Geçtiğimiz yıl patlayan mortgage krizinden sonra küresel finans sahipleri petrol ve gıda gibi reel ürünlere yöneldi.Reel ekonominin bel kemiği olan bu ürünlerin spekülatif piyasaların ilgi odağı haline gelmesi gelir dengesizliğinin had safhada olduğu günümüz dünyasını daha da perişan etti.Küresel finans sahipleri daha fazla para kazanabilmek için bu reel ürünleri stoklamaya, bir taraftan da, değişik küresel yaptırımlarla, üretimlerini kontrol altına almaya başladı. Çünkü stoklama ve üretim kısılması bu ürünlerin fiyatlarını otomatikman artıracak ve bu para sahipleri astronomik karlar elde edebilecekti.Dünyanın birçok bölgesinde insanların açlıktan ölmemek, asgari bir hayat yaşayabilmek için ihtiyaç duyduğu gereksinimler, artık aç gözlü, gözlerini para hırsı bürümüş küresel oyuncuların bir kumar aracı haline gelmişti.Esasen dünyada, birkaç dünyayı bakacak kadar gıda mevcut, ama bu tür tekelleşmeler büyük bir dengesizlik oluşturmaktada, varlık içinde yokluk yaşatmaktadır. Bu dengesizlik de tekelci mantığıyla dünyayı kasıp kavuran, güç sahibi insanları canavarlaştıran, milyarlarca insanı da yokluğa mahkum eden kapitalizmin doğal sonucudur. Bu Kapitalist anlayışın temelleri üzerinde bina edilen küreselleşme de dünyaya kan ve gözyaşından başka bir şey getirmemiştir. Çünkü kaynakları sömürme hedefi güdenler, milli devlet sınırlarının erimeye yüz tuttuğu günümüz dünyasında bu sömürü emellerini yerine getirmede daha uygun bir zemin bulmuşlardır.Kapitalist ve bu temelden yola çıkan küresel anlayış, insanların ekmeklerini dahi bir para kazanma oyunu haline getirecek kadar acımasızdır. Böyle insanların hakim olduğu bir dünyadan demokrasi, insanlık, adalet, sosyal bir denge beklenmesi de asla söz konusu olamaz.Ülkemiz açısından konuyu değerlendirirsek, bu zihniyetin küresel temsilcilerinden tavsiye alarak geliştirilen ekonomik politikalardan bir çözüm ortaya çıkması mümkün değildir.Eğer IMF, Dünya Bankası, AB ve ABD'den nasihat alarak başta tarım olmak üzere iç ve dış politikalarımızı şekillendiriyorsak -ki bunu kamçısız yapma gayreti içindeyiz- bağımlılıktan kurtulmamız değil, bağımlılığımızın daha da katmerleşmesi söz konusudur. Onlar bizi daha az üretim yapmaya teşvik edecek, kendi stoklanmış pahalı mallarından almaya zorlayacaklardır. Pirinçte, buğday da yaşadığımız gibi.Ama bunun adı kuraklık olacak, ama iç siyasi belirsizlik olacak, ama küresel kriz olacak... Bahane mi yok? Bu yılın daha ilk yarısında tarım ürünlerinde dış ticaret açığımız 1 milyar 802 milyon dolara ulaşmış durumda. Bu rakamın 2008 sonunda 3.6 milyar dolara ulaşacağı belirtiliyor. Bahsettiğimiz küresel oyunları görmezlikten gelmeye devam edersek, bu oyun kurucuların kısırdöngü tavsiyeleriyle ülkemiz ekonomisini yönlendirirsek, hızla Somali olma yolunda ilerliyoruz demektir. Tarım kesimini küstüren, gıdada dışa bağımlı olan ülkeler asla iflah olmaz. Her türlü menfur senaryoya açık demektir.Çözümsüz de değiliz. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nde tarım sektörünü ayağa kaldıracak orijinal projeler mevcuttur.Ülkelerin zayıf karnı tarımda yanlış politikaların kurbanı olup dışa bağımlı kalmak da bizim elimizde, tarımda küresel manada söz sahibi olmakta.
Murat Çabas / diğer yazıları
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024