesi… Suriye’ye bir şekilde sızan teröristler, sanki Esad rejimi böyle bir zulüm yapıyormuş imajı vermeye çalışıyorlar ve bu oyunu oldukça çirkefçe oynuyorlar.
Bu iş için kandil akşamını seçmeleri Suriye yönetiminin İslam dünyasındaki imajını zedelemek hedefli olduğu aşikar. BM toplantısından hemen önce olması da asıl hedeflerinin Libya benzeri bir müdahale kararı olduğunu gösteriyor.
Sürecin Libya’dan önemli bir farkı var: Libya işgalinde gerek Rusya gerekse Çin, Batılı ülkelerin yeni işgal planını tam kavrayamadı, hazırlıksız yakalandılar. Suriye sürecinde aynı hatayı yapmıyorlar. Ülkelerin bir bir Libya gibi olması Rusya ve Çin’i de tehdit ediyor. Bu sebeple Suriye’nin işgaline müsaade etmeyecekleri belli…
Batılı ülkeler şimdilik bir çıkmaz içerisinde… Rusya ve Çin işgal projelerine engel koydular. Bundan sonra Rusya ve Çin için proje üretmeye çalışacaklardır ama biri enerji merkezi, diğeri üretim, bu noktada da kara kara düşünüyorlar.
Batının maceraya atılmaktan çekindiği bir atmosferde inşallah bizim siyasilerimiz Don Kişotluk yapmaya kalkmazlar.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Taksim Meydanı, emekçilere neden kapalı? / 01.05.2024
- Vizesiz seyahat derken vizeyle hayal oldu! / 30.04.2024
- Bakan Şimşek’e göre sıkıntılar geride kalmış! / 27.04.2024
- Hükümetin enflasyonla mücadelesi millete zarar veriyor / 26.04.2024
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- Vizesiz seyahat derken vizeyle hayal oldu! / 30.04.2024
- Bakan Şimşek’e göre sıkıntılar geride kalmış! / 27.04.2024
- Hükümetin enflasyonla mücadelesi millete zarar veriyor / 26.04.2024
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024