Yapraklar, belirli bir minimum ve maksimum arasındaki ışık şiddetlerinde fotosentez yapabilmektedir. Fotosentezin başladığı minimum ışık şiddetinde üretilen bitkisel üretimin tamamı, bitkinin solunumuna harcanır. Işık şiddeti arttıkça, bitkisel üretim de artar ve öyle bir noktaya gelinir ki üretilen bitkisel üretim, bitkinin solunumla harcayabileceği en yüksek üretim miktarını tam olarak karşılar. Bu durumdaki ışık şiddetine, "kompensasyon ışık şiddeti" denilmektedir. Işık şiddetinin artmasıyla beraber artan bitkisel üretim, bitkinin yapabileceği en yüksek bitkisel üretim miktarına erişir ki, bu noktadaki ışık şiddetine "optimum ışık şiddeti" denilmektedir. Optimum ışık şiddetinden sonra ışık şiddeti artıkça, bitkisel üretim azalmaya başlar ve nihayet ikinci bir kompensasyon noktasından sonraki bir maksimum ışık şiddetinde bitkisel üretim durur.
Bitkiler yer değiştiremezler, ancak ışığa yönelim (tropizm) biçiminde bir davranış gösterirler. Bu sayede, uzayarak veya eğilerek, komşu bitkilerin baskısından kurtulmaya çalışırlar. Ancak her zaman bu baskıdan kurtulmaları da mümkün olmamaktadır. Bu nedenle bitkiler, gölge baskısı altında da kısmen fotosentez yapabilecek gölge yaprakları üretirler. Bazı bitkiler ise, genetik özellikleri sayesinde gölgeye daha fazla dayanmakta ve gölgede dahi normal fotosentez yapabilmektedir. Örneğin ışık ağaçları, en az %10-20 arasındaki ışık şiddetlerinde fotosentez yaparken, gölge ve yarıgölge ağaçları %1-4 arasındaki ışık şiddetlerinde fotosentez yaparlar. Bazı gölge bitkileri de %15-20 arasındaki ışık şiddetlerinde en yüksek bitkisel üretimi yapmakta, ancak üretim güçleri düşük olmaktadır.
Işıklanma durumuna göre, aynı bitki üzerinde hem ışık ve hem de gölge yaprakları oluşabilir. Gölge yaprakları daha az sayıda stomalara (terleme ve gaz alışverişini sağlayan delikler) sahip olup, renkleri daha koyu, yüzeyleri daha geniş ve daha incedirler. Bu yapraklarda klorofil miktarı ve mineral madde daha fazladır. Bu sayede gölge yaprakları, düşük ışık şiddetlerinde de fotosentez yapabilmektedir. Buna karşılık, bitkisel üretimleri daha az olmaktadır.
Işık ağaçları çoğunlukla gençlik dönemlerinde ve iyi koşullarda bol miktarda gölge yaprakları verirler. Bu durum ışık ağacı gençliklerinin, gölge baskısı altında dahi bir süre yaşamalarına imkân verir. Işık ağaçları yaşlandıkça, gölgeye dayanma kabiliyetleri azalır ve ışık yaprağı üretmeye başlarlar. Gölge ağaçları da ağaçlar yaşlandıkça ışık ağacı özelliği göstermeye ve ışık yaprağı üretmeye başlarlar. Gölgede yaşayan ağaçların, birdenbire ışığa kavuşturulması halinde, yeni ışık yaprakları oluşuncaya kadar büyümelerinde bir duraklama görülür.
Eşeysiz olarak hücre bölünmesi yoluyla üreyen bitkiler, anaç bitkinin tüm özelliklerini taşırlar ve üretim güçleri de oldukça yüksektir. Bu nedenle kök ve kütük sürgünlerinden yetişen bitkilerin, özellikle genç yaşlarında büyüme hızları ve üretim miktarları çok yüksektir. Ancak bu özelliği, ileri yaşlarda kaybederler. Eşeysiz üreyen bitkilerin, üstün özelliklere sahip ve iyi gelişme gösteren bireylerinden oluşan klonların kullanılması halinde, bitkisel üretimi arttırmak mümkün olmaktadır. Eşeyli üremede, üstün özelliklere sahip ana ve babadan elde edilen bireylerin kullanılması halinde de bitkisel üretim arttırılabilmektedir.
Bir türün doğal yayılışı, o türün çevre koşullarına karşı gösterdiği uyum ve dayanma derecesine bağlıdır. Bu uyum ve dayanma derecesinin yüksek olduğu alan ne kadar geniş ise, söz konusu türün yayılış alanı da o kadar geniş olur. Bu yayılış alanı bazen deniz, çöl ve aşırı uzaklık gibi, doğal engellerle bölünmüş olabilir. Bu bölünmüş aynı özellikteki yayılış alanlarında bulunan yabancı türler, karşılıklı olarak yer değiştirildiğinde, getirildikleri alana kolaylıkla uyum sağlamakta (adaptasyon) ve böylece üretim arttırılabilmektedir.
Rasgele nedenlerle oluşan veya suni olarak oluşturulan mutasyonlar sonucunda da bazen üstün nitelikli ve verimli bireyler ortaya çıkabilmektedir. Yine, doğal veya suni çaprazlama yoluyla, genetik özellikleri farklı ve ana-babadan daha üstün özelliklere sahip melezler elde edilebilmektedir. Bir türün dar bir bölgeye hapsolması (izolasyon) ile de gen havuzları ve yöresel ırklar oluşabilmektedir. Bütün bu farklılaşmalardan yararlanarak, belirli bir yetişme ortamına bu üstün nitelikli bireyleri getirerek, üretimi arttırmak mümkündür.
Bitkiler, yetişme ortamının sınırlı olanakları içerisinde, yaşam savaşı ve rekabet yüzünden iyi bir gelişme gösteremezler. Fidelik döneminde fideler, fidanlıklarda özel birer bakıma tabi tutulmaları halinde, daha üstün bir gelişme gösterebilmektedir. Daha sonra bu fideler, doğal koşullarda da bu üstün gelişmeyi devam ettirebilmektedir. Bu nedenle, ağaçlandırmalarda gençliğin dikimle araziye getirilmesi halinde, üretimi arttırmak mümkün görülmektedir.
- Ormancılıkta araştırma yöntemi / 28.03.2022
- Orman üretim araştırmaları / 21.03.2022
- Sosyo-ekonomik konumu iyileştirmek / 15.03.2022
- Ağaç soyunu iyileştirmek / 08.03.2022
- Ortamın verim gücünü arttırmak / 01.03.2022
- Meşcerede aralama kesimleri / 22.02.2022
- Ormanda üretim nasıl arttırılır? / 15.02.2022
- Meşcere kuruluşunu düzenlemek / 07.02.2022
- Meşcere kuruluşunu düzenlemek / 01.02.2022