Vatan için, millet için, milli ve manevi değerler için, tam bağımsızlık için mücadele yürek işidir.
Hele hele günümüz dünyasında her şeyin menfaat, para ve makam olduğu, emperyalistler önünde eğilmenin şart ve gereklilik olarak kabul edildiği bir zamanda bu değerler için mücadele etmek daha da zordur.
Günümüz Türkiye'sine ve İslam dünyasına bakın. Her taraf kan, her taraf talan… Milli ve manevi değerlerini kaybetmiş milyonlar…
Gerçi bu tablolar tarihin her safhasında yaşandı. Nemrutlar hep vardı. Ama İbrahim'ler de vardı.
Ama dikkatinizi çekmek isterim; Nemrutlar kalabalıkları arkasına almıştı. Ama İbrahim olanlar tek başınaydı. Kazanan kimdi? İbrahim gibi ateşten korkmayanlar.
Fazla geriye gitmeye gerek yok. Bu tablo yüz yıl öncede Anadolu coğrafyasında yaşanıyordu.
Mehmet Akif Ersoy o günleri şöyle anlatıyor;
"Bakın da haline ibret alın şu memleketin!
Nasıldın ey koca millet, ne oldu akıbetin?"
Evet, nasıldın ey koca millet ve ne hale geldin! Bugün de aynı tablo önümüzde değil mi? Mehmet Akif şöyle devam ediyor;
"İslâm'ı, evet, tefrikalar kastı, kavurdu;
Kardeş, bilerek bilmeyerek kardeşi vurdu.
Can gitti, vatan gitti, bıçak dine dayandı;
Lâkin, o zaman silkinerek birden uyandı."
O gün bu milleti uyandıran ve Haçlı işgali ve içerdeki destekçilerine dur, diyen Mustafa Kemal idi.
Mustafa Kemal bu milleti milli, manevi ve ekonomik özgürlüğe götürdü. Sıfırdan tam bağımsız bir devlet kurdu.
Tabi bu uyanış, ayağa kalkış birilerinin hoşuna hiç gitmedi. Atatürk'e olmadık komplo, saldırı planları yaptılar. Annesinden, ailesine, imanına kadar her konuda fitne çıkardılar.
Kimdi bunu yapanlar? Avrupa devletlerinden izinle saltanat sürenler, din üzerinden milleti sömürenler, makam ve mevkilerinde sefa sürenler.
Yapılanlar Mehmet Akif'in tabiriyle; "Kimi idmanlı edepsiz, kimi talimli rezil."
Bu idmanlı edepsizler ve talimli rezillerin bugünkü hedefi Prof. Dr.
Haydar Baş.
Haydar Baş ki, 40 yıldan bu yana bu milletin milli ve manevi birliğine yönelik her türlü planları, oyunları deşifre edip, devletin bekası, milletin birliği için çözüm önerileri ortaya koymuş bir lider.
Bugün malum kişilerin, "FETÖ, hepimizi kullandı" itirafı yaptığı dönemde, Gülen ve hareketi ile tam saha mücadele veren, hakkında kurulan onlarca kumpasa karşı dimdik duran Haydar Baş vardı.
O Haydar Baş, milletimizi manevi esaret altına alacak Dinlerarası Diyalog projesini deşifre eden kişidir.
O Haydar Baş, ortaya koyduğu
Ehl-i Beyt Külliyatı ile hem milletimizi, hem de İslam dünyasını itikadî birliğe çağıran kişidir.
O Haydar Baş,
Milli Ekonomi Modeli ile sömürülen halklara umut olan, kapitalizmin sömürüsüne 'dur' diyen kişidir.
O Haydar Baş, "Hoş Geldin Atatürk" eseri ile milletimizi iftiradan, zandan kurtarıp, bu devletin kurucusu ile buluşturan kişidir.
Kısaca Haydar Baş, dışarıda emperyalistlerin, içeride bu devlet ve bu millet üzerinden milli, manevi ve tarihi değerler üzerinden rant sağlayan kişi, gurup ve anlayışların hesabını bozan kişidir.
Haliyle hedefleri Haydar Baş'tır. Ama Prof. Dr. Haydar Baş'ın arkasında öyle bir güç var ki, bu emellerine ulaşmalarına asla izin vermez.
O güç, "dost doğru olun, sırat-i müstakim üzere olun, bâtıl karşısında korkmayın, kazanacak olan iman edenlerdir" müjdesini veren Allah-u Teâlâ'dır.
Bâtılın safındakiler; kaybedeceksiniz! Kaybetmeden önce aynaya bakın ve;
"Tükürün çehre-i murdarımıza!
Tükürün, belki ar gelir suratınıza." (M. A. Ersoy)