Ecevit bugün, ulusça hayli uzun bir zamandır hazırlandığımız ve hayli çok şeyler beklediğimiz Amerika yolunda..
Çok şeyler bekliyoruz diyoruz çünkü egemenliğimizin simgesi TBMM bile bu gezi için geceyi gündüze katarak hazırlandı, Yeni Kamu İhale Yasası, Tütün Yasası, "İstanbul Yaklaşımı" adı verilen Banka Kurtarma Yasası, Endüstri Bölgeleri Yasası ile bazı kamu kurum ve kuruluşlarının ürettikleri mal ve hizmet tariflerinde değişiklik yapan, çeşitli adlarda yaptıkları indirimleri kaldıran yasaların hepsi Meclis'in geceli gündüzlü çalışması sonucu Ecevit'in bu gezisine yetiştirildi. Böylelikle Başbakanın Amerikan yetkilileri, IMF ve Dünya Bankası idarecileri önüne "rahat" çıkması sağlanmış oldu.
Rahatlığın, "ev ödevini yapmış öğrenci görünümü" almış olması karşısında dahi herhangi bir sindirim zorluğu çekilmedi.
Ecevit gitmeden önce beklentilerini şöyle açıkladı: (12 Ocak.. Associated Press)
1. Kürt Devletine izin vermeyiz.
2. Türkiye'nin beş milyar dolarlık askerî borcunu sildirmeye çalışacağız.
3. Afganistan'a asker göndermemiz ekonomik sorunlarımızı daha da arttırabilir. Dolayısı ile bölgedeki savunma masraflarımız desteklenmelidir.
Bir soru üzerine de; "Washington'da ABD'li yetkililerle görüşmeden önce Irak konusunda Türkiye'nin tutumu hakkında detaylı bilgi veremeyeceğini" belirtti.
Yâni Türk Başbakanı hem "Kürt Devleti'ne izin vermeyiz" diyor, hem "ABD'li yetkililerle konuşmadan Türkiye'nin tutumu hakkında detay veremeyeceğini" söylüyor.
Dikkat edin lütfen Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın "Amerikalı yetkililerle görüşmeden detay veremeyeceğini" ifade ettiği konu Türkiye'nin Irak politikasıdır, Amerika'nın değil.
Bizim cenahta durum böyleyken kimse bizden hemen önce Yunan Başbakanı'nın Bush'la görüştüğünü yazmadı, yazdıysa da üzerinde gerektiği kadar durmadı.
Yâni Bush Ecevit'le görüşmesine, Simitis'in kendisine aktardığı bilgiler eşliğinde çıkacak, duruma onun verdiği gözlükle bakacaktır.
Ecevit gezisine "borç silinmesi", "görüşmeden önce detay veremeyeceği" yaklaşımı ile mahcup, çekingen ve utangaç bir tavırla başlarken Simitis'in gezi öncesi üslubunu hiç merak ettiniz mi?
Geziden hemen önce daha Atina'da iken ABD yönetiminin terörle mücadele konusunda Yunanistan'a baskı yapabileceğinin hatırlatılması üzerine Simitis, "Yunanistan Başbakanı'na bir yere gittiği zaman politika tavsiye edildiği günler geride kaldı. Yunanistan Başbakanı, ABD veya başka bir yeri ziyaret ettiğinde tezlerini ve politikasını sergiler. Amaç, ortak bir biçimde barış ve istikrarın korunmasına yönelik çalışma çerçevesinde görüşmeler yapmaktır" cevabını veriyordu.
Ajanslar Simitis'in Amerika'da öncelikli olarak Ege, Kıbrıs, AGSP konularını görüştüğünü yazıyor ve Simitis'in "AGSP konusunda Türkiye-ABD ve İngiltere arasında varılan Ankara mutabakatını kabul etmemiz mümkün değildir" dediğini iletiyordu ama Ecevit bunlardan hiç bahsetmiyordu.
Şimdi siz Bush'un Ecevit'le; üstelik daha Ankara'dan yola çıkmadan para ile ilgili beklentilerini de duyurmuşken sadece Irak-Afganistan konusunu konuşacağını, dahası "danışacağını" mı zannediyorsunuz?
Amerika bu gezide Ecevit'e 11 Eylül saldırıları ile ilgili Türk yaklaşımından ötürü teşekkür edecekmiş.
Teşekkür; eğer olacaksa ve gerçekten teşekkür edilecek bir şey yapıldıysa Bush'un Ankara'ya kadar zahmet etmesiyle yapılır, bunun için Ecevit'in Washington'a gitmesi beklenmez.
Neresinden bakılırsa bakılsın Ecevit bu ziyarete "eksi" konumdan ve Simitis'in gölgesinde başlamaktadır. Bizim dışişleri bir türlü Amerika'nın Türkiye ile olan ilişkilerini Yunanistan ipoteğinden kurtarma becerisini gösterememiştir
Başkanından en alt seviyedeki her Amerikan yetkilisine kadar Türkiye'ye yapılan her gezi öncesi veya sonrasında Yunanistan'a da uğranılma mecburiyeti, bizim yetkililerin Amerika ziyaretlerinde de uygulanmaktadır. Bizim en ufak heyet gitmeden önce Amerika'da mutlaka bir Yunan heyeti vardır.
Dışişleri, Başbakan'ın gezisini Simitis'inkiyle aynı tarihe denk düşürmeyi nasıl becermiştir?
Neresinden bakarsanız bakın, Kanuni'nin "Sen ki Françeska Kralı"sın" diye başlayan ünlü tiradı hayli gerilerde kalmıştır.
Bize de yazının başlığındaki kelimelerin gerçek anlamını araştırmak...
Çok şeyler bekliyoruz diyoruz çünkü egemenliğimizin simgesi TBMM bile bu gezi için geceyi gündüze katarak hazırlandı, Yeni Kamu İhale Yasası, Tütün Yasası, "İstanbul Yaklaşımı" adı verilen Banka Kurtarma Yasası, Endüstri Bölgeleri Yasası ile bazı kamu kurum ve kuruluşlarının ürettikleri mal ve hizmet tariflerinde değişiklik yapan, çeşitli adlarda yaptıkları indirimleri kaldıran yasaların hepsi Meclis'in geceli gündüzlü çalışması sonucu Ecevit'in bu gezisine yetiştirildi. Böylelikle Başbakanın Amerikan yetkilileri, IMF ve Dünya Bankası idarecileri önüne "rahat" çıkması sağlanmış oldu.
Rahatlığın, "ev ödevini yapmış öğrenci görünümü" almış olması karşısında dahi herhangi bir sindirim zorluğu çekilmedi.
Ecevit gitmeden önce beklentilerini şöyle açıkladı: (12 Ocak.. Associated Press)
1. Kürt Devletine izin vermeyiz.
2. Türkiye'nin beş milyar dolarlık askerî borcunu sildirmeye çalışacağız.
3. Afganistan'a asker göndermemiz ekonomik sorunlarımızı daha da arttırabilir. Dolayısı ile bölgedeki savunma masraflarımız desteklenmelidir.
Bir soru üzerine de; "Washington'da ABD'li yetkililerle görüşmeden önce Irak konusunda Türkiye'nin tutumu hakkında detaylı bilgi veremeyeceğini" belirtti.
Yâni Türk Başbakanı hem "Kürt Devleti'ne izin vermeyiz" diyor, hem "ABD'li yetkililerle konuşmadan Türkiye'nin tutumu hakkında detay veremeyeceğini" söylüyor.
Dikkat edin lütfen Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın "Amerikalı yetkililerle görüşmeden detay veremeyeceğini" ifade ettiği konu Türkiye'nin Irak politikasıdır, Amerika'nın değil.
Bizim cenahta durum böyleyken kimse bizden hemen önce Yunan Başbakanı'nın Bush'la görüştüğünü yazmadı, yazdıysa da üzerinde gerektiği kadar durmadı.
Yâni Bush Ecevit'le görüşmesine, Simitis'in kendisine aktardığı bilgiler eşliğinde çıkacak, duruma onun verdiği gözlükle bakacaktır.
Ecevit gezisine "borç silinmesi", "görüşmeden önce detay veremeyeceği" yaklaşımı ile mahcup, çekingen ve utangaç bir tavırla başlarken Simitis'in gezi öncesi üslubunu hiç merak ettiniz mi?
Geziden hemen önce daha Atina'da iken ABD yönetiminin terörle mücadele konusunda Yunanistan'a baskı yapabileceğinin hatırlatılması üzerine Simitis, "Yunanistan Başbakanı'na bir yere gittiği zaman politika tavsiye edildiği günler geride kaldı. Yunanistan Başbakanı, ABD veya başka bir yeri ziyaret ettiğinde tezlerini ve politikasını sergiler. Amaç, ortak bir biçimde barış ve istikrarın korunmasına yönelik çalışma çerçevesinde görüşmeler yapmaktır" cevabını veriyordu.
Ajanslar Simitis'in Amerika'da öncelikli olarak Ege, Kıbrıs, AGSP konularını görüştüğünü yazıyor ve Simitis'in "AGSP konusunda Türkiye-ABD ve İngiltere arasında varılan Ankara mutabakatını kabul etmemiz mümkün değildir" dediğini iletiyordu ama Ecevit bunlardan hiç bahsetmiyordu.
Şimdi siz Bush'un Ecevit'le; üstelik daha Ankara'dan yola çıkmadan para ile ilgili beklentilerini de duyurmuşken sadece Irak-Afganistan konusunu konuşacağını, dahası "danışacağını" mı zannediyorsunuz?
Amerika bu gezide Ecevit'e 11 Eylül saldırıları ile ilgili Türk yaklaşımından ötürü teşekkür edecekmiş.
Teşekkür; eğer olacaksa ve gerçekten teşekkür edilecek bir şey yapıldıysa Bush'un Ankara'ya kadar zahmet etmesiyle yapılır, bunun için Ecevit'in Washington'a gitmesi beklenmez.
Neresinden bakılırsa bakılsın Ecevit bu ziyarete "eksi" konumdan ve Simitis'in gölgesinde başlamaktadır. Bizim dışişleri bir türlü Amerika'nın Türkiye ile olan ilişkilerini Yunanistan ipoteğinden kurtarma becerisini gösterememiştir
Başkanından en alt seviyedeki her Amerikan yetkilisine kadar Türkiye'ye yapılan her gezi öncesi veya sonrasında Yunanistan'a da uğranılma mecburiyeti, bizim yetkililerin Amerika ziyaretlerinde de uygulanmaktadır. Bizim en ufak heyet gitmeden önce Amerika'da mutlaka bir Yunan heyeti vardır.
Dışişleri, Başbakan'ın gezisini Simitis'inkiyle aynı tarihe denk düşürmeyi nasıl becermiştir?
Neresinden bakarsanız bakın, Kanuni'nin "Sen ki Françeska Kralı"sın" diye başlayan ünlü tiradı hayli gerilerde kalmıştır.
Bize de yazının başlığındaki kelimelerin gerçek anlamını araştırmak...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hüseyin Mümtaz / diğer yazıları
- Ekonomi, İslam ve Rusya / 01.04.2006
- Küresel aktörler, bölgesel piyonlar / 20.12.2005
- 'Namkör' kedi / 16.07.2002
- Cılkı çıkan siyaset / 15.07.2002
- İsmail Cem'in sakladıkları / 14.07.2002
- Cem fotoğrafları / 13.07.2002
- Vitesten atan siyaset / 12.07.2002
- Freni patlayan siyaset / 11.07.2002
- "Nankör kedi" / 10.07.2002
- "Bindir bir alamete" politikası / 09.07.2002
- Küresel aktörler, bölgesel piyonlar / 20.12.2005
- 'Namkör' kedi / 16.07.2002
- Cılkı çıkan siyaset / 15.07.2002
- İsmail Cem'in sakladıkları / 14.07.2002
- Cem fotoğrafları / 13.07.2002
- Vitesten atan siyaset / 12.07.2002
- Freni patlayan siyaset / 11.07.2002
- "Nankör kedi" / 10.07.2002
- "Bindir bir alamete" politikası / 09.07.2002