Dünya gündemi Rusya-Ukrayna krizine odaklanmışken, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'tan dikkat çekici bir değerlendirme geldi. BTP lideri Baş sosyal medya hesabından paylaştığı peş peşe mesajlarda şu tespitlerde bulundu:
"Rusya Ukrayna'ya şunu yapıyor bunu yapıyor derken, gece saat 3, İsrail Şam'ı bombalıyor ve hiç kimse ses çıkarmıyor. Dünya'nın neresinde insana zulüm varsa kahrolsun o zalim."
"Ve insanımız seçimlerini yaparken bu insanlık dışı düzeni yok edecek yüreği olan insanlarla yürüsün. Çok üzgünüm Suriye insanı adına, Ukrayna insanı adına, Rusya insanı adına, kısaca insanlık adına…"
"Rusya yaptığı zaman ayağa kalkıp İsrail yaptığı zaman sessiz kalırım politikası izleyene asla iyi gözle bakmam. Tüm analistler ve siyasetçiler şunu bilsin: Dünyada imtiyazlı 2 devlet vardır; biri İngiltere, diğeri İsrail... Bunun yanlışlığı haykırılmalı."
"Ukrayna'da yaşananlara ben de üzülüyorum ve insan hakları adına insanların ölmesine veya ölecek olmasına asla katlanamıyorum. Ama Suriye'deki insanın canı Ukrayna'da yaşayan kadar kıymetli değil tiyatrosuna da ortak olamam."
Evet, ABD için, Rusya için, AB ülkeleri için Ukrayna konusu birinci gündem maddesi olabilir ve sonuçları itibarıyla bu bölgede yaşanan kriz ülkemizi de derinden etkiliyor olabilir ama bu bizi Ortadoğu'da artık rutin hale gelmiş olan sorunlardan uzak tutmamalı. Hatta aynı medeniyete sahip olduğumuz ülkelerdeki sorunlar bizler için birinci gündem olmalı.
BTP Lideri'nin de altını çizdiği gibi Rusya Donbas'a girme kararını aldığını saatlerde, İsrail de rutin hale getirdiği Suriye saldırısını gerçekleştiriyordu.
Suriye haber ajansı SANA, askeri kaynağa dayandırdığı haberinde, dün Şam çevresinde Suriye ordusuna ait bazı askeri noktalara İsrail tarafından hava saldırısı düzenlendiğini duyurdu.
3 askerin öldüğü ifade edilen haberde, "Hava savunma sistemleri düşman füzelerin çoğunu düşürdü. Yapılan saldırıda maddi hasar da meydana geldi" ifadesi kullanıldı.
Suriye bir devlet, Birleşmiş Milletler'de (BM) de temsil ediliyor.
İsrail, sık sık Suriye'ye uçaklarla, füzelerle saldırıyor.
Bu hukuksuz saldırılara dünyadan hiç ses seda yok.
Hadi, dünya ülkelerinden bir tepki yok inanç ve medeniyet farklılığından dolayı anlıyoruz da, Türkiye'den de, diğer İslam ülkelerinden de yok. Rusya'nın yaptığı bir operasyon bu kadar gündem oluyor da, İsrail'in hemen hemen her gün yaptığı saldırılar hiç gündem olmuyorsa, İsrail tüm dünyanın gözü önünde elini kolunu sallayarak bölgede her türlü zulmü gerçekleştirebiliyorsa burada gerçekten büyük bir çifte standart var demektir.
Ukraynalıya, Rus'a yapılan zulüm de, Suriyeliye, Filistinliye yapılan zulüm değil mi?
Bu noktada BTP Lideri'nin yaptığı tespitler ve uyarılar oldukça önemli...
Türkiye ve tüm İslam ülkeleri Sayın Baş'ın ortaya koyduğu "Suriye'deki insanın canı Ukrayna'da yaşayan kadar kıymetli değil tiyatrosuna ortak olamam" duruşunu göstermelidir.
Ukrayna-Rusya krizine gelirsek; Türkiye'nin her iki ülkeyle de ilişkileri olduğu için sonuna kadar tarafsız olma zorunluluğu vardır.
Eğer Hükümet, ABD, NATO ve Ukrayna'nın gazına gelir, taraf olma yolunu tercih ederse, bu krizin en çok kaybedeni Türkiye olacaktır.
ABD'nin ve NATO'nun sahada girmek istemediği bu krize, dikkat ederseniz Türkiye çekilmek isteniyor. Ukraynalı yetkililer, "Ruslara boğazları kapatın", "Bize yardım edin" tarzında çağrılar yapıyorlar. Ruslara boğazları kapatmak Montrö'ye aykırı, Ukrayna'ya yardım ise taraf olmak demektir.
Montrö'ye aykırı adım atar ve anlaşmayı bozarsak, bu kendi ayağımıza kurşun sıkmak demektir. Montrö Türkiye'yi ve Türk milletini koruyan bir antlaşmadır.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın geçtiğimiz hafta yaptığı Montrö açıklamasını bir kez daha hatırlayalım: "Eğer bugün Kanal İstanbul yapılmış olsaydı, Montrö tartışmaya açılabilir Rusya-Ukrayna krizi sebebiyle İstanbul savaş alanına dönebilirdi. Yine Atatürk'ün bizi koruduğunu görüyoruz. Ne düzen kurmuş ki Montrö Sözleşmesi sayesinde ABD Karadeniz'e istediği gibi giremiyor."
BTP Lideri, Hükümetin Ukrayna-Rusya krizinde "arabuluculuk" rolüne soyunmasına da tepki göstermiş ve "Arabulucu olmak iyi hoş da arada kalmak iyi bir şey değil. Arayı bulacağız derken arada kaynamayalım. Kavgalarda en çok dayağı aradaki yer" ifadelerini kullanmıştı.
Peki, "Kriz bundan sonra nereye doğru gider?" sorusunu sorarsanız kısaca şöyle deriz:
Rusya, Donbas bölgesindeki Rusların güvenliğini sağladıktan sonra durur, Ukrayna'yı ve Kiev'i işgal etme noktasına gitmez. Yalnız bu Ukrayna'nın tavrıyla alakalı... Eğer Ukrayna yine Batılı ülkelerin gazına gelir, anlaşmayı değil de çatışmayı tercih ederse, iş değişir.
Ukrayna Gürcistan örneğinden ders almalıdır.
Tekrar belirtmemizde fayda var; bu bölgede yaşanan kriz bizim krizimiz değildir, her iki ülkeyle de yakın ilişkilerimiz olduğu için ne tür bir gelişme yaşanırsa yaşansın mutlaka tarafsız olmalıyız.
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024