Dünyanın en önemli konumunda bulunan ülkemizde "kısırdöngü siyaset" anlayışı devam ederken, Batı cephesinde dikkatimizi çeken çok önemli gelişmeler yaşanıyor.Hıristiyanlaştırma yöntemlerini misyonerliğin babası olarak bilinen Pavlus'tan alan Vatikan, bir taraftan Dinlerarası Diyalog ve sonraki siyasi açılımı Medeniyetler İttifakı projeleriyle İslam dünyasını uyuştururken, diğer taraftan ilginç görüşmeler ve açıklamalar yapıyor, resmi adımlar atıyor. Bildiğiniz gibi son Papa 16. Benedictus birkaç hafta önce Türkiye'deydi. Her ne kadar malum basınımız Papa'nın ziyaretini "huzur duruşu", diyalog mesajları, turizme katkısı, kıyafetlerinin anlamı gibi önemli(!) başlıklarla Türk milletinin gündemine sokmaya çalışsa da ziyaretinin asıl hedefi Patrikhaneyi ekümenik ilan etmek ve Bizans'ı yeniden hortlatmaktı.Ziyaret neticesinde Papa ve Patrik arasında bir deklarasyon imzalandı, Patrikhane'nin ve Vatikan'ın bayrakları önünde el ele birlik mesajları verildi.Bu tehlikeli ve stratejik görüşmenin ve birleşmenin ardından Vatikan'da trafik hızlandı.Önce İsrail Başbakanı Olmert Vatikan'a ziyaret etti. Bu ziyaretin ardından Papalığın açıklamaları oldukça dikkat çekiciydi. Esasen bu açıklamalar diyalogun gerçek anlamını ve Türkiye'ye ziyaretin ne anlama geldiğinin de itirafı niteliğindeydi.Bologna Başpiskopos'u Kardinal Carlo Caffara, Papa'nın Türkiye ziyaretinde yaptıklarının, Almanya'da Hz peygamber ve İslam dünyası hakkındaki hakaretlerinin bir özrü olmadığını, Papa'nın görüşünün hiç değişmediğini ve ortada bir "süreklilik" mevcut olduğunu söyledi.Caffara diyalogcuların heveslerini kursaklarında bırakan, malum basınımızı da yalanlayan bu izahattan sonra, diyalogun gerçek anlamını ortaya koydu: "Dinlerarası diyalog sadece Yahudilikle mümkündür. İslam ile ancak makuliyet ve eğitim düzlemlerinde görüşebiliriz. Batının kimliğini savunmakla yükümlüyüz" "Hristiyan olarak İsrail ile olan bağlarım, diğer dinlerle kurabileceğim ilişkiyle hiçbir suretle kıyaslanamaz.""Yahudi olmadan Hıristiyan olunamayacağı gerçeği her geçen gün daha net biçimde ortaya çıkıyor. Gerçek anlamda Dinlerarası diyalog da sadece Yahudilikle mümkün olabilir. Zira ben bir Hıristiyan olarak manevi anlamda İsrail soyundanım. Aziz Pavlus da, bizlerin Yahudi olmamakla birlikte, manen (Hz.) İbrahim'in oğulları olduğumuzu söylemektedir."....................Vatikan, Caffara'nın açıklamalarıyla Diyalogun Müslümanlarla yapıldığında nasıl, Yahudilerle yapıldığında nasıl olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyordu.Vatikan'a göre, İslam'la yapılan diyalog, Hz. Peygamber'e ve İslam'a hakareti gerekli kılıyordu; Yahudilerle yapılan diyalog, Ortadoğu'da Müslüman katliamı yapan İsrail'e olan iltifatı, hatta daha ötesini gerekli kılıyordu, Ortodokslarla yapılan diyalog yeniden birleşip Bizans'ı hortlatmayı gerekli kılıyordu.Sadece bu büyük fotoğrafta bile diyalogun Müslüman'ı uyuşturma, diğerlerini birleştirme anlamı taşıdığını net bir şekilde görebilirsiniz.Vatikan'a bir diğer önemli ziyaret ise Yunanistan Başpiskopos'u Hristodulos'un ziyaretiydi. Bu görüşmede de ortak bir deklarasyon yayımlandı. Türkiye'nin AB sürecine sözde destek verdiği söylenen Papa'nın da imzaladığı bu deklarasyonda bakın neler var:"Katoliklik ve Ortodoksluk arasındaki diyalog süreci güçlendirilecek, Avrupa Birliği'nin Hıristiyan kökenlerinin korunması için de ortak çaba gösterilecek"Bu şu anlama geliyor: AB'ci siyasilerimiz ve Diyalogcularımız yine elindeki havuçla kalacak, Türk milleti ise yediği kazıkla.Vatikan'ın İslam dışı dinlerle olan bu yakın teması sizce neyin habercisi?Tarihin sayfalarına baktığınızda Vatikan kaynaklı bu birleşmelerin ne anlama geldiğini bulursunuz.Bu sefer, karanlık bulutlar yeniden ülkemizin üzerinde dolaşıyor. Yeni siyasi dönemde, ABD ve AB kendine yakın olan bir siyasi işbirlikçiyi ya da işbirlikçileri iktidara getirmeyi başarırsa düğmeye basılacak. Türkiye'nin Güneydoğu sınırlarında Türkiye'ye sıcak bir atmosfer yaşatacak senaryolar -İran sürecine ve sözde Kürdistan'a dikkat- devreye konulacak, böylece aynen Osmanlı'ya yapıldığı gibi, Türk milleti ve askeri yıpratılacak ve sonuç?İşte Vatikan'daki bu hareketlilik bu sonuç ve sonuçtan sonrası için. Lütfen yakın tarihimizde yaşanılan Çanakkale Savaşı sonrası ile Cumhuriyet'in kuruluşuna kadar olan vatanımızdaki işgal sürecini, Patrikhane'nin ve Vatikan'ın bu dönemdeki misyonunu ve malum basının duyarsızlığını yeniden okuyun ve bir yere not edin. Yine mi komplo teorisi diyorsunuz?Osmanlı'nın son döneminde bazı aklıevvel aydınlar da komplo teorisi diyordu, sonucunu gördüler.Bu karanlık tabloları yaşamamak hala elimizde. Düğmenin basılmasına çok az kaldı, ama hala basılmadı. Lütfen bu sefer düğmeye basılmadan Mustafa Kemal'lere fırsat verelim ki, ağır bedeller ödemeyelim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Bütünleşik muhalefet sözde kalmamalı / 06.09.2025
- Adalet ve demokrasi için Çağlayan’daydık / 05.09.2025
- Ekonomide büyüyoruz, enflasyon düşüyor, halk niye fakir? / 04.09.2025
- Soruşturmalar siyasi değilse, ispatlayın! / 03.09.2025
- 19 Mayıs’taki bağımsızlık yürüyüşü 30 Ağustos’ta sele dönüştü / 02.09.2025
- Komisyon, ‘cambaza bak’ oyunu mu? / 30.08.2025
- 81 ilde sığınak dün değil niye bugün? / 28.08.2025
- Komisyon kesmedi, çıtayı yükseltme peşindeler / 27.08.2025
- Ağustos ayı Türk milletinin zaferleriyle dolu / 26.08.2025
- Etkin pişmanlıkla adalet sağlanır mı? / 23.08.2025
- Adalet ve demokrasi için Çağlayan’daydık / 05.09.2025
- Ekonomide büyüyoruz, enflasyon düşüyor, halk niye fakir? / 04.09.2025
- Soruşturmalar siyasi değilse, ispatlayın! / 03.09.2025
- 19 Mayıs’taki bağımsızlık yürüyüşü 30 Ağustos’ta sele dönüştü / 02.09.2025
- Komisyon, ‘cambaza bak’ oyunu mu? / 30.08.2025
- 81 ilde sığınak dün değil niye bugün? / 28.08.2025
- Komisyon kesmedi, çıtayı yükseltme peşindeler / 27.08.2025
- Ağustos ayı Türk milletinin zaferleriyle dolu / 26.08.2025
- Etkin pişmanlıkla adalet sağlanır mı? / 23.08.2025