Suud denince Lawrence, bir çadır, bir kadın, Muhammed bin Abdülvehhâb, Vahhabilik, Muaviye ve Yezit aklıma gelir.
Bu Suud kabilesinin, 1802'de Kerbela'ya saldırdığını, İmam Hüseyin'in (a.s) mübarek kabrini tahrip ettiklerini, Müslümanları katlettiklerini, ırzlarına geçtiklerini ve mallarını talan ettiklerini Müslümanların belki de % 99'u bilmez.
Siyasal olarak da bana göre Türkleri arkadan vuran, Osmanlı'nın çöküşünü hızlandıran, Ortadoğu coğrafyasını Haçlının talanına açan Şerif Hüseyin ve Suud kabilesidir.
Bu kabilenin devletleşmesi ise 1932 yılında Abdülaziz bin Suud'un, kendisini "Suudi Arabistan Kralı" ilan etmesiyle başlar. İlginçtir! 5 yıl sonra Amerikalı araştırmacılar bu topraklarda büyük petrol rezervleri olduğunu keşfederler.
ABD'ye tam teslimiyetleri ise 1945 yılının hemen başında gerçekleşti. ABD Başkanı Roosevelt'in daveti ile 14 Şubat'ta, Süveyş Kanalı'nda Amerikan gemisi "Kuincy" de Suud Kralı ve ABD başkanı görüştü.
O günden bugüne ABD-İsrail ne ise Suudi Krallığı ve ABD de odur. İslam Tarihine bu coğrafyada çok acı sahifeler yazıldı. 19, 20 ve 21. yüzyıldaki bu acılara en çok sebep olan faillerinden bir de bu krallıktır, kabiledir.
Günümüzde ise artık Suud Krallığı gerçek yüzünü saklamamaktadır. Geçtiğimiz Mart ayında Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman Bin Muhammed'in, İngiltere'de yaptığı açıklamalar bu yüzün bir itirafıdır.
Veliaht Prens, İngiliz The Telegraph gazetesinden İngiltere'ye çağrıda bulunarak; "İslam'ı modernize etmek için birlikte çalışmamız gerekiyor" dedi.
2 hafta sonra ABD'ye giden Muhammed Bin Selman; "Biz, Ortadoğu'da Amerika'nın en eski müttefikiyiz ve 80 yıldan fazla süredir büyük çıkarlar, politik, ekonomik, güvenlikte beraberiz" dedi.
Yine aynı günlerde İsrail'e "Siz, bizim düşmanımız değilsiniz" mesajı yollayan Suud Hükümeti, İsrail'e, Tebük'te 16 bin kilometrekare büyüklüğünde arazi verdi. Toprakları işgal edilen ve her gün katledilen Filistinlilere ise "oturun oturduğunuz yerde" çıkışı yaptı.
Diğer Ortadoğu halkları gibi Suud halkı da cahillik, yoksulluk ve baskı altında. Ama yöneticilerine bakarsanız dünyanın tozunu atıyorlar.
Beş, altı ay önce Veliaht Muhammed Bin Selman bir tablo için 450 milyon dolarlık yatını takas etmiştir. Cariyelerini, o sapık eğlencelerini yazmak istemiyorum.
Suriye savaşı başladığında bizzat Suudlu bakan, hapishanelerindeki idam mahkûmlarını, tecavüzcüleri, sapıkları eğiterek, para karşılığı Suriye'ye gönderdiklerini açıklamıştı.
Suud topraklarında tek mülteci bulamazsınız. Yemen'deki katliamları ise sadece onlardan değil tüm Müslümanlardan sorulacak.
Suudi zenginlerinin, ülkelerinde toplam 750 milyar dolarlık yatırımı olduğunu ABD açıkladı. En son ABD ile Suud'un 200 milyar dolarlık silah anlaşması imzaladıklarını ve bunun 400 milyar dolara çıkacağını da medyadan herkes öğrendi.
Bir küre etrafında Trump ile dans etmeleri filan gördünüz. Kutsal topraklarımıza kilise açmaktan bahsediyorlar.
Hele Kâbe İmamı denilen Abdurrahman es Sudeys'in; "Allah'a hamd olsun ki bugün Suudi Arabistan ve ABD dünyanın iki kutbu. Suudi Arabistan lideri Kral Selman ve ABD Başkanı Donald Trump liderliğindeki bu iki güç, dünyayı güvene, barışa, kalkınma ve refaha taşıyorlar" sözlerini her duyduğumda 'Allah lanet etsin size' diye dua ediyorum.
Allah lanet etti de! Kafir Trump, "Kral Salman'ı severim, ama ona dedim ki, 'Bak Kral, biz seni koruyoruz. Biz olmazsak iki haftaya burada olmayabilirsin. Kendi ordunu kendin ödemelisin, ödemeye mecbursun" dedi.
Daha büyük zillet mi olur? Allah'ın (c.c) kapısında izzet aramayanlar işte bunlar gibi kafirin kapısında kendi paralarıyla zillet yaşarlar.
Kaşıkçı mı? Ben, Irak'ta, Libya'da, Yemen'de, Suriye'de katledilen, ırzlarına geçilen Müslümanların yasını tutuyorum. Katledenlere lanet okuyorum. Siz de okuyun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Büyükşehir yasasını hatırlar mısın? / 27.07.2025
- Konuştuklarımız ve konuşturulmadıklarımız / 26.07.2025
- Bedeli hep millet mi ödeyecek? / 25.07.2025
- Ey CHP! / 24.07.2025
- Milleti sorunlarını çözemeyenler devletin varlığına yöneldi / 23.07.2025
- Türk Milleti’nin ne kadar çok hasmı varmış / 22.07.2025
- Provokatör olmuşum! / 19.07.2025
- Ümmetçilik laf ile işi değil gönül işidir / 18.07.2025
- Suriye’ye barış, huzur yağıyor! / 17.07.2025
- TBMM, Sarayın iradesini mi temsil ediyor / 16.07.2025
- Konuştuklarımız ve konuşturulmadıklarımız / 26.07.2025
- Bedeli hep millet mi ödeyecek? / 25.07.2025
- Ey CHP! / 24.07.2025
- Milleti sorunlarını çözemeyenler devletin varlığına yöneldi / 23.07.2025
- Türk Milleti’nin ne kadar çok hasmı varmış / 22.07.2025
- Provokatör olmuşum! / 19.07.2025
- Ümmetçilik laf ile işi değil gönül işidir / 18.07.2025
- Suriye’ye barış, huzur yağıyor! / 17.07.2025
- TBMM, Sarayın iradesini mi temsil ediyor / 16.07.2025