Türkiye'de uyuşturucu, sanal bahis ve kumar, çeteleşme ve de ahlaki yozlaşmada özellikle son yıllarda büyük bir artış var.
Gazete manşetlerine ve ana haber bültenlerine yansıyan haberler ise tehlikenin sadece görünen yüzü, ya buzdağının görünmeyen kısmı… Oldukça endişe verici…
Küresel raporlar da Türkiye'nin içinde bulunduğu bu vahim tabloyu gözler önüne seriyor. Cenevre merkezli hazırlanan Global Initiative Against Transnational Organized Crime 2025 raporuna göre Türkiye, organize suç endeksinde dünyadaki 193 ülke arasında 10'uncu sıraya yükseldi.
Listede ilk 10'un sıralaması ve verilen puanlar şöyle:
Myanmar 8.08, Kolombiya 7.82, Meksika 7.68, Ekvador 7.48, Paraguay 7.48, Kongo 7.47, Güney Afrika 7.43, Nijerya 7.32, Lübnan 7.30 ve Türkiye 7.20…
Türkiye, 2023'te 7.03 puanla 15'inci, 2021'de ise 6.89 puanla 12'nci sırada yer almıştı. Yani Türkiye, suç endeksinde yukarıya doğru yükselişini sürdürüyor.
Rapora göre, Türkiye, Asya'da 3'üncü, Avrupa'da ise ilk sırada.
Raporda "Türkiye ile ilgili" dikkat çeken önemli başlıklar şöyle:
* "Yolsuzluk, uyuşturucu, insan kaçakçılığı, suç ekonomisini büyütüyor."
* Türkiye'de suç aktörleri yalnızca yeraltında değil, siyasal ve ekonomik yapılar etrafında konumlanıyor, devletle bağlantılı bazı gruplar 'dokunulmazlık zırhı' sayesinde cezasız kalıyor ve bu kültür güçleniyor."
* "Yargı ve yürütme arasındaki anlaşmazlıklar, kurumsal mücadeleyi zayıflatıyor ve bu adalet sistemine olan güveni sarsıyor."
* "Yüksek enflasyon, döviz krizleri ve işsizlik, suç ekonomisinin büyümesinde başlıca nedenler."
* "Uyuşturucu, silah ve insan kaçakçılığı, haraç toplama, vergi kaçakçılığı ve yolsuzluk öne çıkan faaliyetler."
* "Bazı gruplar terör örgütleriyle iş birliği yapıyor, metamfetamin ve captagon üretimi artıyor, Latin Amerika kartelleriyle bağlantılı Türk grupların kokain ticaretindeki rolü yükseliyor."
* "Türkiye, yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü konularında zayıf performans gösteriyor. Siyasi baskılar, keyfi tutuklamalar ve çelişkili yargı kararları nedeniyle adalet sistemine olan güven sarsılıyor."
* "Cezaevi kapasitesi aşırı doldu, insanlık dışı koşullar sürüyor ve yolsuzlukla mücadelede ilerleme kaydedilemedi."
* "Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti Türkiye kaynaklı bir faaliyete dönüştü. Yabancı uyruklu vatandaşlar ve çocuklar, zorla çalıştırılma, cinsel istismar ve erken evlilik mağduru olurken, sahte evlilikler, organ ticareti vakaları sürdü."
* "Türkiye'de fidye yazılımları, veri ihlalleri ve çevrimiçi dolandırıcılıklar ciddi artış gösterdi."
Evet, raporda bunlar ifade ediliyor. Oldukça iç karartıcı bir tablo değil mi?
Eğer bir önlem alınmazsa, yakın bir gelecekte çok daha ağır tablolarla karşılaşacağız. Devletimiz, milletimiz, siyasi partiler, iktidar-muhalefet, sivil toplum kuruluşları, gazete, radyo ve televizyonlar bugünümüzü, yarınımızı ve de geleceğimizi tehdit eden bu en önemli milli güvenlik sorununa karşı mücadele etmelidir.
"En önemli" çünkü bizim milletimiz dışarıdan saldıran bir düşmana karşı her zaman tek bilek tek yürek olmuş ve kahramanlık destanları yazmıştır. Ama yukarıda raporda madde madde ifade edilen düşman dışarıda değil, içimizde. Ve tarih göstermiştir ki, bizim milletimiz çoğu zaman bu iç tehditlerden büyük zarar görmüştür.
Tarihte 16 devlet kurduğumuz için gurur duyuyoruz ama hiç düşünüyor muyuz bu 15 devlet neden yıkıldı? Elbette ki çoğunlukla iç mihraklar sebebiyle.
İç mihraklar kapı açmazsa, dış mihraklar etki edemez.
Devlet ve millet varlığımızı tehdit eden bu uyuşturucu, sanal bahis, çeteleşme ve ahlaki yozlaşmayla bugün en doğru bir şekilde mücadele eden, diğer birçok konuda olduğu gibi Bağımsız Türkiye Partisi oldu.
BTP, genç lideri Hüseyin Baş'ın öncülüğünde 81 ili kapsayan "Geleceği Savunmak" programları başlattı. Her hafta birçok il ve ilçede bu programlar gerçekleşiyor ve Türkiye'de ciddi ses getiriyor.
Bu programlarda konunun uzmanları uyuşturucu, sanal bahis, çeteleşme ve ahlaki yozlaşma konularında çok dikkat çekici sunumlar yapıyorlar, sinevizyon gösterileri yapılıyor, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları, aileler ve özellikle gençler de programlara katılım göstererek bu kangren tehlike konusunda bir farkındalık ve bilinçlendirme oluşturmaya çalışıyorlar.
Bu siyaset üstü mücadeleyi başlattığı için BTP'ye ve lideri Hüseyin Baş'a teşekkürlerimizi ifade ediyoruz.
- Atatürk’e sevgi arttıkça, birileri kuduruyor! / 13.11.2025
- SDG mi Şam'a entegre olacak, yoksa Şam mı SDG'ye? / 12.11.2025
- Atatürk'ü anmaktan ziyade ANLAMAK lazım / 11.11.2025
- Her gün 1 kadın cinayete kurban gidiyor / 08.11.2025
- Ekümenikliğe uygun bir Ruhban Okulu planı / 06.11.2025
- Vatandaşların mağduriyeti, rantiyenin kazancı oluyor / 05.11.2025
- ABD Büyükelçisi'nden 'Türkiye-İsrail işbirliği' vurgusu / 04.11.2025
- İmralı ile müzakere süreci: Hayallere karşılık, gerçek tavizler / 01.11.2025
- Et tüketiminde Zimbabve'nin bile gerisindeyiz! / 31.10.2025

















































































