Unuttunuz değil mi? 2017'nin son ayıydı. Trump, kameralar karşısında 14 saniye süren bir imza şovuyla dünyaya, 'Kudüs, İsrail'in başkentidir' ilanını yapmıştı.
Sonra ne olmuştu?
'Tanımıyoruz, esefle kınıyoruz, en yüksek dereceden kınıyoruz, kabul edilemez' cümleleri gırla gitmişti.
Sayın Erdoğan, 'Filistin topraklarının kimseye peşkeş çekilmesine göz yummayacağız. İlk kıblemiz Kudüs'ü Şerifin, dünya Müslümanlarının kırmızı çizgisi olduğunu bir kez daha tekrarlamak istiyorum' demişti.
İstanbul'da toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ABD'ye misilleme (!) olarak Doğu Kudüs'ü, Filistin'in başkenti ilan etmişti.
Ya sonra? Sonrası yok. Hepsi bu kadar! İsrail zulmüne aynen devam ediyor. Batı ülkeleri tek tek 'Kudüs'ün, İsrail'in başkenti olduğunu ve elçiliklerini Kudüs'e taşıyacaklarını açıklayıp, taşıdılar. Bugün gündemde olan Ukrayna bile 'Kudüs, İsrail'in başkentidir' dedi.
İslam İşbirliği Teşkilatı'ndaki ülkelerin çoğu da İsrail ile dostluk anlaşması imzaladılar. En son Sayın Erdoğan, İsrail cumhurbaşkanının ülkemize yapacağı ziyaretten duyacağı memnuniyeti dile getirdi.
Aynı şovu (güç, gövde gösterisini) şimdi Putin, Ukrayna üzerinden sergiliyor. Hem de fiili olarak!
Aylardır, 'Rusya, Ukrayna'yı işgal edecek… 3. Dünya savaşı mı başlıyor… Rusya'nın, Ukrayna'yı işgaline asla izin vermeyeceğiz' gibi cümlelerle başta ABD ve İngiltere olmak üzere batılı ülkeler, Ukrayna'yı, Rusya'ya karşı kışkırttılar. Doğu Avrupa'ya bol bol silah sattılar. Rusya'da bölgeyi silahlandırdı.
Ve bir gece ansızın Putin, kameralar karşısına geçerek Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Lugansk Halk Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını tanıyan kararnameyi imzalayarak, "Bu bağlamda, Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Lugansk Halk Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını bir an önce tanımak için çok geç kalınmış bir kararı almayı gerekli görüyorum" ifadelerini kullandı.
Putin'in bu duruşu kendilerini, 'dünyanın efendileri' zannedilenlere karşı bir gövde gösterisi, meydan okumaydı.
Putin'in gövde gösterisi sadece Donetsk ve Lugansk üzerinden değildi. Gözden kaçtı ama bana göre Putin'in en önemli adımlarından birisi de Azerbaycan adımıydı.
Sayın Cumhurbaşkanımız, Afrika'da stat açarken, aksakallımız ve dışişleri bakanımızdan haber alınamıyorken Putin, Aliyev'i Moskova'ya davet etti.
NATO ile üyelik müzakereleri yapan Azerbaycan bir anda Rusya ile ortak güvenlik anlaşması imzaladı.
Şimdi ABD ve AB ülkeleri kınama yarışına girdiler. Müttefik oldukları ülkelere 'sizde kınayın' diyorlar.
Peş peşe ekonomik yaptırım paketleri hazırladıklarını ve uygulayacaklarını açıklıyorlar. En son Almanya, ' Kuzey Akım 2 doğalgaz boru hattının lisanslandırılması sürecini durdurduklarını' açıkladı.
Rusya direk cevap verdi: "Avrupalıların çok yakında bin metreküp doğal gaz için 2 bin Euro ödeyecekleri yeni cesur dünyaya hoş geldiniz".
Şimdi Rus ordusu harekete geçti. Batı hala kınama, ekonomik yaptırımlar üzerinden gidiyor. Başka şanları var mı? Bana göre yok.
Dünyayı kan gölüne çeviren emperyalistler, kendi topraklarında akacak kanın hesabını kendi, halklarına veremezler. Çünkü batılıların canı tatlıdır!
Ekonomik tehditler Rusya'yı etkiler mi?
BRİCS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) topluluğunun kurucularından olan Şangay İşbirliği Teşkilatının (ki, bu örgütte Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan, Hindistan, Pakistan ve İran var) kurucu üyelerinden olan Rusya'ya ekonomik tehditler işlemez.
Çünkü dünya nüfusunun yarısından fazlası bu örgütlere üye ülkelerde yaşıyor. Yani pazar problemi yok.
Yine bu ülkeler petrol, altın, doğalgaz ve diğer enerji kaynakları bakımından dünyanın önündeki ülkeler. Yine bu ülkelerin tamamında tarımda yapılabiliyor.
Yani kaynak, üretim ve pazar sorunu yok. Bu kaynakların ekonomiye nasıl kazandırılacağını, milli para tanımını ve politikalarını da Prof. Dr. Haydar Baş'ın, Milli Ekonomi Modeli'inden ezberlemiş ve uygulamaya geçirmiş vaziyetteler.
Dünya artık dolardan, batıdan ibaret değil. Yeni bir dünya kuruldu.
Türkiye ne yapmalı?
Çok geç olsa da ülkemizdeki siyasetçiler artık yeni bir dünya kurulduğunu ve bu dünyanın Milli Ekonomi Modeli merkezli olduğunu kabul etmeleri ve yeni dünyada yer almaları gerekmektedir.
Ukrayna özelinde ise BTP lideri Hüseyin Baş'ın dediği gibi 'arada kalmamaya' dikkat etmeliyiz. Çünkü 'En çok dayağı arada kalan yer'.
BTP Sözcüsü Emre Polat'ın şu başlıkları bizi dayak yemekten kurtarır:
1-Rusya-Ukrayna gerilimi diplomasi ile çözülmeli
2-Süreç Montrö'den zerre taviz vermeden yürütülmeli
3-Arabuluculuk yapalım derken arada kalmamalıyız
4-Savaş çıkarsa ekmek için un bulamayabilir, kuru ekmeğe muhtaç hale gelebiliriz
5-Yurtta barış dünyada barış pusulamız olmalı.
BTP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Erimhan'ın, 'Donestk ve Luhansk'ı tanıyan Rusya, KKTC'yi de tanır. Rusya tanırsa, dünya tanır. Eğer biz istersek' mesajı ise akledebilenler için büyük bir siyasi zaferdir.
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024