Tunus'ta yapılması planlanan Arap Zirvesi'nin ertelenmesine Filistin'den ağır eleştiri geldi.
Hamas'ın işgal topraklarındaki yeni lideri Rantisi " Araplar İsrail'in Şeyh Ahmed Yasin'i öldürerek meydan okuması karşısında teslim oldu''diyerek kızgınlığını ifade etti.
Rantisi'nin bu tepkisine Ortadoğu'dan net bir destek gelmedi.
Yani Araplar temel bir sorun karşısında yine biraraya gelemediler.
Tunus'ta yapılacak olan toplantıda İsrail ve bölgesel politikalar masaya yatırılacak ve insan hakları konusunda son durum mercek altına alınacaktı. Aynı toplantıda İsrail'in Hamas Lideri Yasin'i öldürmesi kınanacaktı.
Son anda devreye giren Amerikan yönetimi Tunuslu siyasileri uyararak bu toplantıya ev sahipliği yapmamasını istedi.
Tunuslular da ileri bir tarihte toplanmak için yeni karar aldılar.
Arap Birliği de bu karara uymak zorunda kaldı.
Açıkçası; İsrail ve ABD, Şeyh Yasin terörünü örtbas ettirdiler.
Rantisi'nin sert çıkışı ise Arap kamuoyunda fazla yankı bulmadı.
Ortadoğu'da Araplar bir kez daha birlik olamadı.
İsmi Arap Birliği olsa da maddi anlamda bir ittifak uluslararası arenada ortaya konamadı.
Bunda bu örgüte mensup çoğu Arap ülkesinin Amerikan yanlısı politika izlemelerinin etkisi oldu.
Arap Birliği ülkelerinin Dışişleri Bakanları seviyesinde biraraya gelen ve ulusal reformlar ve barış girişimi gündemli toplanmayı tasarlayan Araplar'ın İsrail karşısında çil tanecikleri gibi dağılması Filistin davasının temelini de sarstı.
Yarım asırdan fazladır sorun olarak ortada duran Ortadoğu sorununun çözülememesinde ve her gün sivil kanı akıtılmasında Araplar'ın da büyük sorumluluğu var.
En küçük ulusal çıkarda ittifak olan İsrail-ABD duruşu karşısında Arap liderler karşı duruş gösteremedi.
Suriye, Mısır ve Suudi Arabistan gibi bölgesel denklemde başat olmayı ilke edinen ülkeler ile Amerika'nın dümen suyunda gitmeyi kendine şiar edinen Kuveyt, Ürdün ve Tunus gibi ülkeler bölgede çok ayrı bir politika uyguluyor.
1967 Golan'ın işgali ve 1973 Youm Kippur işgallerinde verilen zaiyatın temelinde de bu politikalar yatıyor.
Arap ülkeleri Tunus'ta biraraya gelerek hep bir ağızdan İsrail'i kınayamadı.
Tunus toplantısının ileri tarihte Mısır'da yapılması sözkonusu.
Mısır ki, Kaddafi ve Prens Abdullah'tan sonra iplerini Amerika karşısında daha da çok gevşetmeye başlayan Hüsnü Mübarek ile bu konuda nasıl bir açılım kazandıracak tartışılır.
İngiliz Başbakan Blair ile koltuk altına alınan Kaddafi bile uslanmaya başladıktan sonra, Şaron'un Arafat'a karşı daha sert tavır alması normal karşılanmalı.
Tunus'ta yaşanan Arap fiyaskosu zamanlama itibarı ile oldukça düşündürücü. Kendi bölgesel önceliklerini başkasının öncelikleriyle ikame eden Araplar'ın bu zihniyetle Filistin sorununu çözmesi çok zor.
Hamas ve Hizbullah'ın tek yumruk olduğu ortamda Arap Birliği'nin geri adım atması Ortadoğu için önemli bir çatlak.
Arap ülke halkları Filistin halkının arkasında saf tutarken, aynı ülke liderlerinin İsrail-ABD terörüne boyun eğmesi büyük bir trajedi. Araplar ne yaptılarsa kendilerine yaptılar ve yaptıkları tarihi hatalarn bugün bedelini ödüyorlar. Büyük Ortadoğu Projesi'nin kuşak kenar teorileri Tunus'la patlak verdi. Araplar asli görevlerini yine yapamadılar.
Tunus'ta yeni bir fiyasko daha yaşandı.
Hamas'ın işgal topraklarındaki yeni lideri Rantisi " Araplar İsrail'in Şeyh Ahmed Yasin'i öldürerek meydan okuması karşısında teslim oldu''diyerek kızgınlığını ifade etti.
Rantisi'nin bu tepkisine Ortadoğu'dan net bir destek gelmedi.
Yani Araplar temel bir sorun karşısında yine biraraya gelemediler.
Tunus'ta yapılacak olan toplantıda İsrail ve bölgesel politikalar masaya yatırılacak ve insan hakları konusunda son durum mercek altına alınacaktı. Aynı toplantıda İsrail'in Hamas Lideri Yasin'i öldürmesi kınanacaktı.
Son anda devreye giren Amerikan yönetimi Tunuslu siyasileri uyararak bu toplantıya ev sahipliği yapmamasını istedi.
Tunuslular da ileri bir tarihte toplanmak için yeni karar aldılar.
Arap Birliği de bu karara uymak zorunda kaldı.
Açıkçası; İsrail ve ABD, Şeyh Yasin terörünü örtbas ettirdiler.
Rantisi'nin sert çıkışı ise Arap kamuoyunda fazla yankı bulmadı.
Ortadoğu'da Araplar bir kez daha birlik olamadı.
İsmi Arap Birliği olsa da maddi anlamda bir ittifak uluslararası arenada ortaya konamadı.
Bunda bu örgüte mensup çoğu Arap ülkesinin Amerikan yanlısı politika izlemelerinin etkisi oldu.
Arap Birliği ülkelerinin Dışişleri Bakanları seviyesinde biraraya gelen ve ulusal reformlar ve barış girişimi gündemli toplanmayı tasarlayan Araplar'ın İsrail karşısında çil tanecikleri gibi dağılması Filistin davasının temelini de sarstı.
Yarım asırdan fazladır sorun olarak ortada duran Ortadoğu sorununun çözülememesinde ve her gün sivil kanı akıtılmasında Araplar'ın da büyük sorumluluğu var.
En küçük ulusal çıkarda ittifak olan İsrail-ABD duruşu karşısında Arap liderler karşı duruş gösteremedi.
Suriye, Mısır ve Suudi Arabistan gibi bölgesel denklemde başat olmayı ilke edinen ülkeler ile Amerika'nın dümen suyunda gitmeyi kendine şiar edinen Kuveyt, Ürdün ve Tunus gibi ülkeler bölgede çok ayrı bir politika uyguluyor.
1967 Golan'ın işgali ve 1973 Youm Kippur işgallerinde verilen zaiyatın temelinde de bu politikalar yatıyor.
Arap ülkeleri Tunus'ta biraraya gelerek hep bir ağızdan İsrail'i kınayamadı.
Tunus toplantısının ileri tarihte Mısır'da yapılması sözkonusu.
Mısır ki, Kaddafi ve Prens Abdullah'tan sonra iplerini Amerika karşısında daha da çok gevşetmeye başlayan Hüsnü Mübarek ile bu konuda nasıl bir açılım kazandıracak tartışılır.
İngiliz Başbakan Blair ile koltuk altına alınan Kaddafi bile uslanmaya başladıktan sonra, Şaron'un Arafat'a karşı daha sert tavır alması normal karşılanmalı.
Tunus'ta yaşanan Arap fiyaskosu zamanlama itibarı ile oldukça düşündürücü. Kendi bölgesel önceliklerini başkasının öncelikleriyle ikame eden Araplar'ın bu zihniyetle Filistin sorununu çözmesi çok zor.
Hamas ve Hizbullah'ın tek yumruk olduğu ortamda Arap Birliği'nin geri adım atması Ortadoğu için önemli bir çatlak.
Arap ülke halkları Filistin halkının arkasında saf tutarken, aynı ülke liderlerinin İsrail-ABD terörüne boyun eğmesi büyük bir trajedi. Araplar ne yaptılarsa kendilerine yaptılar ve yaptıkları tarihi hatalarn bugün bedelini ödüyorlar. Büyük Ortadoğu Projesi'nin kuşak kenar teorileri Tunus'la patlak verdi. Araplar asli görevlerini yine yapamadılar.
Tunus'ta yeni bir fiyasko daha yaşandı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005