Ortada bu kadar iddia, bilgi, belge ve de itiraf varken yargı neden suskun? 'Hani adalet mülkün temeliydi' iddiası. Hani, bağımsız yargı? Hani güçler ayrılığı ilkesi? Hani 'yargı herkese eşit mesafededir' anlayışı?
Sedat Peker'in açıklamalarından, ortaya koyduğu belgelerden, iddialarından filan bahsetmeyeceğim. Ama ortada bir gerçek var ki, yargının bu derin suskunluğu, vatandaşın vicdan mahkemesinde Sedat Peker'i haklı çıkarırdı.
Beşer, şaşar gerçeği ortadadır. Makamı, mevkii, rütbesi, cübbesi ne olursa olsun her insanın yanlışa düşme, gaflet, delalet hatta ihanet içinde bulunma ihtimali vardır.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Sedat Peker'in iddialarını; "Eski Türkiye özlemlerinin tekrar canlandırılmaya çalışıldığı, terör örgütleri eliyle siyasetin dizayn edilmeye çalışıldığı 7 Haziran 2015 seçimlerinin asla unutulmaması gerekiyor" şeklinde yorumlamıştı.
Peki, siyaseti, terör örgütlerinin elinden kurtaracak kimdir? Tabi hukuk, tabii ki adalet sistemi, tabii ki yargı. Yargı susarsa, yargı görevini yapmazsa hem yargı, hem siyaset ve de devlet zan altında kalır. İllegal denilen kişi ve yapılar, vatandaş nazarında haklı konumuna geçer.
Diyelim ki (!) yargı, Sedat Peker'in iddialarını kale almıyor. Ama bizzat itiraflar var, belgelenmiş yolsuzluklar, usulsüzlükler var. Bunlar neden yargının gündemine gelmiyor?
Malumunuz eski bir bakan çıkıp dedi ki, 'hakkımdaki iddiaların hepsi doğru, kabul ediyorum'.
Yargının bu itiraf karşısında susma hakkı olabilir mi? Yargı ilk önce adaleti muhafaza ve müdafaa etmekle görevli değil midir?
Medyaya yansıyan haberlere bir bakalım. Sonradan ünlenen bir iş adamının uçağında 1.3 ton uyuşturucu yakalandı. Cebinde 10 gram uyuşturucu yakalanalar için işlem yapılırken 1.3 ton uyuşturucu için araştırma, işlem yapılmaması nasıl izah edilebilir?
Aynı şekilde yine Mersin Limanı'nda 1.1 Ton kokain yakalandı. İddialar yenilir cinsten değil. Ama kimden geldi, kime gidiyordu, sorularının cevabını yargı makamları merak bile etmedi!
Hadi diyelim ki, 'Türkiye'de 800 milyon dolar rüşvet dağıttım' diyen Reza Zarrab hain. Ama bizzat bu ülkenin İçişleri Bakanı, 'mafyadan her ay maaş alan siyasetçi var' dedi. Yargı hiç mi hiç merak etmedi!
Ankara ve İstanbul büyükşehir belediyelerinde yapılan ve milyarlarca doları bulan hatta Sayıştan raporlarına giren yolsuzluk ve usulsüzlükler, neden yargı mensuplarının masasında değil de İçişleri Bakanını masasında aylardır bekliyor?
Gri pasaportlu insan kaçakçılığı yapanlar belli. Yargı neden suskun?
Ruhsar Pekcan hakkındaki iddiaların sahibi Sedat Peker değil. Başta İçişleri Bakanının yakınları olmak üzere Sağlık ve eski Milli Eğitim Bakanının yakınları ve icraatları hakkındaki iddiaların sahibi de Sedat Peker değil.
28 yaşındaki bir genç bu kadar çok pudra şekerine nasıl sahip oldu?
24 yaşındaki kripto Fatih (ki, onu bütün detaylarıyla tanıyan kadın bile, 'Fatih bunları yapacak kapasitede biri değil) derken 2 milyar doları nasıl uçurdu?
Test kitleri, Venezuela, beyaz peynir tartışmaları, Cihan Ekşioğlu, Zindaşti, Mansimov, yatlar, katlar, marinalar.
Herkesin merak ettiği daha nice başlıkları, yargı mensupları hiç mi merak etmiyor?
Diğer taraftan öğrendik ki, Sedat Peker'in, Binali Yıldırım'ın oğlu Erkan Yıldırım hakkındaki açıklamalarından dolayı Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, 'hakaret ve iftira' gerekçesiyle dava açmış.
Keşke bütün yargı mensupları bu kadar hassas görev bilincinde olsa!
Diyorlar ki, 'bir tuğla çekilirse bütün duvar çöker'.
Onlara deyin ki! Adalet çökerse, devlet yıkılır. Vatandaş, kendi adaletini sağlamaya kalkar. Terör sokaklara hakim olur.
Yargı ve siyaseti bilmem ama bizler, bireyler olarak hukuka, yargı bakışımız, ölçümüz, şu şekilde olmalıdır;
"Hukuk sisteminde adaletin ihlali ya az bir suça, büyük bir ceza, ya da ağır bir suça, hafif bir ceza şeklindedir. Her ikisi de zulümdür. Ya suçluya haksızlık yapılır, ya da mağdura… Her ikisi de haksızlıktır.
Adalet ise haklıya, hakkını gerekli ve yeterli şekilde vermek, haksıza da yaptığı haksızlık oranında haddini bildirmektir…" (Prof. Dr. Haydar Baş, Veda Hut. İnsan Hakları eserinden)
- Sevr’i bitirdiğimiz 19 Mayıs ruhu ile BOP’u da bitirebiliriz / 19.05.2025
- Ahtapot / 18.05.2025
- Anadolu’da hayvan yetişmiyor mu? / 17.05.2025
- Birileri unutsa bile tarih unutmaz / 16.05.2025
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025