PKK terörü öyle bir noktaya getirildi ki, artık başbakan bölünme kavramını kullanmaya başladı. Neden? Çünkü 3 saatte Şam'a girecekler, 2 aydır Türkiye Cumhuriyeti toprağı olan Sur ilçesine giremedi. Her şehit haberinin ardından şu kadar terörist telef oldu açıklamaları da hükümetin düştüğü acziyeti örtmüyor artık.
Ve en son Başbakan Davutoğlu 10 maddelik bir eylem planı açıkladı. Niçin? Terörü bitirmek için.
Bu neye benziyor biliyor musunuz? Bir doktorun, gelen bir hastaya daha hastalığının tespitini yapmadan, teşhisini koymadan ameliyat etmek istemesine? Bu hasta iyileşir mi?
Başbakanda daha ülkemizdeki terörün nedenini, kaynağını, amacını bilmiyor. Hıristiyanların 'Tanrı Krallığı' ve Yahudilerin 'arz-ı Mevut' inancından, Sevr'den, Lozan'dan, Lord Curzon'dan, Theodor Herzl'den, Henri Barkey'den, Büyük Ortadoğu Projesinden, Arap Baharından, Dinler arası diyalogdan vs. haberi yok.
PKK kamplarındaki Amerikan askerlerinden, MOSSAD ajanlarından bilgileri yok. PKK'nın, AB ülkelerince finanse edildiğinden, PKK yöneticilerinin, örgütü AB ülkelerinden yönettiğinden, her türlü imkânları bu ülkelerden sağladıklarından haberleri yok.
Olur, mu öyle şey! Her şeyden haberleri var, diyorsanız, o zaman söz yargınındır.
Neyse! Stratejik derinlik uzmanı Sayın Davutoğlu'nun hazırladığı eylem planına dönersek, planın bir eleştirmenin izlediği film hakkındaki yorumlarından farklı olmadığını görürsünüz.
Artı bu eylem planında açık bir itiraf var; "Bundan sonra muhatap artık milletin ta kendisidir. Bütün bölge ve illerde istişare makamları kurulacak."
Daha önce muhatabınız kimdi?
Evet, ülkemizin getirildiği noktada eylem planına vs. ihtiyaç yoktur. Tek ihtiyacımız vardır, o da "adam planı."
Yani emperyalizmin kelepçelerini kırarak, madenlerimizin devletleştirilmesi, devlet-millet iş birliği ile işletilmesi.
Bağımsız bir devlet olarak senyoraj hakkımızı devreye koyup, kapitalizmin esaretinden kurtulmak.
Her bireye vatandaşlık maaşı.
Ev hanımlarına maaş ve emeklilik hakkı. Doğum ikramiyesi artı çocuk maaşı.
Çalışanlara fakirlik sınırının (4.500 TL) üzerinde asgari bir ücret verilmesi.
Eğitimin devlet eliyle tamamen bedava olarak vatandaşa götürülmesi, ülkemizin doğu kesimiyle batı kesimi arasındaki farkın kaldırılması.
Aynı şekilde sağlık sisteminin de devlet eliyle bedava ve her vatandaşa aynı kalite ve titizlikle sunulması.
Tarımın desteklenmesi, ürün alım garantisi, pazar garantisi, mazot, gübre desteği vs. devlet tarafından karşılanması. Hayvancılığın da aynı şekilde devlet garantisi altına alınması.
Emeğinin karşılığını alan, toprağına sahip, okumak isteyen evladını en iyi şartlarda okutan, çalışmak isteyen herkese iş imkanı oluşturan, parana göre sağlık anlayışını yıkıp, her şey insan için mantığıyla hastaya, yaşlıya, yetime, düşküne sahip çıkan bir devlette terör olur mu? Bölünme konuşulur mu?
Her şeye rağmen birilerinin aldatması sonucu dağa çıkanlar (şimdilerde şehre inenler) karşılarında devletin asker ve polisini mi görürler yoksa anne-babalarını mı, kardeşlerini mi, eşlerini mi, evlatlarını mı? Emin olun ?B- şıkkı.
Onun için bize eylem planı lazım değil. Bize adam planı lazım. O adam Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Planı ise Milli Ekonomi Modeli, Sosyal Devlet tezleridir. Yüreği ise Ehl-i Beyt'tir.
Ve en son Başbakan Davutoğlu 10 maddelik bir eylem planı açıkladı. Niçin? Terörü bitirmek için.
Bu neye benziyor biliyor musunuz? Bir doktorun, gelen bir hastaya daha hastalığının tespitini yapmadan, teşhisini koymadan ameliyat etmek istemesine? Bu hasta iyileşir mi?
Başbakanda daha ülkemizdeki terörün nedenini, kaynağını, amacını bilmiyor. Hıristiyanların 'Tanrı Krallığı' ve Yahudilerin 'arz-ı Mevut' inancından, Sevr'den, Lozan'dan, Lord Curzon'dan, Theodor Herzl'den, Henri Barkey'den, Büyük Ortadoğu Projesinden, Arap Baharından, Dinler arası diyalogdan vs. haberi yok.
PKK kamplarındaki Amerikan askerlerinden, MOSSAD ajanlarından bilgileri yok. PKK'nın, AB ülkelerince finanse edildiğinden, PKK yöneticilerinin, örgütü AB ülkelerinden yönettiğinden, her türlü imkânları bu ülkelerden sağladıklarından haberleri yok.
Olur, mu öyle şey! Her şeyden haberleri var, diyorsanız, o zaman söz yargınındır.
Neyse! Stratejik derinlik uzmanı Sayın Davutoğlu'nun hazırladığı eylem planına dönersek, planın bir eleştirmenin izlediği film hakkındaki yorumlarından farklı olmadığını görürsünüz.
Artı bu eylem planında açık bir itiraf var; "Bundan sonra muhatap artık milletin ta kendisidir. Bütün bölge ve illerde istişare makamları kurulacak."
Daha önce muhatabınız kimdi?
Evet, ülkemizin getirildiği noktada eylem planına vs. ihtiyaç yoktur. Tek ihtiyacımız vardır, o da "adam planı."
Yani emperyalizmin kelepçelerini kırarak, madenlerimizin devletleştirilmesi, devlet-millet iş birliği ile işletilmesi.
Bağımsız bir devlet olarak senyoraj hakkımızı devreye koyup, kapitalizmin esaretinden kurtulmak.
Her bireye vatandaşlık maaşı.
Ev hanımlarına maaş ve emeklilik hakkı. Doğum ikramiyesi artı çocuk maaşı.
Çalışanlara fakirlik sınırının (4.500 TL) üzerinde asgari bir ücret verilmesi.
Eğitimin devlet eliyle tamamen bedava olarak vatandaşa götürülmesi, ülkemizin doğu kesimiyle batı kesimi arasındaki farkın kaldırılması.
Aynı şekilde sağlık sisteminin de devlet eliyle bedava ve her vatandaşa aynı kalite ve titizlikle sunulması.
Tarımın desteklenmesi, ürün alım garantisi, pazar garantisi, mazot, gübre desteği vs. devlet tarafından karşılanması. Hayvancılığın da aynı şekilde devlet garantisi altına alınması.
Emeğinin karşılığını alan, toprağına sahip, okumak isteyen evladını en iyi şartlarda okutan, çalışmak isteyen herkese iş imkanı oluşturan, parana göre sağlık anlayışını yıkıp, her şey insan için mantığıyla hastaya, yaşlıya, yetime, düşküne sahip çıkan bir devlette terör olur mu? Bölünme konuşulur mu?
Her şeye rağmen birilerinin aldatması sonucu dağa çıkanlar (şimdilerde şehre inenler) karşılarında devletin asker ve polisini mi görürler yoksa anne-babalarını mı, kardeşlerini mi, eşlerini mi, evlatlarını mı? Emin olun ?B- şıkkı.
Onun için bize eylem planı lazım değil. Bize adam planı lazım. O adam Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Planı ise Milli Ekonomi Modeli, Sosyal Devlet tezleridir. Yüreği ise Ehl-i Beyt'tir.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İlkelerine sahip çıkmayanlar bu millete sahip çıkamaz / 29.04.2024
- Elmalılı Hamdi Yazır’ın tefsirinde İsrail / 28.04.2024
- İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu? / 26.04.2024
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Elmalılı Hamdi Yazır’ın tefsirinde İsrail / 28.04.2024
- İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu? / 26.04.2024
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024