Vatandaşa elektrik darbesi

Elektrik tarifesi meskende yüzde 9,57, sanayide ise yüzde 9,26 oranında arttı.Bahane hazır, "döviz kurlarındaki astronomik artış"?Dövizin düştüğü zamanları da biliyoruz.Bizde artış, artışa neden olur, düşüş yine artışa neden olur. Maksat borçların faizini, yandaşların azığını vatandaşın sırtından çıkarmak olunca bu manzara gayet normaldir.Siyasilerimiz şunu hiç düşünmez, "yahu dolar bu kadar yükseldi, vatandaşımızın geliri bu kur artışının altında ezildi kaldı, maaşlara bir zam yapalım da işçisi, memurun emeklisi biraz rahat etsin"Ne hikmetse keser hep vatandaşı yontar.Döviz kurlarının artması, TL'nin dolar karşısında erimesi, dolayısıyla vatandaşın da TL olarak belirlenen maaşlarının erimesi anlamına gelmektedir.Elektriğe dolar bahanesiyle zam yapılıyor, vatandaş ise geliri erimesine rağmen yüzde 10'a yakın bir zamlı faturaya maruz kalıyor. Tabii maruz kalınacak zam sadece bununla sınırlı kalmayacak.Elektrik, sanayi üretiminin en önemli maliyet kalemlerinden biridir. Ve sanayide kullanılan elektriğe de meskenlerde kullanılana yakın bir oranda yüzde 9,26 oranında zam yapıldı.Zaten maliyetle, tüketim darlığı arasında sıkışıp kalan, bu sebeple de ürün fiyatlarını minimum seviyelerde tutmaya çalışan üretici, bu zam oranını mecburen fiyatlara yansıtmak durumunda kalacaktır.Vatandaşın bir taraftan ısınma, soğutma gibi önemli noktalarda kullandığı elektriğine kabarık fatura gelirken, diğer taraftan gıdasından mobilyasına, teknolojik eşyalarına kadar zam üstüne zam gelecek.Halbuki Türkiye'de böyle bir tablo yaşanmayabilir.Bu tablonun nedeni IMF kafasıyla yürütülmeye çalışılan ekonomi politikalarıdır.Paramız dolara endeksli, enerjimiz de ithal olunca, üstelik elektrik ürettiğimiz kaynak, dünyanın en pahalı elektrik üretim kaynağı doğalgaz olunca, bu doğalgazı da dünyanın en pahalı alan ülkesi biz olunca doğal olarak elektriği pahalı kullanıyoruz ve dışarıda yaşanan dalgalanmalar direkt olarak bizi etkiliyor.Daha uygun elektriği nasıl elde edebiliriz? Bu sorunun en kapsamlı cevabını Prof. Dr. Haydar Baş'ın dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli'nde bulabilirsiniz.Sayın Baş'ın eserine baktığınızda, Türkiye'nin bir kaynak cenneti olduğunu görüyorsunuz. Pahalı elektrik kullanmanın Türk milletinin kaderi olmadığını öğreniyorsunuz.Sayın Baş'ın ucuz elektrik elde etme noktasında sadece bir çözümü yok, onlarca çözüm sıralamış.Türkiye'nin her bölgesinde yer alan akarsularımıza küçük barajların yapılması, yakıt sorunu olmayan, Toryum ve uranyum kaynaklarının zengin olduğu ülkemizde nükleer enerjinin devreye konulması, üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde dalga enerjisinden istifade etme, rüzgar ve güneş enerjilerinin devreye sokulması ve daha birçok çözüm?Türkiye bu zengin kaynakları devreye koymasıyla bırakın sadece kendi ihtiyacını karşılamayı, birçok ülkeye de enerji ihraç eder noktaya gelir.Enerji en büyük fatura olmaktan çıkar, en büyük gelir kalemlerine eklenir.Prof. Dr. Haydar Baş, ben vatandaşıma bedava elektrik vereceğim derken sadece bir seçim vaadinden bahsetmiyordu, işte bu Model'in ifade ettiği gerçekleri dile getiriyordu.Bedava elektrik seçim vaadi değil, bilimsel bir projenin ürünüydü.Ama vatandaşımız bedava elektriği değil, dünyanın en pahalı elektriğini tercih etti.