Dün 15 Temmuz "Demokrasi ve Milli Birlik Günü"ydü.
FETÖ'nün hain kalkışmasının millet iradesine tosladığı gün.
Türk Milleti öyle millet ki, 1915'li yıllarda Çanakkale'de, 1919'lu yıllarda ise Anadolu'da tek bilek tek yürek oldu ve dünyanın dört bir tarafından ülkemize çullanmış işgalcilerin esaret zincirlerini kırdı attı; 15 Temmuz'da da yine aynı iradelerin yerli uzantılarının bölme ve iç savaş senaryolarını geri püskürttü.
Ehl-i Beyt mayası ile yoğrulmuş, içinden Mevlanaları, Hacı Bektaşları, Alparslanları, Atatürkleri, Haydar Başları çıkarmış bu aziz millet, tam bitti denilirken her zaman ayağa kalkıp dimdik durabilmeyi başarabilmiştir.
İster mayasının temizliği deyin, ister nasip, isterse de seçilmişlik deyin bu hep böyle olmuştur. Tarihte bunun örnekleri çoktur, 15 Temmuz da bunun son örneklerindendir.
Fakat şunu asla unutmamalıyız ki, bu işgal, darbe, bölme, iş savaş girişimleri ne ilktir, ne de son olacaktır. Bu sebeple millet olarak tedbirlerimizi almamız ve bir sonrakine hazırlıklı olmamız gerekmektedir. "Su uyur, düşman uyumaz" der atalarımız, düşmanın fırsat kolladığı bir atmosferde bizler gaflet içinde olursak, sonumuz pek hayır olmaz.
Unutmayalım, Ebrehe ordularının yıkmak isteyip de bir türlü başaramadığı Kabe ile, Yezid ordularının yakıp yıktığı Kabe aynı Kabe'dir, arada Abdulmuttalip farkı vardır.
Milletimiz bir anda tek bilek olup FETÖ darbe girişimini bertaraf ettiyse, bunun hikmetini FETÖ ile kolkola olanlarda, FETÖ'yu palazlandırıp onu darbe yapabilecek kadar güçlü hale getirenlerde değil, FETÖ'yle 20 yıldan fazla mücadele edenlerde aramak gerekir.
Elbette ki, 1990'lı yıllardan itibaren FETÖ'yle mücadele eden Türkiye'de tek kişi Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) merhum Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
İktidarıyla muhalafetiyle diğer siyasiler, FETÖ elebaşı ile aynı fotoğraf karesinde yer almaya çalışarak, FETÖ'nün yıllarca sızmak istediği devlet kapılarını sonuna kadar ona açarak FETÖ'yü 15 Temmuz'a taşıyan binekler olmuştur.
Prof. Dr. Baş, bir Vatikan projesi olan ve FETÖ'nün ülkemizde yaydığı, milletin direncini kırma ve insanımızı Hıristiyanlaştırma projesini deşifre etmiş ve mitinglerle, programlarla, yazılarla bu işgal projesinin gerçek yüzünü milletimize anlatmaya çalışmıştır.
Hazırlanan belgeli dosyalarla siyasiler, akademisyenler, sivil toplum örgütü temsilcileri, kanaat önderleri ayıktırılmaya çalışılmıştır.
Bütün bu özverili çabalara rağmen, siyasiler ayıkmamış, tam aksine Prof. Dr. Baş'ın üstü örtülmeye çalışılmış, FETÖ ise el üstünde tutulmuştur.
Ama milletimizin bilinçaltına FETÖ gerçeği kazınmış olacak ki, hain darbe girişimi geri püskürtülebilmiştir. Milletteki bu bilinç elbette ki Prof. Dr. Haydar Baş'ın yıllardır ektiği tohumların bir neticesidir.
Bu sebeple bugün 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nü kutlayanların Prof. Dr. Baş'a hem bir vefa hem de bir özür borcu vardır.
Prof. Dr. Haydar Baş, sadece FETÖ konusunda uyarmamıştır, birçok tehlikeden haber vermiştir ve çözümlerini de sunmuştur.
Her konuda bağımlıyız, tam bağımsızlık, "Ne AB, ne ABD tek çözüm bağımsız Türkiye" O'nun duruşudur. 'Dinsiz Atatürk' iftirasıyla devlet-millet çatışması bir projedir, "Atatürk vatandır" tezi bunun panzehiridir. Şii-Sünni çatışması bir bölme projesidir, "Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt" tezi bunu bertaraf edecek tek projedir. Borca dayalı kapitalist ekonomi anlayışı boynumuza takılan bir idam ipidir, Milli Ekonomi Modeli bu esareti yok edecek panzehirdir.
Ve daha niceleri. Prof. Dr. Baş sadece FETÖ konusunda değil, her konuda haklıydı.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, 15 Temmuz ile ilgili yayımladığı mesajında çok önemli konuların altını çizdi. Özetle bazı tespitleri aktaralım:
"Bu millet öyle bir millettir ki bir gecede tarih yazar."
"Hain kalkışma yüce Türk milletinin, 'Bu vatan bizimdir bizim kalacaktır' şeklindeki asil duruşu sayesinde hüsrana uğradı. Bu bakımdan 15 Temmuz milletimizin zaferidir."
"15 Temmuz, Türk Milletinin her ne şart altında olursa olsun bağımsızlığından vazgeçmeyeceğinin yeni bir ispatıdır."
"Mehmet Akif'in, 'Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın' dediği gibi, Allah bu millete bir daha 15 Temmuz göstermesin!"
"Rahmetli Genel Başkanımız (Prof. Dr. Haydar Baş), herkesin 'hocaefendi' diye övgüler dizerek örgüt elebaşının arkasından koştuğu bir süreçte, 'Bu örgütün dinlerarası diyalog ve ılımlı İslam gibi Vatikan projeleriyle milli ve dini bütünlüğümüzü hedef alan bir ajan faaliyeti olduğunu' bıkmadan usanmadan her platformda cesurca dile getirdi."
"O'nun bu cesareti kalbindeki sarsılmaz imanından kaynaklanmaktaydı. Bu duruşu yüzünden hain örgütün türlü iftiralarına, saldırılarına maruz kaldı."
"Akif'in İstiklal Marşımıza 'Korkma' diye başlaması gibi O da korkmadı, yılmadı, yıkılmadı ve Hakk'ı söyledi. Hakk'ı söyledi ve kazandı."
"Ömrünü bu millete hizmete adayan merhum Haydar Hocamızın sadece bu meselede ortaya koyduğu milli tavır bile, O'nun nasıl bir vatan sevdalısı olduğunu görmemizi için yeter de artar. Eğer O'nun uyarıları dikkate alınsaydı, ülkemiz FETÖ belasına düçar olmayacak, 15 Temmuz ihanetine maruz kalmayacaktı. Bu yüzden milletimizin ve devletimizin merhum Genel Başkanımıza minnet, vefa ve özür borcu olduğuna inanmaktayız."
"Ülkemizin milli birlik ve beraberliğinin teminatı ve ihtiyacı dün olduğu gibi bugün de Bağımsız Türkiye kadrolarıdır, Haydar Baş duruşudur."
Bu duygularla milletimizin Demokrasi ve Milli Birlik Gününü kutluyorum.
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025