logo
19 MART 2024

Vay o hocaların haline!

15.03.2020 00:00:00

"Zerre kadar kibri olan cennete giremez" diyor Hz. Peygamber (s.a.v.) efendimiz…  Bu hocalar için de geçerlidir, talebeler için de…  "Ben hocayım" diyen kişi bu ölçünün dışında değildir.

Cenab-ı Hak, Kur'an'ında "Meleklere, Âdem'e secde edin demiştik, hemen secde ettiler; yalnız İblis diretti, böbürlendi, inkârcılardan oldu" buyurmaktadır. (Bakara suresi, 34)

O İblis ki, meleklerin hocasıydı; bilmediğinden değil, kibrinden dolayı, Cenab-ı Hakk'ın karşısında benliğini bir kenara koymadığından dolayı kovulanlardan, reddedilenlerden oldu. Prof. Dr. Haydar Baş, Makalat eserinin 79'uncu sayfasında "Âdem'deki tecelli" başlıklı yazısında şu önemli ölçüleri ifade etmektedir:

"Hak, ilk insanı peygamber seçti, ekmel eyledi. İlk insan Âdem (a.s.), ilk peygamber de Âdem'dir. 'Âdem' ismindeki nükte; âdem yokluk demektir. Yani o, Hakk'a karşı yoktur.

Peygamberlik için ilk şart, Hakk'a karşı mahvolmaktır, benliği aradan çıkarmaktır. İnsan olmak için de âdem olmak lazım. Yani Hakk'ın karşısında benlikte bulunmamak gerek…" 

Hoca olmadan önce adam olmak gerek, adam olmak için de âdem… Kibirden arınmadan âdem olunmaz. Hem kibirli hem de âdem olunmaz; ya kibirlisindir, ya da âdem…

Okuduğu bir takım şeylerle kendisini "hoca" zannedenler için Hüccetü'l-İslam İmam Gazali hazretlerinin hayatında ve nasihatlarında çok önemli ölçüler vardır.

Bildiğiniz gibi, İmam Gazali, döneminin en büyük âlimlerindendi. 

Nizamiye medreselelerinin baş müderrisiydi. Hocalara ders verirdi, ilim öğretirdi.

Bir dönem bir şey fark etti; sohbetlerinde anlattığı kibir gibi kalbi hastalıkların kendisinde de olduğunu fark etti. Yenmek için daha fazla kitap okudu, kibri daha da arttı.

Bunun üzerine bu hastalıklardan kurtulmanın okuyarak değil, sevilmiş ve seçilmiş bir insan-ı kâmilin manevi eğitiminden geçerek olacağını gördü ve bir Hak dostuna intisab etti. İşte bu eğitimin sonrasında kaleme aldığı "Bidayetü'l- Hidaye" eserinde; ilmini yaşamayan, kibrinden kurtulamayan, hastalıklı olduğu insanlara nasihat etmeyi bir maharet zanneden, İslam'ın özünü, Allah'ın muradını kavramamış olan sözde hocalara şu nasihatlerde bulundu:

"Onlar ki; yaptıkları işin değeri daha dünyada iken kayboldu. Hal bu iken onlar, güzel iş yaptıklarını sanar, avunurlar." (Kehf, 104)

Bu bataklıkta boğulup giderken, şeytan sana ilmin faziletini, değerini okur durur. Bilgi sahiplerinin üstünlüğünü ve onlar hakkında varid olan haber ve yazıları anlatır. Bunları yapmakla tek gayesi vardır. Tabii iyiye değil… 

Şu değerli Hadis-i Şeriflerin anlamından uzak kılmaktır:

"Bir kimsenin ilmi artar, hidayeti artmazsa, Allah'tan ancak uzaklığı artar."

"Kıyamet günü en çetin azaba uğrayan kimse; tahsil ettiği ilmin değerini Allah katında bulamayan ilim sahibidir."

Peygamber (s.a.v.) efendimiz faydasız ilimden Allah'a sığınır ve duasına katardı: "Allah'ım, faydasız ilimden, korkusuz kalpten, yükselmeyen amelden, kabul edilmeyen duadan sana sığınırım."

Peygamber (s.a.v.) efendimiz Miraç gecesinde şahit olduğu bir hadiseyi şöyle anlatır: "Miraç gecesi bir kısım cemaate rastladım; dudakları ateşten makaslarla biçiliyordu. Siz kim olursunuz dedim. Şu cevabı verdiler: Biz hayrın yapılmasını emreder, kendimiz yapmazdık. Kötülüğü yasak eder, fakat biz yapardık."

Çok sakın, şeytanın tuzağına düşmeyesin, tezvirine kanmayasın, seni helak eder. Cahile bir defa acınır, çünkü öğrenmiyor. 

Âlime de yazıklar olsun, hem de bin defa… 

Çünkü bildiği ile amel etmiyor.

İnsanlar ilim tahsili için üç bölüktür. Bunları da anlatalım, bil…

Bir kısmı ilim tahsili yaparken öbür âlemi için azık tedarik eder. Yalnız Allah'ın rızasını kasdeder ve ahireti dinler. 

Bu kimse tam kurtuluşa erer, necat bulur.

İkinci kısmı; dünyasını kazanmak için tahsil yapar. Dünyada izzet ikbal kazanmak ister. Mal cem etmek diler. Bu halini de iyi bilir. Niyetinin çirkinliğini, kalben zayıflığını anlar. Gayesinin düşkünlüğünü de sezer. Bu kimse tehlikenin ucundadır. Bu halde eceli yeter, ölürse kötü gitmekten korkulur. İşi Allah'a kalır. Dilerse affeder. 

Ecel gelmeden önce tevbeye muvaffak olur da, ilmine ameli eklenirse, işlerine karıştırdığı fesat halleri atar, yerini iyiliklerle doldurursa, birinci şahsın derecesine çıkar, kurtulur. İyiliği bulanlara katılır. Çünkü tevbe etmiştir. Tevbe eden günahsız sayılır.

Üçüncü kısma gelince; buna şeytan musallat olmuştur. İlmini, mal, şöhret, makam ve böbürlenme vesilesi kılmıştır. Diler ki ilmi sayesinde kendine uyanları çok ola ve kuvvet bula…

İlmini vesile sayarak, her yere girer çıkar, maddi işlerini bitirir. Akla gelmedik hileyi yapar. 

Bu uygunsuz hali ile beraber Allah katında üstün makama sahip olduğuna kanidir; bu niyetini saklı tutar. Çünkü ilim kisvesine bürünmüştür. Büyük âlimlerin şekline bürünmüştür. 

Onlar gibi giyinir, onlar gibi konuşmak ister. Duruşta ve konuşmada onlar gibi olsa da içinden ve dışından dünyaya sarılır. 

Bu kimse, bataklığa karışmıştır. Yıkıntıdadır. Mağrur ahmak zümresindendir. 

Tevbe ümidi kesiktir. Çünkü iyiliğine kanidir. Ne yazık ki, şu Ayet-i Kerimenin manasını anlamaktan gafildir: 

"Ey iman edenler! Neden yapamayacağınızı söylersiniz."

Bu zümre hakkında Peygamber (s.a.v.) efendimizin buyurduğu bir Hadis-i Şerif-i de zikredelim: 

"Ben, esas Deccalden ziyade sizin için başka Deccalden korkarım." Kim olduğu sorulunca, "Kötü âlimler" olduğunu haber verdi.

Kötü âlim; zahirde her ne kadar halkı dünya hırsına kapılmaktan sözle alıkoymak istese de, yaptığı iş, hali hazır durumu ile dünyaya çeker. Dilde dünyaya davet edemez, etse pek tesiri olmaz. 

Fakat hal dili, yaptığı işler daha tesirli olur.

Mağrur kişinin yaptığı işlerle fesad, sözleri ile yapmak istediği iyilikten çok olur.

Cahil, dünyaya rağbet için pek cesaretli değildir. Âlimin cüretini görünce kötü işlere karşı arzusu artar. Bu âlimin ilmi, kulların Allah'a isyan cüreti için sebep olur…

Sakın, çok sakın üçüncü zümreden olmayasın. Öyle yıkılırsın ki, felah ümidin olmaz. İyiliğin için bir ümit kapısı bulunup gözetilmez de… (İmam Gazali, Bideyatü'l-Hidaye, s.7-10) 

Eskiden Hak dostları, kendilerinden manevi eğitim talebinde bulunanlara "ben bilmem" zikri çektirir, kibirlerini kırmak için "sen ne biliyorsun ki" derlermiş. Ne güzel söylemiş Yunus: "İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendini bilmezsen, ya nice okumaktır."

Kendini bilmiyorsan, bir gönle girmiyorsan, sahip olduğun ilim kibrini kırmıyor, daha da artırıyorsa, söyler misin sana faydalı olmayan başkasına ne faydası olacak? 

Tevazu, konuş dendiğinde konuşmak, sus dendiğinde susmaktır, tam tersini yapıyorsan bu kibirdir.

Cenab-ı Hak bizi sevdiği kullarının yolundan ayırmasın, haddimizi bilmeyi nasip eylesin.

 
Murat Çabas / diğer yazıları
Geçen hafta alan kaybetti
Bitcoin'de sert düşüş başladı
Davul çalan kendini başka ilçede buluyor
Bu mahallede yüz yıllardır davul çalınmıyor
Yüklü miktarda para ve külçe altınla yakalandı
FETÖ'den aranıyordu
İhracat azalıyor, ithalat katlanıyor
Sorun derinleşiyor, atölyeler kapanıyor
'Önce Atamızdan sonra Türk halkından özür dilesin'
Aytekin Şef'ten AKP'li başkana çağrı
Bir ayda 145 bin 480 emekli maaşı harcandı
Emekliye cefa, Saray'a sefa!
Rıza göstereceği tek 'darbeyi' açıkladı
'Ben o darbeye teslim olurum'
'Kazanamazsam geleceğimi düşünmem gerekir'
TİP'in Zan kararının perde arkası
MOSSAD Başkanı ve HAMAS lideri masada
Esir takası müzakereleri başladı
Filistinlilerin arazisine mahkeme el koydu
Gasp devam ediyor
Para sayılan ofisin sahibi avukatın ifadesi
'3 saat boyunca para getirdiler'
İsrail'den Refah'ta yeni katliam
En az 14 Filistinli öldürüldü
Rize'de il müdürünü görevden aldı
Erdoğan'dan yeni atamalar
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
8 yılda çıkan yerli sermaye 600 milyar dolar
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
Geçen hafta alan kaybetti
Bitcoin'de sert düşüş başladı
Davul çalan kendini başka ilçede buluyor
Bu mahallede yüz yıllardır davul çalınmıyor
Yüklü miktarda para ve külçe altınla yakalandı
FETÖ'den aranıyordu
İhracat azalıyor, ithalat katlanıyor
Sorun derinleşiyor, atölyeler kapanıyor
'Önce Atamızdan sonra Türk halkından özür dilesin'
Aytekin Şef'ten AKP'li başkana çağrı
Bir ayda 145 bin 480 emekli maaşı harcandı
Emekliye cefa, Saray'a sefa!
Rıza göstereceği tek 'darbeyi' açıkladı
'Ben o darbeye teslim olurum'
'Kazanamazsam geleceğimi düşünmem gerekir'
TİP'in Zan kararının perde arkası
MOSSAD Başkanı ve HAMAS lideri masada
Esir takası müzakereleri başladı
Filistinlilerin arazisine mahkeme el koydu
Gasp devam ediyor
Para sayılan ofisin sahibi avukatın ifadesi
'3 saat boyunca para getirdiler'
İsrail'den Refah'ta yeni katliam
En az 14 Filistinli öldürüldü
Rize'de il müdürünü görevden aldı
Erdoğan'dan yeni atamalar
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
8 yılda çıkan yerli sermaye 600 milyar dolar
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.