Suriye'de bir taraftan terörle mücadele devam ederken, diğer taraftan siyasi süreçle ilgili de adımlar atılmaya devam ediliyor. Tahran Zirvesi'nin ardından 11 Eylül'de Türk, Rus ve İranlı diplomatlar, BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura ile bir araya geldiler. Gündem Anayasa Komitesi'ni oluşturmak…
Komitenin kurulma kararı 30 Ocak 2018'de Soçi'de düzenlenen Suriye Ulusal Kongresi'nde alınmıştı, Tahran Zirvesi'nin de 12 maddesinden birisiydi.
Tabi, İdlib'de çoklu gerilim devam ederken, ABD'nin 25 askeri üsle yerleştiği kanser niteliğindeki PYD/YPG bölgesi özerk bir yönetim ilan etmişken Suriye'nin tamamını kuşatan bir siyasi süreç oldukça zor görünüyor.
Ama Suriye'de zor olan bir çok iş başarıldığı için hiçbir şey imkansız değil…
ABD Savuma Bakanlığı Sözcüsü Eric Pahon'un açıklamaları, gerek İdlib, gerekse Menbiç konusunda ABD'nin planlarıyla ilgili önemli bilgiler barındırıyor.
Pahon'a, "Türkiye'nin İdlib halkının güvenliğini sağlamak için 20 bin Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) savaşçısını buraya göndermeye hazırlandığı yönünde haberler var. ABD'nin bununla ilgili çekincesi olur mu?" sorusu yöneltildi. Pahon bu soruya şöyle cevap verdi:
"…İdlib bölgesinde bazı El Kaide cepleri olduğunu biliyoruz. Orası sonuçta Türkiye'nin güney sınırı ve burada yaşananlarla ilgili kaygıları var. Ne yapmaları gerektiğine kendileri karar verecek. Zaten İdlib'de bir şey yaşanmasa bile Türkiye'nin güney sınırında radikaller ve sığınmacı akışı nedeniyle zaten pek çok sorunu var. Dolayısıyla da kendi sınırlarında güvenliği nasıl sağlama arzusunda iseler buna saygı duyarız."
Bu sözler 2011 yılında dönemin ABD Dışişleri Bakanı olan Hillary Clinton'ın sözlerini hatırlattı. Clinton, bayram değil, seyran değil Türkiye'nin bağımsız bir devlet olduğunu, dilerse Suriye'ye girebileceğini, kararına saygı duyacaklarını söylemişti. Sonrası malum…
Pahon'a sorulan soruyla alakalı 10 Eylül'de Yeni Şafak gazetesinde bir haber çıkmıştı.
Yılmaz Bilgen imzalı haberde, Türkiye'nin, Rusya'nın hedefinde olan İdlib'deki ÖSO'ya mensup militanlara "askeri sevkiyata hazır olun" dediği ileri sürüldü.
Haberde şunlar ifade edilmişti:
"Esed ve Rusya'nın İdlib'e yönelik bombardımanı sürerken, TSK'dan Afrin, Azez, Cerablus, El Bab ve Çobanbey hattındaki ÖSO birliklerine, 'askeri sevkiyata hazır olun' talimatı gitti. Suriye sınırındaki tank ve zırhlı sayısı da 2 katına çıkarıldı… Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı bölgelerinde oluşturulan Ulusal Ordu çatısı altında 30 bin ÖSO savaşçısı bulunuyor. Bunların 10 bini bölgede bekletilirken, 20 bini ise İdlib'e nakledilecek."
Eğer bilgiler doğruysa Türk askeri ÖSO unsurları ile beraber aynen Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonları gibi yeni bir operasyona hazırlanıyor.
ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Pahon'un açıklamaları da ABD'nin operasyon konusunda Türkiye'ye yeşil ışık yaktığı yönünde…
Röportajın devamında Pahon'a, "O halde Türkiye'nin İdlib içine doğru genişleyen bir tampon bölgeyi kontrol etmesiyle bir probleminiz yok. Doğru mu?" sorusu soruluyor.
Şöyle cevap veriyor: "Olası bir tampon bölgenin sınırlarını belirlemek onların kendi kararı. Bu bizim söyleyebileceğimiz bir şey değil. Eğer Türkiye'nin kendi güvenliğini sağlamak için yapması gereken buysa ve bunu yaparken bizim faaliyetlerimize engel olmuyorsa bizim söyleyecek bir şeyimiz yok."
Aynı ABD, konu Türkiye'nin asıl tehdit olarak gördüğü PYD/YPG'ye gelince asla yeşil ışık yakmıyor, Türkiye'ye hemen kırmızı kart gösteriyor.
Pahon, "Ankara'nın Suriye sınırındaki hangi hamlesi ABD açısından kırmızıçizgi olur?" sorusuna, "Bizim açımızdan sorun eğer kendi adamlarımız ya da birlikte çalıştığımız güçler tehlikedeyse ortaya çıkıyor" cevabını veriyor. Yani "Menbiç ve doğusu bizim kırmızıçizgimizdir" diyor, Pahon…
Pahon açıklamasında, Türk askerinin Menbiç'e asla giremeyeceğini ve de bugüne kadar bahsedilen ortak devriyenin ise Menbiç'in dışındaki bölgelerde olacağını vurguluyor.
Dikkat ederseniz, ABD, Rusya ve Suriye'nin operasyon planında olan yerlere yeşil ışık, kendi bölgelerine ise kırmızı ışık yakıyor. Bu bölgeler Rusya destekli Suriye ordusunun kontrolünde olacağına, Türkiye destekli ÖSO'nun elinde olsun istiyor.
Pahon'un açıklamalarında ABD'nin Suriye'de uzun süre kalacağını da görüyoruz, "Hala yapacak çok işimiz var" diyor. Hatta Trump'ın "Suriye'den çok yakında çekileceğiz" sözü hatırlatıldığında, "Başkan arzusunu dile getirdi, biz de bunun sahadaki koşullara bağlı olduğunu söyledik. Zaten Başkan da önceden ilan edilmiş bir takvime bağlı olmayacağımızı kendisi de söyledi" diyerek ABD'nin oyalama taktiğini belli etmiş oluyor.
Burada Prof. Dr. Haydar Baş'ın 2000'li yılların başında ifade ettiği "ABD'nin Ortadoğu coğrafyasında vatan hesabı var" sözlerini hatırlamak zorundayız. ABD'nin niyeti buradan asla çekilmemek… Unutmayalım ki, Türkiye de BOP kapsamında işgali ve parçalanması düşünülen ülkelerdendir, hatta Sayın Baş'ın ifadesiyle "Asıl hedef Türkiye'dir".
Dolayısıyla bugün Suriye'de yaşananlar, kurulan kirli tuzaklar aynen hatta daha fazlası Türkiye için de ortaya konulacaktır. Adımlarımızı bu gerçeğe göre atmalıyız.
Komitenin kurulma kararı 30 Ocak 2018'de Soçi'de düzenlenen Suriye Ulusal Kongresi'nde alınmıştı, Tahran Zirvesi'nin de 12 maddesinden birisiydi.
Tabi, İdlib'de çoklu gerilim devam ederken, ABD'nin 25 askeri üsle yerleştiği kanser niteliğindeki PYD/YPG bölgesi özerk bir yönetim ilan etmişken Suriye'nin tamamını kuşatan bir siyasi süreç oldukça zor görünüyor.
Ama Suriye'de zor olan bir çok iş başarıldığı için hiçbir şey imkansız değil…
ABD Savuma Bakanlığı Sözcüsü Eric Pahon'un açıklamaları, gerek İdlib, gerekse Menbiç konusunda ABD'nin planlarıyla ilgili önemli bilgiler barındırıyor.
Pahon'a, "Türkiye'nin İdlib halkının güvenliğini sağlamak için 20 bin Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) savaşçısını buraya göndermeye hazırlandığı yönünde haberler var. ABD'nin bununla ilgili çekincesi olur mu?" sorusu yöneltildi. Pahon bu soruya şöyle cevap verdi:
"…İdlib bölgesinde bazı El Kaide cepleri olduğunu biliyoruz. Orası sonuçta Türkiye'nin güney sınırı ve burada yaşananlarla ilgili kaygıları var. Ne yapmaları gerektiğine kendileri karar verecek. Zaten İdlib'de bir şey yaşanmasa bile Türkiye'nin güney sınırında radikaller ve sığınmacı akışı nedeniyle zaten pek çok sorunu var. Dolayısıyla da kendi sınırlarında güvenliği nasıl sağlama arzusunda iseler buna saygı duyarız."
Bu sözler 2011 yılında dönemin ABD Dışişleri Bakanı olan Hillary Clinton'ın sözlerini hatırlattı. Clinton, bayram değil, seyran değil Türkiye'nin bağımsız bir devlet olduğunu, dilerse Suriye'ye girebileceğini, kararına saygı duyacaklarını söylemişti. Sonrası malum…
Pahon'a sorulan soruyla alakalı 10 Eylül'de Yeni Şafak gazetesinde bir haber çıkmıştı.
Yılmaz Bilgen imzalı haberde, Türkiye'nin, Rusya'nın hedefinde olan İdlib'deki ÖSO'ya mensup militanlara "askeri sevkiyata hazır olun" dediği ileri sürüldü.
Haberde şunlar ifade edilmişti:
"Esed ve Rusya'nın İdlib'e yönelik bombardımanı sürerken, TSK'dan Afrin, Azez, Cerablus, El Bab ve Çobanbey hattındaki ÖSO birliklerine, 'askeri sevkiyata hazır olun' talimatı gitti. Suriye sınırındaki tank ve zırhlı sayısı da 2 katına çıkarıldı… Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı bölgelerinde oluşturulan Ulusal Ordu çatısı altında 30 bin ÖSO savaşçısı bulunuyor. Bunların 10 bini bölgede bekletilirken, 20 bini ise İdlib'e nakledilecek."
Eğer bilgiler doğruysa Türk askeri ÖSO unsurları ile beraber aynen Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonları gibi yeni bir operasyona hazırlanıyor.
ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Pahon'un açıklamaları da ABD'nin operasyon konusunda Türkiye'ye yeşil ışık yaktığı yönünde…
Röportajın devamında Pahon'a, "O halde Türkiye'nin İdlib içine doğru genişleyen bir tampon bölgeyi kontrol etmesiyle bir probleminiz yok. Doğru mu?" sorusu soruluyor.
Şöyle cevap veriyor: "Olası bir tampon bölgenin sınırlarını belirlemek onların kendi kararı. Bu bizim söyleyebileceğimiz bir şey değil. Eğer Türkiye'nin kendi güvenliğini sağlamak için yapması gereken buysa ve bunu yaparken bizim faaliyetlerimize engel olmuyorsa bizim söyleyecek bir şeyimiz yok."
Aynı ABD, konu Türkiye'nin asıl tehdit olarak gördüğü PYD/YPG'ye gelince asla yeşil ışık yakmıyor, Türkiye'ye hemen kırmızı kart gösteriyor.
Pahon, "Ankara'nın Suriye sınırındaki hangi hamlesi ABD açısından kırmızıçizgi olur?" sorusuna, "Bizim açımızdan sorun eğer kendi adamlarımız ya da birlikte çalıştığımız güçler tehlikedeyse ortaya çıkıyor" cevabını veriyor. Yani "Menbiç ve doğusu bizim kırmızıçizgimizdir" diyor, Pahon…
Pahon açıklamasında, Türk askerinin Menbiç'e asla giremeyeceğini ve de bugüne kadar bahsedilen ortak devriyenin ise Menbiç'in dışındaki bölgelerde olacağını vurguluyor.
Dikkat ederseniz, ABD, Rusya ve Suriye'nin operasyon planında olan yerlere yeşil ışık, kendi bölgelerine ise kırmızı ışık yakıyor. Bu bölgeler Rusya destekli Suriye ordusunun kontrolünde olacağına, Türkiye destekli ÖSO'nun elinde olsun istiyor.
Pahon'un açıklamalarında ABD'nin Suriye'de uzun süre kalacağını da görüyoruz, "Hala yapacak çok işimiz var" diyor. Hatta Trump'ın "Suriye'den çok yakında çekileceğiz" sözü hatırlatıldığında, "Başkan arzusunu dile getirdi, biz de bunun sahadaki koşullara bağlı olduğunu söyledik. Zaten Başkan da önceden ilan edilmiş bir takvime bağlı olmayacağımızı kendisi de söyledi" diyerek ABD'nin oyalama taktiğini belli etmiş oluyor.
Burada Prof. Dr. Haydar Baş'ın 2000'li yılların başında ifade ettiği "ABD'nin Ortadoğu coğrafyasında vatan hesabı var" sözlerini hatırlamak zorundayız. ABD'nin niyeti buradan asla çekilmemek… Unutmayalım ki, Türkiye de BOP kapsamında işgali ve parçalanması düşünülen ülkelerdendir, hatta Sayın Baş'ın ifadesiyle "Asıl hedef Türkiye'dir".
Dolayısıyla bugün Suriye'de yaşananlar, kurulan kirli tuzaklar aynen hatta daha fazlası Türkiye için de ortaya konulacaktır. Adımlarımızı bu gerçeğe göre atmalıyız.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024