logo
24 NİSAN 2024

Türk üniversitelerinin sorunları -2/ Prof. Dr. İbrahim ARSLANO'LU

03.07.2006 00:00:00
Son yıllarda Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlerdeki üniversitelerin akademik yükseltmelerde bir takım kriterler istemelerinin araştırmayı teşvik ettiğini düşünüyorum. Eğer bütün üniversiteler bunu isterlerse, bilimsel araştırmaların sayı ve niteliğinde gelişmeler sağlanabilir. Ayrıca yapılan çalışmaların yayımlanma şansı son derece zayıftır. Ayrıca 1994 yılında uygulanan ve zaman zaman sürdürülen tasarruf tedbirleri uygulaması, zaten zayıf olan yayım işini, durma noktasına getirmiştir. Ne yazık ki bugüne kadar hükümetlerin tasarruf tedbirleri için ilk başvurdukları yol, araştırma ve yayımlarda kendisini göstermiştir. Oysa bir ülkenin gelişmesi bilimsel çalışmalarla olacağına göre bu konuya tasarruf tedbirlerinin uygulanması aklın alacağı bir iş değildir. Eğer bilimsel araştırmalar bir yatırım ise, bu konuda yapılacak en iyi tasarruf, bilimsel faaliyetlerin daha çok teşvik edilmesi olmalıdır. Son yıllarda akademik yükseltilmelerde yabancı yayım zorunluluğu getirilmiştir. Fen alanlarının evrenselliği sebebiyle bundan bütün insanlığın yararlanma olasılığı vardır. Bu yüzden yayım yapma daha kolay olabilir. Oysa sosyal bilimler aynı zamanda ulusal bilimlerdir. Şöyle ki, her toplumun sosyal yapısı ve kültürü diğerlerinden farklıdır. Onun için ülkemizde yapılan sosyal bilimle ilgili bir çalışma, diğer ulusları ne kadar ilgilendirecek ki, bunları bilimsel dergilerinde yayımla­sınlar. Ancak onların stratejilerine uygun gelen ülkeyi bölücü çalışmaların teşvik görüp daha kolay yayımlanabildiği görülmektedir. Nitekim ABD'li borsa spekülatörü Soros, bilim adamlarına yaptırdıkları bir takım projelerle balkanları parçaladıklarını söylemiştir. Bu düşünceleri destekleyen Prof. İlber Ortaylı (1996) şunları söylemiştir: "20 yıl sonra AB'nin ne olacağı belli değildir. Ayrıca AB Türk adını kaldırıp Türkiyeli yapmamızı istiyor. Üniversitelerimize karışmak istiyorlar. Oysa Avrupa üniversiteleri çöküntü içinde, Türk üniversiteleri, bir çok Avrupa üniversitelerinden iyi durumda." Demek ki, ekonomimizi, eğitimimizi, hukukumuzu özet olarak her şeyimizi AB kapısına bağlamak isteyenlerin, bunun üzerinde çok ciddi düşünmeleri gerekir. Ayrıca dış ülkelerde yayım yapma, fen alanları için patent hakkından vazgeçme gibi bir sorunu gündeme getirmektedir. Böylece Türkiye'deki bir bilim adamının yaptığı çalışma, yayımlanan ülkenin olduğu için onu parayla dışarıdan alma gibi bir durumu ortaya çıkarmaktadır. Bu bilinçsiz yapılıyorsa hoş görülebilir, ancak bilerek ve kasıtlı yapılıyorsa bunun adı ülkeye bilerek zarar vermekten başka bir şey olabilir mi? Yukarıdaki temel sorunların dışında yükseköğretimin sorunlarını iki ana başlık altında toplayabiliriz:1.Öğrencilerin sorunları 2. Öğretim elemanlarının sorunları.Başlıca Öğrenci Sorunları:1. Üniversitelerin, lise mezunlarının ancak % 25'ini kabul edebilmesi 2. Alan seçimi ile ilgili sorunlar 3. Sınıfların kalabalıklığı 4. Kütüphane ve kaynaklara ulaşamama sorunları 5. Psikolojik sorunlar 6. Sosyal kültürel faaliyetlerle ilgili sorunlar 7. Gruplaşma ile ilgili sorunlar 8. Burs ve kredi sorunları 9. Beslenme ile ilgili sorunlar 10. Öğrencilerin barınma sorunları 11.Öğrencilerin sağlıkla ilgili sorunları Öğretim Elemanlarının Sorunları 1. Öğretim elemanının sayı ve kalite sorunları 2. Ücret yetersizliği 3. Aşırı çalışma ve çok sayıda görev istenmesi 4. Yabancı dil ile ilgili sorunlar 5. Bilgi üretme ve bunu yayma sorunları (bazı dergi yöneticilerinin mafya usulü çalışıp sadece taraftarların yazılarını yayımlaması ve dergilerin sürekli çıkamaması) 6. Araştırmaların desteklenmemesi Sonuç: Türkiye'de üniversitelerde birey ve toplumun ihtiyaç ve istekleri göz önünde bulundurulmamaktadır. Bu sebeple şu andaki tutarsız eğilim sistemiyle binlerce diplomalı işsiz yaratılmaktadır. Bu şekilde insanlarımız israf edildiği gibi, ülkenin kaynakları da boşa harcanmaktadır. Eğitimin sorunları ekonomiden bağımsız değildir. Onun için yükseköğretimin sorunlarını çözebilmek için önce ülkenin ekonomisi geliştirilmelidir. Ekonomik sorunların kökten çözümü ise faiz, döviz borsa gibi sanal ekonomiden gerçek ekonomik faaliyet olan üretim ekonomisine dönülmesi ile mümkündür. Ayrıca Türk ekonomisini dış müdahalelerden korumak için borsayı kapatmak veya çok sıkı kontrol altına almak gerekir. Kaliteli bir üniversite eğitimi yapabilmek için önce liselerin eğitim kalitesinin yükseltilmesi gerekir. Oysa lise mezunları yeterli alt yapıya sahip olmadıkları için bazı üniversitelerde lise hazırlık kursları açılmıştır. Nitelikli bir lise eğitim için bu okulların sayılarının azaltılarak belli merkezlerde toplanması ve öğrencilerin sınavla kabul edilmeleri gerekir. Türkiye'de yükseköğretime öğrenci hazırlayan ortaöğretimde, genel ve mesleki eğitim ayrımı yapılmayıp hepsi üniversiteye öğrenci hazırlamaktadır. Oysa her meslek lisesi mezunu doğrudan üniversiteye alınmamalı, lise kültürüne sahip olduğunu gösteren bir olgunluk sınavından geçtikten sonra üniversiteye başvurabilmelidir. Diğer taraftan üniversiteyi bitiren hemen herkes devletten iş bekle­mekledir. Çünkü üniversitelerde verilen eğitim hayattan kopuk olduğu için piyasanın istediği elemanlar yetişmemektedir. Bu sebeple öğrencilerin kendi işlerini kurabilme ve özel sektörde iş bulabilme şansları son derece zayıftır Üniversite mezunlarının istihdam olanaklarını artırmanın en iyi yolu, okul-sanayi işbirliğinin kurulması ve böylece öğrencilerin işyerlerinde göstermelik staj değil gerçekten uygulama yapmalarıdır. Bunun için yetkililerce gereken tedbirler alınmalıdır. Türkiye'de eğitimin her kademesinde verimli eğitim-öğretim yapa­bilmek için, başta öğretmeni iyi yetiştirmek, eğitim ortam araç ve gereçlerini sağlamak, öğrencilerde yüksek motivasyon uyandırmak gerekir. Bir de bütçeden eğitime ayrılan pay artırılmalıdır. Ayrıca eğitimin günlük politikanın güdümünden kurtarılarak bağımsız bir yapıya kavuşturulması da bir zorunluluk haline gelmiştir. Ancak bu koşullarda eğitimde, aklın ve bilimin gerekleri yerine getirilebilir. Öneriler:1. Her şeyden önce ülkenin ekonomisinin düzeltilmesi gerekir. Bunun için faiz, döviz ve borsaya dayalı sanal ekonomiden vazgeçip üretim ve ihracata dayalı Atatürk'ün milli iktisat anlayış ve uygulamalarına dönülmelidir. Ülkedeki işsizlik sorunu çözebilmenin başkaca bir yolu olmasa gerektir. 2. Türkiye'de gerçek bir yükseköğretim yapabilmek için liselerden başlayarak yükseköğretimde yabancı dille eğitime son verilerek Türkçe eğitimi dönülmelidir. Bu, ülkenin varlık-yokluk gibi çok önemli yaşamsal bir stratejik sorunu haline gelmiştir. Bununla birlikte öğrencilerin en az bir veya iki yabancı dili öğrenmeleri için gerekli koşullar yaratılmalıdır. 3. Daha fazla sayıda üniversite açarak gelişmiş ülkelerde olduğu gibi lise mezunlarının en az % 60'nı alacak şekilde üniversite sayısı artırılmalıdır. Bu yapılırken kaliteden ödün verilmemeli, kalitenin artırılması için hiçbir özveriden kaçınılmamalıdır. 4. Öğrencilere sadece bir takım bilgilerle test sınavlarındaki incelikleri öğreten dershaneler kaldırılmalı, onun yerine dershane sahiplerinin birleşerek özel üniversite açmaları teşvik edilmelidir. Böylece sayıları artacak olan özel üniversitelerin en az % 50 öğrenciyi burslu olarak almaları zorunlu hale getirilmelidir. Bu, fırsat eşitliğinin sağlanmasında önemli bir etken olacaktır. 5. Her üniversiteye fen-edebiyat fakültesi açmaktan vazgeçilmeli, bunun yerine işlevsel olan fakülte ve meslek yüksek okullarının açılması sağlanmalıdır. Var olan fen-edebiyat fakülteleri ile istihdam yaratmayan diğer fakültelerin öğrenci sayıları sembolik hale getirilerek hem öğretim elemanlarının araştırma yapmalarına hem de öğrencilerin gerçek anlamda araştırmacı olarak yetiştirilmelerine olanak sağlanmalıdır. 6. Üniversite eğitim programları, çağın koşullarına, ülkenin ve öğrencilerin ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenmelidir. Bu yapılırken 1998 yılında YÖK'ün eğitim fakülteleri için yaptığı gibi tepeden inme değil, öğretim elemanları, öğrenciler, veliler ve işyerlerinin birlikte kararlaştıracakları programlar yapılmalıdır. İş olanaklarının artırılması için teorik eğitim fakültelerde, uygulamalı eğitim ise işyerlerinde verilmelidir. 7. Mutlaka bir eğitim planlanması yapılmalı, gereksiz bölümlerin sayısı ile birlikte öğrenci sayıları da azaltılmalıdır. Üniversiteler sadece diploma veren kuruluşlar olmaktan çıkarılmalıdır. Biz ülke olarak kaynakları boşa harcayacak kadar zengin bir ülke değiliz. Onun için Avrupa'ya yetecek kadar arkeolog yetiştirdikten sonra yeni açılan üniversitelerde arkeoloji ve benzeri bölümler açılmamalıdır.
 
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Elon Musk'ın işi zor
Batmamak için fiyat kırdı
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
İlk maçta gol sesi çıkmadı
Beşiktaş İstanbul'a umutlu döndü
'Ayaküstü olacak iş değil bunlar'
Özel'le görüşeceği tarihi açıkladı
Özel, 10. Cumhurbaşkanı Sezer ile görüştü
'Düzenli aralıklarla ziyaret edeceğiz'
Erdoğan'ın anayasa çağrısına yanıt verdi
'Bir şey uymamak için değiştirilmez'
İsmailağa şeyhi Hasan Kılıç uğurlandı
Erdoğan en ön safta yer aldı
Korhan Berzeg'in yaşadığı köyde flaş gelişme
Ceset parçaları bulundu
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Elon Musk'ın işi zor
Batmamak için fiyat kırdı
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
İlk maçta gol sesi çıkmadı
Beşiktaş İstanbul'a umutlu döndü
'Ayaküstü olacak iş değil bunlar'
Özel'le görüşeceği tarihi açıkladı
Özel, 10. Cumhurbaşkanı Sezer ile görüştü
'Düzenli aralıklarla ziyaret edeceğiz'
Erdoğan'ın anayasa çağrısına yanıt verdi
'Bir şey uymamak için değiştirilmez'
İsmailağa şeyhi Hasan Kılıç uğurlandı
Erdoğan en ön safta yer aldı
Korhan Berzeg'in yaşadığı köyde flaş gelişme
Ceset parçaları bulundu
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.