Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının eğitim ve öğrenim haklarını kapsayan 42. maddesinde, "Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz" denilmektedir.Maddenin devamında, "Devlet, maddi imkanlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar" denilmektedir.Ülkemizde mevcut duruma göre, liseyi bitiren öğrencilerin önüne, yükseköğretime devam etmek için 2 sınav çıkmaktadır. Bunlardan birincisi YGS (Yükseköğretime Geçiş Sınavı), diğeri ise LYS (Lisans Yerleştirme Sınavı)?LYS sınavına girebilmek için, Açıköğretim fakültelerinde ya da YGS puanı ile alınan yüksek okullarda okuyabilmek için YGS'de belirli bir puanı aşmak zorundasınız. Aşamadığınız zaman üniversite kapısından geri dönüyorsunuz.YGS'yi geçtiniz, sıra geliyor LYS'ye? İsmi lisans yerleştirme ama sadece üniversitelere yerleştirme yapmıyor, yüzbinlerce öğrenciyi üniversite kapısından geri çeviren, üniversite okumaktan mahrum bırakan, eleyen bir sınav?Örnek vermek gerekirse, 2013 yılında toplam 1 milyon 923 bin kişi ilk sınava yani YGS'ye girdi. Bunlardan 810 bini elendi ve 1 milyon 113 bin kişi LYS'ye girmeye hak kazandı.Daha ilk sınavda Anayasa'da bahsedilen "Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz" maddesi ihlal edildi ve 810 bin öğrenci öğrenim hakkından yoksun bırakıldı.Bu 1 milyon 113 bin kişi LYS'ye girdi ve bunlardan 672 bin aday lisans ve ön lisans programına yerleşebildi. Bu sınav neticesinde de 441 bin aday elendi.Yine bu kadar gencimizin öğrenim hakkı da elinden alındı.Böylece 2013 yılında üniversite okumak hayaliyle sınava giren gençlerimizden toplam 1 milyon 251 bini anayasal hakkından mahrum edilmiş oldu.Yine önemli bir bilgi, 2013'te 800 bin yeni mezun olmuş olan lise öğrencisinden sadece 395 bini, yani yarısı üniversiteye yerleşebildi. Bence üniversite sınavları öğrencilerden ziyade Milli Eğitimden sorumlu siyasilerin aldığı notu göstermektedir.Gençler okumak istiyor, bilgi ve tecrübe seviyesini daha da artırmak istiyor ama kapasitemiz bu kadar denilip kapıdan geri gönderiliyor.Siyasi iradenin yapması gereken, vatandaşlarına anayasal haklarını yaşayabileceği adaletli bir ortamı sağlayabilmektir, yoksa "Biz herkesi okutmak zorunda değiliz" vurdumduymaz mantığıyla gençliğimizi şartlara hapsetmek değildir.Anayasa, devletin haklarını koruduğundan çok daha fazla vatandaşların haklarını korumak durumundadır. Çünkü devlet de halka hizmet için vardır. Devletin direksiyonunda oturan siyasi iradenin, Anayasa'yı dileği gibi kendine yontarak, vatandaşlarını mağdur etmesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temel kuruluş ilkelerine aykırıdır.Çözüm noktasına gelecek olursak, Prof. Dr. Haydar Baş'ın Genel Başkanı olduğu Bağımsız Türkiye Partisi hem üniversite öncesi, hem üniversite dönemi hem de üniversite sonrasını en güzel şekilde düzenleyerek meseleyi temelinden çözmektedir.BTP iktidarında Milli Ekonomi Modeli ile senyoraj ve maden gelirlerini de devre koyacak olan devlet; eli güçlü, almadan verme kabiliyetine sahip "baba devlet"tir.BTP iktidarında ilköğretim ve lise eğitimleri, tamamen ücretsiz ve devletin ciddi yatırımları ve de geliri yüksek olan öğretmen ve eğitimciler eliyle tüm Türkiye'de homojen hale getirilecektir. Çocukların hangi lisans programlarına yerleşeceği daha lise yıllarında kabiliyetlerine göre belli olacaktır. Öğretim ezbere dayalı değil, hem bilgi hem de pratik olarak yürütülecektir.Liseyi bitirmiş ve okumaya devam etmek isteyen gençler kabiliyetlerine ve isteklerine göre hiçbiri dışarıda kalmadan üniversitelere yerleştirileceklerdir. Üniversite eğitimi de tamamaen ücretsiz olacak, üniversite-sanayi işbirliğinde yürütülecek teorik ve pratik üniversite eğitimi üniversite sonrası gençlere doğal olarak iş imkanlarına da sahip kılacaktır.Zaten Milli Ekonomi Modeli, devlet eliyle tüketimin desteklendiği ve geniş pazar imkanlarının açıldığı bir ekonomik sistem olduğu için, sürekli genişleyen pazar, sürekli üretim artışı, sürekli istihdam artışı anlamına gelmektedir.Yani BTP iktidarında kalifiye eleman ihtiyacı sürekli artacaktır, mezun olan her üniversite öğrencisi hak ettiği iş sahalarında istihdam edilecektir.Ne diyelim, bundan iyisi can sağlığı?Geriye sadece gençlerimizin böyle mükemmel bir gelecek ortaya koyan BTP'yi iktidara taşıması kalıyor.Yoksa üniversite kapılarında sürünmeye, işsizlikten yakınmaya devam.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024