Ümmü Eymen (r.anha) daha Peygamber Efendimiz dünyaya teşrif etmeden Peygamber hanesinde olan Peygamber Efendimizin annesi Hz. Amine'ye (a.s) hizmet eden, yol arkadaşı olan, Hz. Peygamber dünyaya teşrif ettikten sonra O'nun bakımını üstlenen, bizzat Allah Resulünün, 'anne' diye hitap ettiği, soranlara 'annemden sonra annem' diye tabir ettiği, diğer yandan Efendimizin hem doğumuna, hem de şehadetine tanık olan ender sahabelerden birisidir. Allah (c.c) şefaatine nail eylesin.
Ümmü Eymen annemiz, Peygamberimizin ocağından hiç ayrılmadı. Hz. Peygamberi, Ehl-i Beyt'in hep sevdi, hep hizmet etti, Onların halleri ile hallendi, dertleri ile dertlendi. Hatta gördüğü rüya ile sabahlara kadar ağladı. Öyle ki bu ağlayışlarını, Allah Resulüne haber verdiler.
Şöyle rivayet edilir;
Ümmü Eymen'in komşuları Resulüllah'a (s.a.v.) giderek şöyle dediler: "Ya Resulüllah! Ümmü Eymen dün geceden beri ağlıyor ve gece boyunca hiç uyumadı. Sabaha kadar durmadan ağladı."
Bunun üzerine Resulüllah (s.a.v.) Ümmü Eymen'i çağırdı ve dedi ki:
"Ey Ümmü Eymen! Allah, gözlerini ağlatmasın. Komşuların, Bana geldiler ve gece boyunca durmadan ağladığını haber verdiler. Allah, gözlerini ağlatmasın, niçin ağlıyorsun?"
Dedi ki: "Ya Resulallah! Çok korkunç bir rüya gördüm. Bu yüzden sabaha kadar durmadan ağladım."
Resulüllah (s.a.v.) ona dedi ki: "Rüyanı Allah Resulü'ne anlat. Çünkü Allah ve Resulü daha iyi bilir."
Dedi ki: "Rüyamı anlatmak bana çok ağır geliyor."
Resulüllah (s.a.v.) şöyle dedi: "Rüyanın anlamı senin gördüğün gibi olmaz. Sen rüyanı Resulüllah'a anlat."
Dedi ki: "Dün gece Senin vücudundan bir parçanın, Benim evime atılmış olduğunu gördüm."
Resulüllah (s.a.v.) ona buyurdu ki: "Gözlerin rahat uyusun Ümmü Eymen! Fatıma, Hüseyin'i doğuracak ve sen de onu yetiştirip, emzireceksin. Böylece Benim vücudumun bir parçası senin evinde olacak." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Hüseyin eserinden)
* * *
Peygamber Efendimizin henüz dünyaya teşrif etmemiş torununu nasıl tanımladığına ettiğine dikkat ettiniz mi? "Benim vücudumun bir parçası."
Yine Peygamber Efendimiz (s.a.v) İmam Hüseyin'i (a.s); "Kanı kanımdan, canı canımdandır" şeklinde vasfetmiştir.
Hz. Peygamber, kızı Hz. Fatıma'ya, 'bir erkek çocuk dünyaya getireceği' müjdesini vermiş ve 'doğduğunda emzirmemesini emretmiştir'. Hz. Fatıma tabii ki babasının emrini yerine getirdi.
6 aylık olarak dünyaya gelen İmam Hüseyin tek damla anne sütü içmedi. Acıktığı zaman Peygamber Efendimizin başparmağını emerdi.
Ümeyye el-Huzzaî'nin kızı Berre'nin şöyle dediği rivayet edilir:
"Fatıma (a.s.) Hüseyin (a.s.)'a hamile kalınca, Resulüllah (s.a.v.) ona dedi ki:
"Ey Fatıma! Sen bir erkek çocuk doğuracaksın. Cebrail, Beni bundan dolayı kutladı. Bir ay da sürse Ben gelinceye kadar onu emzirme."
Fatıma (a.s.), "Öyle yapacağım" dedi.
Resulüllah (s.a.v.) bazı işleri için sefere çıktı. Fatıma (a.s.) Hüseyin (a.s.)'ı dünyaya getirdi. Resulüllah (s.a.v.) gelinceye kadar onu emzirmedi.
Resulüllah (s.a.v.) gelince, "Ne yaptın?" buyurdu.
Fatıma (a.s.) dedi ki: "Onu emzirmedim."
Bunun üzerine Resulüllah (s.a.v.) bebeği aldı ve dilini ağzına koydu. Hüseyin (a.s.) Resulüllah (s.a.v.)'in dilini emmeye başladı. Öyle ki, Resulüllah (s.a.v.), "Yeter!" buyurdu. Sonra şöyle buyurdu: "Allah'ın dilediğinden başkası olmaz. O, senden ve senin çocuklarındadır."
Böylece Hüseyin'in (a.s.) eti, Peygamberimizin (s.a.v.) etinden, kanı da Peygamberimizin (s.a.v.) kanından beslenerek gelişti.
Meryem oğlu İsa'dan ve Hüseyin'den (a.s.) başka ana rahminde altı ay kalıp doğan kimse yoktur. (Geniş bilgi için Prof. Dr. Haydar Baş'ın İmam Hüseyin eserine bkz.)
Allah'ın (c.c) Resulülllah'ın böylesine yücelttiği bu şefaat önderini böyle bir günde muhasara altına aldılar ve dünya tarihinde görülmemiş bir vahşilik ile katlettiler.
Katledenler kendilerini 'Müslüman' olarak tabir ediyordu. Herhalde o melunların soyundan olsa gerekler ki, bugünde yine kendini 'Müslüman' olarak tabir edenler Yezit ve yanındakilerin vahşetine içtihat, sonuç ne olursa olsun tekfir edilemezler vs. diyorlar.
Allah (c.c) Yezid'e, yanında, yolunda ve o zihniyette olanlara, Ehl-i Beyt'e düşmanlık edenlere lanet etsin…
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024