Başlıktaki farkı görmüşsünüzdür. "Yetenek Sizsiniz", aile baskısıyla birkaç bölümünü izlemek zorunda kaldığım bir yarışma programı. Programda, yarışmacılar şarkı söylüyorlar. Seslendirdikleri şarkıların kime ait olduğunu da belirtiyorlar. Taklit yapsalar da asılı inkâr etmiyorlar. Artı jüri, seslendirilen şarkıyı (atıyorum) Kayahan'ın yıllara damga vuran şarkısı, Mahsuni Şerif'in eskimeyen eseri veya Ajda Pekkan'ın müthiş yorumu vs. diye eserin aslını, asıl sahibi belirtmeleri, onları yâd etmeleridir.Gerek stüdyoda ve gerekse ekranlardan bu programı izleyenler ise seslendirilen eseri duyduklarında, o eserin kime ait olduğunu hatırlıyor, seslendiren kişiyi, "evet, çok başarılı veya pek olmadı" gibi yorumlarla alkışlamaları veya sessiz kalmalarıdır.Yeteneksizlere gelince. Ben, siyaset arenasındaki "yeteneksizlerden" bahsedeceğim. Atatürk'ten sonra ülkemizde iş başına gelen iktidarların hemen hemen tamamı bizim kültür ve medeniyetimize ters olan emperyalist sistemi ve kapitalist mantığı uygulamaya koymaya çalıştı. Ama olmadı, olamaz da. Sonuçları hep beraber gördük, yaşadık. Her yıl ülkemiz battıkça batıyor.2000'li yılların başlangıcında farklı olduğunu iddia eden bir anlayış daha doğrusu gömleksizler çıktı siyaset arenasına. Milletimiz sahnedeki görüntüye aldandı ve sahip çıktı bu gömleksizlere. Ama seslendirme de, taklit de önceki hükümet ve liderlerden hiç farklı değildi. Bir farkla ki, bu gömleksizler yapılanması, emperyalist anlayışları canlandırmada, kapitalizmin kurallarını uygulamada önceki iktidarlara taş çıkarttılar. Emperyalist taklitçiliğini ve Haçlı sözcülüğünün hakkını tam verdiler. Öyle ki, aslından ayırt bile edemiyorsunuz. Haliyle ülke ve milletimizin batışı hızlandı. Ekonomide, iç ve dış politikada, terör olaylarında, sosyal hayatta adeta dibi gördük. Milletimize gösterilmese bile bu acı gerçeği iktidar, muhalefet ve iktidara her gün yeni rotalar çizen Cumhurbaşkanı da gördü. Bu dipten nasıl kurtulur, yükselişe nasıl geçeriz, diye başladılar çırpınmaya. Bu çırpınış millet ve devlet için değildi. Koltuk koruma ve kollama içindi. Tabi kendi siyasi ve ekonomik modelleri olmadığı, emperyalist taklitçiliği de işe yaramadığı için yeni bir arayışa girdiler. Bu sefer içimizden birini, dünyanın önünde saygıyla eğildiği vatan evladını ve onun model ve görüşlerini seslendirmeye kalktılar. Nasıl? Tabi ki taklitçilikle? Başta da dediğim gibi "Yetenek Sizsiniz" yarışmasındaki yarışmacılar, taklit edeceği eserin sahibini bizzat açıklıyor, yorumuna göre jüri ve seyirciler puan ve alkışla destek veriyorlardı. Ama siyaset arenasındaki "yeteneksizler" ne taklit ettikleri kişiyi, ne de eserini dile almadıkları gibi bir de kendilerininmiş gibi gösterdiler. Bu "yeteneksizliğin" ötesinde de bir şeydir. Seçim dönemine girdiğimiz şu günlerde iktidar, muhalefet her gün farklı vaatlerle vatandaşın karşısına çıkıyor. Ayda 500 TL'ye konut, emekliye, memura, işçiye şu kadar zam. Bilmem kaç bin yeni istihdam. Parasız elektrik, üniversite vs. Tabi muhalefet bir adım daha öne geçmek için vaatlerini noterden de tasdik ettirdi. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı'na, "gelin bir ilki gerçekleştirelim ve ticaretimizi kendi paralarımızla yapalım. Böylece dolar, Euro'nun tahakkümünden kurtulalım" çağrısı yaptı. Dikkat edin! "Bir ilki gerçekleştirelim."Yani bugün ülkemiz siyaseti (Cumhurbaşkanıyla, iktidarıyla, muhalefetiyle) Prof. Dr. Haydar Baş'ı, kendisine ait Milli Ekonomi Modeli'ni ve Sosyal Devlet projelerini seslendiriyor, taklit etmeye çalışıyor. Siyasetçilerimizin, bu vatanın has evladı olan Prof. Dr. Haydar Baş'ın görüşlerini seslendirmeleri güzel bir şey olsa gerek. Güzel olmayan ise siyaset arenasının en önündeki bu kişi ve anlayışların, malum yarışma programındaki yarışmacılar kadar şahsiyetli bir duruş göstermemeleri, taklit ettikleri eser ve sahibini ısrarla gizlemeleridir. Kabul edilemez olan ise bu söylem ve projeleri kendilerininmiş gibi anlatmaları. Gerçek olan ise iktidar ve muhalefetin çıktığı sahne emperyalistlerin sahnesidir. Bu sahnede ellerine kapitalist mikrofon verilmiştir. Bu mikrofondan çıkan hiç bir sesin bu millete ve devlete hayrı dokunmaz. Artık taklitlerden sakının. Asılınıza dönün. Aslına, nesline sahip çıkan bu milletin evladına sahip çıkın.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024