8.5 Milyar $'lık ünlü mandaterlik anlaşmasının "K.Irak'a girmeme" tahüdünün yanında, çok da üzerinde durulmayan bir maddesinde şunlar yazıyordu;
"Vergi reformu gerçekleştirilecek ve özelleştirme işlemleri derhal tamamlanacaktır."
Hükumet şimdi bu anlaşmada verdiği sözleri tek tek yerine getiriyor. Bir koluyla anlaşmanın -ki hemen söyleyelim tarihin bile affetmeyeceği bir sorumluluktur- ilk kredi dilimi için düğmeye bastı. Diğer koluylada kreması en ballı özelleştirme pastaları için startı verdi.
8.5 Milyar $'lık anlaşma için ne söylesek azdır. Cumhuriyet tarihinin "siyasal şarta" bağlanmış ilk anlaşma olmasından tutunda, Irak'la ilgili en ufak bir talebimizin bundan böyle olamayacağına kadar çok şey söyleyebiliriz.
Ancak hassas bir örgüyle nakış nakış örülmüş bu kadife elli Türkiye aleyhtarı operasyonu şimdilik bekletelim, özelleştirme furyasından gelen kokulara dikkat çekelim.
Hükumet biliyorsunuz Tekel'le ilgili özelleştirme ihalesine çıktı. Telekom'da kapıya çıkmış durumda, ha bugün ha yarın Telekom'da görücüsüne kavuşacak. Tekel ve Telekom Türkiye'nin hani neredeyse 4 te 1'i ederinde, yüz küsür yıllık birikimi. İşte AKP hükumeti böylesine önemli ve böylesine değerli kuruluşları satıyor.
Özelleştirmenin yapılıp yapılmaması bir tarafa, Tekel ihalesinde ortaya çıkan ilk fotoğraf "en hükümetçi medyayı" bile bu kadar da olmaz ki dedirtecek noktaya getirdi.
Tekel ihalesine iki soru
İhaleyle ilgili detayları biliyorsunuz. Hürriyet'ten Vahap Munyar ve Sabah'tan Okan Müderrisoğlu yazdılar. Biz konunun bilinen kısmı üzerinde, yani Tekel'in ne kadar ucuza kapatılmaya çalışıldığı üzerinde durmayalım. El altından verildiği iddia edilen, her birisi hükumet devirecek avantalara dikkat çekelim.
1- Tekel'in özelleştirilmesi sonucunda açıkta kalacak 30 bin işçinin kıdem tazminatını satın alan kuruluş değil, devlet ödeyecek. 30 bin kişinin açıkta kalması sorunu bir tarafa acaba bu kadar işçinin kıdem tazminatı ne kadar para ediyor, hesaplandı mı? Sadece bu rakamın bile, ihale bedelini geçtiği iddiaları doğru mu?
2- Tekel'i satın alacak firmaya verilen sözler kıdem tazminatı ile sınırlı değil. Şimdilik duyum sınırlarında olsa da, sigara pazarında avantajlı duruma geçecek alıcı firmaya "3 yıl için 125 bin ton tütün" sözü verildiği iddiaları ayyuka çıktı.
Bu iddialar doğru mu? bedava verilecek 125 bin ton tütün acaba tek başına özelleştirme bedelini karşılamaya yetiyor mu?
Bu iki iddia, 57. hükumet'in POAŞ ihalesini hatırlattı bize. POAŞ'ın kasaları önce parayla doldurulmuş, sonrada 1 küsür Milyar Dolar'a satışa çıkarılmıştı. Aydın Doğan POAŞ'ı satın alıp masasına oturduğunda, ilk taksit olan 400 Milyon Doları ödeyecek para zaten kasada vardı.
Hoş Aydın Doğan bunu bile yapmadı. Kasadaki parayı özelleştirme bedeli olarak ödemek yerine cebine attı. Özelleştirme borcunu ise öteledi durdu.
Fakat konumuz POAŞ değil, biz Tekel ihalesindeki ilginç karelerle dolu fotoğrafı okumaya devam edelim.
Erdoğan Kilci ve
Ensari'ye kızmış!
Tekel'de dönen oyunlar üzerine Özelleştirme İdaresi başkanı Metin Kilci ve Tekel Genel Müdürü Sezai Ensari biliyorsunuz "ben olsam ihaleyi iptal ederim", "önerilen fiyatlar hakarettir" gibi laflar etmişlerdi.
Kilci ve Ensari hiç kuşku yok ki bu kuruluşların ederlerini ve dönen kirli dolapları en iyi bilebilecek isimler. İhalenin arkasında çünkü, yabancı firmaların gizli mütabakatları ve Tekel'i ucuza kapatma dolapları var.
Şunu zaten herkes biliyor ki, bu firmalar ihale öncesinde "yüksek rakam vermeme" hususunda anlaşmışlar. Rakamlar 5 milyar $'dan başlayacağı havası yayıldığı içinde hiçbir yerli firma ihaleye katılmadı.
İşte iki Bürokratın bildiği şeyler bunlar aslında, malumun "bir şekilde" de olsa ilanı...
Başbakan Erdoğan ise işin cilvesine bakınız ki bu iki değerli ismi ödüllendireceğini, Kemal Unakıtan aracılığıyla kulaklarını çekiyor.
Erdoğan, Kilci ve Ensari'nin konuşmalarından rahatsız oluyor ve "ağzı olan konuşuyor" diyerek kızgınlığını ifade ediyor.
İnsanın aklına açıkçası kötü kötü şeyler geliyor. Böyle bir durumda çünkü Başbakan'ın kızmak, kulak çekmek yerine iki bürokratını çağırıp şunu sorması sizce de gerekmiyor mu?
"Ey Kilci, ey Ensari bu sözleri niçin söylüyorsunuz? Uğradığımız kayıp nedir? Niçin ihale düşük bedelle açıldı? Bir oyun mu oynanıyor?"
Hayır, Başbakan bunu yapmıyor. Niçin ucuz ihale tartışması açıyorsunuz diye, bürokratlarını sigaya çekiyor.
İhaleler için söz mü verildi?
Evet işte bu haleti ruhiyedeki hükumet ve Başbakan maalesef şimdi de bir zamanlar "bakan deviren" telekom ihalesine çıkıyor. Korkarım bu özelleştirmenin de sözleri verildi
8.5 Milyar $'lık mandaterlik anlaşmasını tartışmaya açmanın, hükümlerini tek tek açıklamanın tam zamanı. Herşey orada yazıyor.
8.5 Milyar $'lık anlaşmanın işlerlik kazanması için start veren Hükumet, aynı anda özelleştirme pastasını da yabancılara açıyor.
Siyasal taleplerin, nasıl ekonomik taleplerle iç içe geçtiği günleri yaşıyoruz.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın dediği gibi, 250 Milyar Dolar borcu ödeyemezsek acaba ne yapacağız? O zaman toprak mı satacağız? Sakın Kıbrıs bu işin, bu borcun karşılığı olarak verilmiş olmasın!
"Vergi reformu gerçekleştirilecek ve özelleştirme işlemleri derhal tamamlanacaktır."
Hükumet şimdi bu anlaşmada verdiği sözleri tek tek yerine getiriyor. Bir koluyla anlaşmanın -ki hemen söyleyelim tarihin bile affetmeyeceği bir sorumluluktur- ilk kredi dilimi için düğmeye bastı. Diğer koluylada kreması en ballı özelleştirme pastaları için startı verdi.
8.5 Milyar $'lık anlaşma için ne söylesek azdır. Cumhuriyet tarihinin "siyasal şarta" bağlanmış ilk anlaşma olmasından tutunda, Irak'la ilgili en ufak bir talebimizin bundan böyle olamayacağına kadar çok şey söyleyebiliriz.
Ancak hassas bir örgüyle nakış nakış örülmüş bu kadife elli Türkiye aleyhtarı operasyonu şimdilik bekletelim, özelleştirme furyasından gelen kokulara dikkat çekelim.
Hükumet biliyorsunuz Tekel'le ilgili özelleştirme ihalesine çıktı. Telekom'da kapıya çıkmış durumda, ha bugün ha yarın Telekom'da görücüsüne kavuşacak. Tekel ve Telekom Türkiye'nin hani neredeyse 4 te 1'i ederinde, yüz küsür yıllık birikimi. İşte AKP hükumeti böylesine önemli ve böylesine değerli kuruluşları satıyor.
Özelleştirmenin yapılıp yapılmaması bir tarafa, Tekel ihalesinde ortaya çıkan ilk fotoğraf "en hükümetçi medyayı" bile bu kadar da olmaz ki dedirtecek noktaya getirdi.
Tekel ihalesine iki soru
İhaleyle ilgili detayları biliyorsunuz. Hürriyet'ten Vahap Munyar ve Sabah'tan Okan Müderrisoğlu yazdılar. Biz konunun bilinen kısmı üzerinde, yani Tekel'in ne kadar ucuza kapatılmaya çalışıldığı üzerinde durmayalım. El altından verildiği iddia edilen, her birisi hükumet devirecek avantalara dikkat çekelim.
1- Tekel'in özelleştirilmesi sonucunda açıkta kalacak 30 bin işçinin kıdem tazminatını satın alan kuruluş değil, devlet ödeyecek. 30 bin kişinin açıkta kalması sorunu bir tarafa acaba bu kadar işçinin kıdem tazminatı ne kadar para ediyor, hesaplandı mı? Sadece bu rakamın bile, ihale bedelini geçtiği iddiaları doğru mu?
2- Tekel'i satın alacak firmaya verilen sözler kıdem tazminatı ile sınırlı değil. Şimdilik duyum sınırlarında olsa da, sigara pazarında avantajlı duruma geçecek alıcı firmaya "3 yıl için 125 bin ton tütün" sözü verildiği iddiaları ayyuka çıktı.
Bu iddialar doğru mu? bedava verilecek 125 bin ton tütün acaba tek başına özelleştirme bedelini karşılamaya yetiyor mu?
Bu iki iddia, 57. hükumet'in POAŞ ihalesini hatırlattı bize. POAŞ'ın kasaları önce parayla doldurulmuş, sonrada 1 küsür Milyar Dolar'a satışa çıkarılmıştı. Aydın Doğan POAŞ'ı satın alıp masasına oturduğunda, ilk taksit olan 400 Milyon Doları ödeyecek para zaten kasada vardı.
Hoş Aydın Doğan bunu bile yapmadı. Kasadaki parayı özelleştirme bedeli olarak ödemek yerine cebine attı. Özelleştirme borcunu ise öteledi durdu.
Fakat konumuz POAŞ değil, biz Tekel ihalesindeki ilginç karelerle dolu fotoğrafı okumaya devam edelim.
Erdoğan Kilci ve
Ensari'ye kızmış!
Tekel'de dönen oyunlar üzerine Özelleştirme İdaresi başkanı Metin Kilci ve Tekel Genel Müdürü Sezai Ensari biliyorsunuz "ben olsam ihaleyi iptal ederim", "önerilen fiyatlar hakarettir" gibi laflar etmişlerdi.
Kilci ve Ensari hiç kuşku yok ki bu kuruluşların ederlerini ve dönen kirli dolapları en iyi bilebilecek isimler. İhalenin arkasında çünkü, yabancı firmaların gizli mütabakatları ve Tekel'i ucuza kapatma dolapları var.
Şunu zaten herkes biliyor ki, bu firmalar ihale öncesinde "yüksek rakam vermeme" hususunda anlaşmışlar. Rakamlar 5 milyar $'dan başlayacağı havası yayıldığı içinde hiçbir yerli firma ihaleye katılmadı.
İşte iki Bürokratın bildiği şeyler bunlar aslında, malumun "bir şekilde" de olsa ilanı...
Başbakan Erdoğan ise işin cilvesine bakınız ki bu iki değerli ismi ödüllendireceğini, Kemal Unakıtan aracılığıyla kulaklarını çekiyor.
Erdoğan, Kilci ve Ensari'nin konuşmalarından rahatsız oluyor ve "ağzı olan konuşuyor" diyerek kızgınlığını ifade ediyor.
İnsanın aklına açıkçası kötü kötü şeyler geliyor. Böyle bir durumda çünkü Başbakan'ın kızmak, kulak çekmek yerine iki bürokratını çağırıp şunu sorması sizce de gerekmiyor mu?
"Ey Kilci, ey Ensari bu sözleri niçin söylüyorsunuz? Uğradığımız kayıp nedir? Niçin ihale düşük bedelle açıldı? Bir oyun mu oynanıyor?"
Hayır, Başbakan bunu yapmıyor. Niçin ucuz ihale tartışması açıyorsunuz diye, bürokratlarını sigaya çekiyor.
İhaleler için söz mü verildi?
Evet işte bu haleti ruhiyedeki hükumet ve Başbakan maalesef şimdi de bir zamanlar "bakan deviren" telekom ihalesine çıkıyor. Korkarım bu özelleştirmenin de sözleri verildi
8.5 Milyar $'lık mandaterlik anlaşmasını tartışmaya açmanın, hükümlerini tek tek açıklamanın tam zamanı. Herşey orada yazıyor.
8.5 Milyar $'lık anlaşmanın işlerlik kazanması için start veren Hükumet, aynı anda özelleştirme pastasını da yabancılara açıyor.
Siyasal taleplerin, nasıl ekonomik taleplerle iç içe geçtiği günleri yaşıyoruz.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın dediği gibi, 250 Milyar Dolar borcu ödeyemezsek acaba ne yapacağız? O zaman toprak mı satacağız? Sakın Kıbrıs bu işin, bu borcun karşılığı olarak verilmiş olmasın!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021