Tayyip Bey'in Cumhurbaşkanlıktan çok daha fazla yetkiler içeren, sistemin odağına oturduğu Başbakanlığı değil de niçin Köşkü tercih ettiğini analiz etmeye devam ediyoruz.Birinci tespit şu:Bir kere Tayyip Bey Başbakanlık koltuğunda oturmasının yüksek seviyeli bir güçten geçtiğini biliyor. Şöyle söyleyelim:Tayyip Bey'i Tayyip Bey yapan, her sözüne keramet bağlanan adam yapan şey ne acaba?Kara kaşı, kara gözü, prompterdan yazılanı okumak? Hangisi? Elbette iktidar ve iktidar nimetleri! AKP'nin oyları sizce çok değil, yüzde 30'un altına düşse ne olur acaba? Bir anda o yere göğe konulmayan Tayyip Bey karizması "mental yorgunluk", "yeni şeyler üretemiyor", "yok canım bu tam bir hırsız" ve daha nice eleştirilerle baş başa kalır değil mi?Yani işin sırrı iktidar da!O koltuk sarsılırsa her şey tuzla buz olur.Peki, Tayyip Bey tek başına iktidar için yüzde 40'ları gerektiren oy oranını daha ne kadar sürdürebilir?Hatta şöyle söyleyelim Erdoğan'ın yüzde 40 oy oranı ne kadar güçlü?Dahası etrafı bu kadar düşman ve yolsuzluk gibi zaaflarla çevrili iken!2002 seçimlerini yani AKP'ye iktidarının altın bir tepside sunulduğu 2002 erken seçimlerini hatırlayın yüzde 50 bloğundaki ANAP-DSP-MHP bloğu bir anda nasıl tuzla buzla oldu! Sezer'in Anayasa kitapçığını fırlatması ile oluşan domino etkisi 3'lü koalisyonun oylarını bir gecede yüzde 10'ların altına düşürdü.Bu açıdan bakınca AKP iktidarı ekonomisi ile dış politikası ile terörü ile aslında son derece kırılgan bir kimyaya sahip. Her şey güllük güzellik derken 24 saatte her şey yerle bir olabilir! O bol bol propagandası edilen yüzde 40 bakmışınız yüzde 04'e, ters dönmüş!Bunlar son derece mümkün ve Tayyip Bey böyle bir sonuçla baş başa kalırsa sizce soluğu nerede alır?Niye Başbakanlık değil de Cumhurbaşkanlığı sorusuna devam edelim?İstihbaratta bir kuraldan bahsedilir. İstihbarat personeline denilir ki "deşifre olursan seni tanımayız!"Bu kuralı uyarlayalım:Tayyip Bey iktidarı döneminde aslında derin mahfillerde kararlaştırılan Türkiye Cumhuriyeti'nin 1923 kimyası paramparça edildi. AKP bu işin gün yüzündeki sorumlusu, siyasi sorumlusu olarak tayin edildi ve oylarını bu derin senaryo nedeni ile artırdı. Peki, bu sırada bir iş kazasına kurban gitse idi, hesaplanamayan bir engele takılsa ve misyonu tamamlayamasa ne olacaktı?Kimse Erdoğan'ın yüzüne bakar mı idi? Yoksa "seni tanımıyoruz" mu derlerdi?Şimdi Türkiye'yi değiştirme misyonunun son bölümüne gelinilmiş durumda ve aslında aynı tehlike devam ediyor. Suriye'de açığa düşme, Alman istihbaratının elindeki İsviçre hesaplarına filan bakılırsa büyük patrona ne kadar güvenilebilir ki?Cesedin başında, elinizde bıçak ve bu halde ışıkların üzerinize çevrildiğini düşünebiliyor musunuz?Sonuç:Sonuç şu: Aslında Tayyip Bey elindeki riskleri Ahmet Davutoğlu'na sattı!Başkanlık modeline geçiş, Davutoğlu'nun başarılı olması falan, filan? Olsa da olur olmasa da!İddia ediyorum Tayyip Erdoğan 2002'den bu yana ilk kez Köşk'te derin bir uyku uyumuştur!
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021