Türk Silahlı Kuvvetleri'miz 1983 yılından bu tarafa teröre karşı amansız bir mücadeleyi üstün bir başarıyla sürdürmektedir.
Bu uğurda şehit olan tüm kahramanlarımıza, minnet ve şükran duymalıyız.
Yaralı olan tüm kahraman Gazi'lerimize, Allah'tan acil şifalar diliyoruz.
Türk milleti üzerinde oynanmakta olan hain emellerin tarihçesi, çok eskilere dayanır.
Orta Asya'dan hareketle, başta Avrupa ve Amerikan kıtasına ilk kez ayak basan ve kadim medeniyetler kuran milletin adı, Türk milletidir.
Türk milletine duyulan öfke, bütün dünyada varlığını hissettirmesinden ötürüdür.
Ama biz bugünden değil, 10 bin yıl öncesinden bahsediyoruz.
Asıl amaç, Türkleri dünya sahnesine dağılmaya başladıkları ilk bölgeye tekrar gönderme projesidir.
Kurtuluş savaşında yapılmak istenen tam da buydu.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk olmasaydı, inanın bu proje muhakkak hayata geçirilmiş olacaktı.
Gelinen son nokta itibariyle ülkemize yönelik çok yönlü saldırıların yapılmasına olanak sağlayan en temel unsurun, NATO olduğu asla unutulmamalıdır!
Bugün 1983'ten beri başımıza çok büyük sorunlar açan PKK ve uzantılarını kuran iradenizin adı, NATO'dur.
Maalesef, NATO'da bulunan tek Müslüman ülke, Türkiye'dir.
NATO hedefindeki Türkiye'nin başına bela edilen terör örgütlerinin isimlerinin ne olduğunun hiçbir önemi yoktur.
Zira hepsinin önünde ve arkasında, ABD ve İsrail vardır.
İsrail'in bu olaylara 1948'den beri dâhil olduğunu düşünüyorsanız, tarihi olayları hiç okuyamıyorsunuz demektir.
Çünkü ABD-İngiltere ve Almanya'nın şah damarları olan Merkez Bankaları, ilk günden bu tarafa Yahudilerin elindedir.
Dolayısıyla her türlü terör örgütünü kuran ve destekleyen ABD, bunu İsrail'le eşgüdümlü yapmaktadırlar.
Türkiye'ye karşı bu kadar hasmane tavır içinde olan ABD ve İsrail'in BOP planı, doğrudan bizim ülkemizi hedeflemektedir.
İlk günden bu tarafa ülkemizin Güneydoğu bölgesinde kurulması planlanan, Büyük İsrail devleti idealinden hiçbir zaman vazgeçilmemiştir.
PKK terör örgütü ile yapılmaya çalışılan tam da budur.
IŞİD ve FETÖ terör örgütü ile yapılmaya çalışılan da aynı şeydir.
Son günlerde sınır ötesine yönelik meşru müdafaadan doğan haklarımız gereği yürütülen operasyonlar, bütün bunları yan yana koyduğumuzda çok anlamlı görülmelidir.
Türkiye bu operasyonları yaparken, ABD tarafından bir de SİHA'mız düşürüldü.
Tepkimiz ne mi oldu? SİHA'mızı düşüren alçak devlet ABD'nin ismini bile veremedik.
Yerli yersiz, "Eyy Amerika" diye yapılan çıkışları, bu sefer kısık sesle bile yapamadık.
Neden biliyor musunuz?
Çünkü ekonomimiz batmış da ondan.
Çünkü paraya ihtiyacımız var da ondan.
Çünkü başkaca sebeplerden dolayı yumuşak birçok karınlar var da ondan.
Dünyanın en kadim milleti olan Türk milletinin düşürüldüğü çaresizlik durumu, inanın bir kader olmaktan ziyade, her seferinde yapılan yanlış tercihlerin sonucudur.
Sonuç olarak deriz ki, Türkiye'nin bu terör belasından tam anlamıyla ve sonsuza dek kurtulabilmesinin tek bir seçenekli yolu vardır.
Bu yol, ABD ile Türkiye'nin eninde sonunda savaşa gireceği gerçeğidir.
Bu durumun gerçekleşmesi halinde yıkımın boyutları, elbette ki çok ağır olacaktır.
Peki, savaşa girmeden olmaz mı?
Amerika'ya veya bir başka ülkeye el açmadan ayağa kalkamaz mıyız?
Evet, bunu yapabiliriz ve kesin olarak başarabiliriz.
Hiçbir ülke ile savaşa girmeden ve tek bir kuruş para dilenmeden dünya lideri olabiliriz.
Bunun Türkiye ve dünyada tek bir yolu ve formülü vardır.
Haydar Baş'ın devrim niteliğindeki Milli Ekonomi Modeli'nin hayata geçirilmesi ile bir sabah her Türk vatandaşı zengin olarak uyanabilir.
Sorun Hüseyin Baş'a, tüm detaylarını anlatsın.
- “Terörsüz Türkiye” tuzağına dikkat! / 19.05.2025
- Haine hain demeyen, HAİNDİR! / 15.05.2025
- Özgür Özel’in yapması gerekenler! / 14.05.2025
- Ümmetçilik değil, Muaviye’cilik! / 13.05.2025
- Kötü gidişin sorumlusu millettir! / 12.05.2025
- Türkiye ittifakı kurulsun / 05.05.2025
- Kıbrıs Türkiye’ye katılmalıdır / 04.05.2025
- Şehitlere sor süreci / 30.04.2025
- Kapitalist sistem seni de yutar Mehmet Şimşek / 28.04.2025