Uzun zaman sonra, "12 yıl" sanırım kısa değil; bir Fransız ekibini deplasmanda yenen G.Saray'a, kutlamalar sürüyor. Sürmeli de!..
Ancak bu kutlamalar; Şampiyonlar Ligi'nde deplasman fobisini yenme ve D grubunda iddialı konuma gelmekten öteye gitmemeli...
Eğer Fransa şampiyonu Nantes, 75 dakika üstün gözüktüğü oyunda, eline geçirdiği fırsatları cömertçe harcamasa; Çarşamba gecesi, G.Saray'ın hali ne olurdu?
Kendi liginde galibiyete 8 maç sonunda da hasret kalan Fransız ekibi; nasıl olmuştu da Şampiyonlar Ligi'nde ilk iki maçında, bu ligin çaylağı olmasına karşın, 6 puan almış ve 7 gol atmıştı!..
Hemen açalım; önceki gece de görülmüştür ki Nantes takımı 6 eksiğine rağmen çok ani çıkışlar yapan genç, dinamik ve süratli oyunculara sahip. Rakipleri çoklu hücum ve genelde ofansif futbolu yeğlerse yandı!.. Kendi liginde yandaşları; Nantesın taktiğini çözdüğü için onu ligin dibine itmiş!.. Şu anda Fransa Ligi'nde sondan ikinciler...
Ne yazık ki Şampiyonlar Ligi'ndeki yandaşları PSV ve Lazio, Nantes'ın bu oyun stratejisini çözemeyince, sükutu hayale uğradı ve kapana kısıldı. İkisi de Nantes önünde 0 puana razı oldular!..
Ya G.Saray, önce dev ligin kurdu olduğunu hissettirdi; 7 yıllık serüveninde ne eserler bıraktığını Nantes'in kulağına fısıldadı... Baktı dinlemiyor; yordu da yordu... Ve düşünce ile akıl jimnastiğini son zamanlarda sürekli yenileyen Lucescu; enfes bir fikirle Sergen'le Ümit Karan'ı sona sakladı; (Yenilgi gelseydi her zamanki (!) futbol dahileri Lucescu'ya demediğini bırakmazdı) sonunda kazanan hem kendi hem de Galatasaray oldu...
Şimdi Bay Lucescu'ya büyük sorumluluklar düşüyor... Çünkü G.Saray kısa bir kaosun ardından düzlüğe çıkmış; tüm lig ve kupa oyunlarında çıtayı yükseğe yöneltmiştir... Baksanıza, daha düne kadar G.Saray'ı sadece ekonomik ferahlığa çıkartmak arzusunda olan Başkan Mehmet Cansun dahi; bugünden itibaren ligi bırak; Şampiyonlar Ligi'nde de Şampiyonluğu ağzına alıyor. Futbol bu işte; ipe sapa gelmiyor!..
O yüzdendir ki Lucescu; beklentilere hazırlıklı ol... Bugün final, şampiyonluk beklentisi olanlar yarınlarda senin istifa beklentinin de içine girerler!... Tıpkı, Mustafa Denizli örneğinde olduğu gibi!..
Ancak bu kutlamalar; Şampiyonlar Ligi'nde deplasman fobisini yenme ve D grubunda iddialı konuma gelmekten öteye gitmemeli...
Eğer Fransa şampiyonu Nantes, 75 dakika üstün gözüktüğü oyunda, eline geçirdiği fırsatları cömertçe harcamasa; Çarşamba gecesi, G.Saray'ın hali ne olurdu?
Kendi liginde galibiyete 8 maç sonunda da hasret kalan Fransız ekibi; nasıl olmuştu da Şampiyonlar Ligi'nde ilk iki maçında, bu ligin çaylağı olmasına karşın, 6 puan almış ve 7 gol atmıştı!..
Hemen açalım; önceki gece de görülmüştür ki Nantes takımı 6 eksiğine rağmen çok ani çıkışlar yapan genç, dinamik ve süratli oyunculara sahip. Rakipleri çoklu hücum ve genelde ofansif futbolu yeğlerse yandı!.. Kendi liginde yandaşları; Nantesın taktiğini çözdüğü için onu ligin dibine itmiş!.. Şu anda Fransa Ligi'nde sondan ikinciler...
Ne yazık ki Şampiyonlar Ligi'ndeki yandaşları PSV ve Lazio, Nantes'ın bu oyun stratejisini çözemeyince, sükutu hayale uğradı ve kapana kısıldı. İkisi de Nantes önünde 0 puana razı oldular!..
Ya G.Saray, önce dev ligin kurdu olduğunu hissettirdi; 7 yıllık serüveninde ne eserler bıraktığını Nantes'in kulağına fısıldadı... Baktı dinlemiyor; yordu da yordu... Ve düşünce ile akıl jimnastiğini son zamanlarda sürekli yenileyen Lucescu; enfes bir fikirle Sergen'le Ümit Karan'ı sona sakladı; (Yenilgi gelseydi her zamanki (!) futbol dahileri Lucescu'ya demediğini bırakmazdı) sonunda kazanan hem kendi hem de Galatasaray oldu...
Şimdi Bay Lucescu'ya büyük sorumluluklar düşüyor... Çünkü G.Saray kısa bir kaosun ardından düzlüğe çıkmış; tüm lig ve kupa oyunlarında çıtayı yükseğe yöneltmiştir... Baksanıza, daha düne kadar G.Saray'ı sadece ekonomik ferahlığa çıkartmak arzusunda olan Başkan Mehmet Cansun dahi; bugünden itibaren ligi bırak; Şampiyonlar Ligi'nde de Şampiyonluğu ağzına alıyor. Futbol bu işte; ipe sapa gelmiyor!..
O yüzdendir ki Lucescu; beklentilere hazırlıklı ol... Bugün final, şampiyonluk beklentisi olanlar yarınlarda senin istifa beklentinin de içine girerler!... Tıpkı, Mustafa Denizli örneğinde olduğu gibi!..
Osman Korkmazel / diğer yazıları
- Canaydın'a yapılan vefa mı, cefa mı? / 28.12.2005
- Kupa iştah kabartıyor da? / 25.12.2005
- Enfes görüntüler... / 19.12.2005
- Kimlik değiştirmeyin / 16.12.2005
- Ya sporcu olmasam!.. / 13.12.2005
- Yıla damga vurun / 10.12.2005
- Rus ruleti / 20.09.2002
- Özele, özel ilgi / 23.08.2002
- Onun yeri başka... / 14.08.2002
- Ben bulamadım..! / 19.06.2002
- Kupa iştah kabartıyor da? / 25.12.2005
- Enfes görüntüler... / 19.12.2005
- Kimlik değiştirmeyin / 16.12.2005
- Ya sporcu olmasam!.. / 13.12.2005
- Yıla damga vurun / 10.12.2005
- Rus ruleti / 20.09.2002
- Özele, özel ilgi / 23.08.2002
- Onun yeri başka... / 14.08.2002
- Ben bulamadım..! / 19.06.2002