Yıllarca siyasilerimizin gözünü AB hayali bürümüş ve ondan başka bir arayışı ve çözümü hiç düşünmemişler.
Milletimizi de bu hayal uğruna hep oyalamışlar.
AB, gerçekten Türkiye için bir çözüm mü?
Biz AB olmadan geliºemez miyiz?
İllaki onların tavsiyelerine mi ihtiyacımız var?
Tabii ki hayır.
Gerek siyasi ve sosyal, gerekse ekonomik konularda kendisine dahi çözümü olmayan AB, tabii ki bize çözüm olamaz.
The Economist dergisinin geçen aylarda yayınladığı bir rapor, AB'nin gerçek yüzünü ortaya koyuyor.
Eurobarometer adlı araştırma kuruluşunun yaptığı araştırmada AB vatandaşlarının yüzde 43'ü, AB ve kurumları hakkında pek olumlu düşünmüyor. Yüzde 21'i kesin olarak negatif değerlendiriyor.
AB'nin en güçlü üyesi konumunda olan Almanya sizce AB'den memnun mu?
Eurobarometer'ın raporunda, Alman halkının yüzde 38'i AB üyeliğinin kendilerine bir faydasının olmadığını düşünüyor.
Peki neden?
Almanya, Doğu Berlin'i içine aldıktan sonra, emisyonu genişletip yeni istihdam sahaları ortaya koyması gerekirken, para eksikliğinden kaynaklanan ekonomik dengesizliği gidermesi gerekirken ortak para birimi sebebiyle bunu yapamadı.
Netice olarak Almanya deflasyon sürecine girmiş oldu. Sosyal yardımlarını da yavaş yavaş kısmaya başladı.
Fransa, İngiltere, İtalya gibi diğer AB üyelerinin de çok ciddi sıkıntıları mevcut. Raporda, AB seçmenlerinin yarısı, AB birden ortadan yok olsa, hiç üzülmeyeceklerini beyan etmişler.
Sadece "Türkiye ve İslam Coğrafyası" konusunda ortak düşünen AB üyeleri, bu konular dışında sürekli çatışma halindedir. Şu sıralarda Türkiye'yi alalım mı, almayalım mı tartışmalarına siz bakmayın. Onlar kararlarını vermişler, kesinlikle almayacaklar. Ama başka bir arayışa gitmemizi engellemek için biri bunu açık açık ifade ederken, diğeri sırtımızı sıvazlayarak bizi oyalıyorlar.
Avusturya Dergisinde Peter Michael Lingens "Avrupa müşterek bir dış politikaya sahip olamaz. Bosna gibi küçük ve basit bir sorunda bile birlikte hareket edemiyorlarsa, örneğin Kuzey Kore gibi çok daha komplike bir sorunda nasıl edebilirler? AB müdahale gücü sokağa atılmış para" şeklinde ifade ediyordu.
Almanya'nın başkenti Berlin'de yaklaşık 40 bin çocuğun açlık sınırında yaşadığı bildirildi.
Berlin'de yayınlanan B.Z. gazetesi "Çocukların aç kalmalarının nedenlerinin başında işsizliğin, gittikçe artan boşanmaların ve ailelerin sorumsuzca davranmalarının geldiğini" yazdı.
Kendi çocuğuna faydası olmayan AB bize mi bakacak?
AB bariz olarak yaşadığı sosyal, ekonomik, siyasi çıkmazlarla Prof. Dr. Haydar Baş Beyin ifadesiyle "10-15 yıllık bir ömre sahiptir".
İster gelişmiş olsun, ister gelişmemiş olsun bir ülke merkez bankası devreye koyup emisyonu gerekli olduğu zaman artıramıyorsa o ülkenin iktisadi bağımsızlığından ne kadar bahsedebilirsiniz?
Böyle bir ekonomik programla -ekonomik boyunduruk da diyebiliriz- Türkiye'nin ne noktaya geldiği ortadadır, aynı sorunları özellikle ortak para birimine geçtikten sonra Almanya da yaşamaya başlamıştır.
Arada bir fark var. Biz bu uçuruma hem Batılıların, hem de içimizde bulunan yerli taşeronlarının zoruyla bilinçli olarak sokuluyoruz, Almanya ise öncülüğünü yaptığı kendi organizasyonuyla giriyor.
Almanya ve diğer gelişmiş AB üyeleri, AB ve ortak para birimi devam ettiği müddetçe bu sorunların devam edeceği aşikardır.
Ne AB, ne ABD, ne de IMF, hiçbiri Türkiye'ye çözüm olamaz.
Bize çıkmazlarla dolu ithal çözümler değil, aynen 1923-1938 yılları arasında olduğu gibi kendi özümüze ait milli projeler lazım.
Bırakalım yanlış kapılarda dolaşmayı.
Bırakalım başkalarına el avuç açmayı.
Milletimizi de bu hayal uğruna hep oyalamışlar.
AB, gerçekten Türkiye için bir çözüm mü?
Biz AB olmadan geliºemez miyiz?
İllaki onların tavsiyelerine mi ihtiyacımız var?
Tabii ki hayır.
Gerek siyasi ve sosyal, gerekse ekonomik konularda kendisine dahi çözümü olmayan AB, tabii ki bize çözüm olamaz.
The Economist dergisinin geçen aylarda yayınladığı bir rapor, AB'nin gerçek yüzünü ortaya koyuyor.
Eurobarometer adlı araştırma kuruluşunun yaptığı araştırmada AB vatandaşlarının yüzde 43'ü, AB ve kurumları hakkında pek olumlu düşünmüyor. Yüzde 21'i kesin olarak negatif değerlendiriyor.
AB'nin en güçlü üyesi konumunda olan Almanya sizce AB'den memnun mu?
Eurobarometer'ın raporunda, Alman halkının yüzde 38'i AB üyeliğinin kendilerine bir faydasının olmadığını düşünüyor.
Peki neden?
Almanya, Doğu Berlin'i içine aldıktan sonra, emisyonu genişletip yeni istihdam sahaları ortaya koyması gerekirken, para eksikliğinden kaynaklanan ekonomik dengesizliği gidermesi gerekirken ortak para birimi sebebiyle bunu yapamadı.
Netice olarak Almanya deflasyon sürecine girmiş oldu. Sosyal yardımlarını da yavaş yavaş kısmaya başladı.
Fransa, İngiltere, İtalya gibi diğer AB üyelerinin de çok ciddi sıkıntıları mevcut. Raporda, AB seçmenlerinin yarısı, AB birden ortadan yok olsa, hiç üzülmeyeceklerini beyan etmişler.
Sadece "Türkiye ve İslam Coğrafyası" konusunda ortak düşünen AB üyeleri, bu konular dışında sürekli çatışma halindedir. Şu sıralarda Türkiye'yi alalım mı, almayalım mı tartışmalarına siz bakmayın. Onlar kararlarını vermişler, kesinlikle almayacaklar. Ama başka bir arayışa gitmemizi engellemek için biri bunu açık açık ifade ederken, diğeri sırtımızı sıvazlayarak bizi oyalıyorlar.
Avusturya Dergisinde Peter Michael Lingens "Avrupa müşterek bir dış politikaya sahip olamaz. Bosna gibi küçük ve basit bir sorunda bile birlikte hareket edemiyorlarsa, örneğin Kuzey Kore gibi çok daha komplike bir sorunda nasıl edebilirler? AB müdahale gücü sokağa atılmış para" şeklinde ifade ediyordu.
Almanya'nın başkenti Berlin'de yaklaşık 40 bin çocuğun açlık sınırında yaşadığı bildirildi.
Berlin'de yayınlanan B.Z. gazetesi "Çocukların aç kalmalarının nedenlerinin başında işsizliğin, gittikçe artan boşanmaların ve ailelerin sorumsuzca davranmalarının geldiğini" yazdı.
Kendi çocuğuna faydası olmayan AB bize mi bakacak?
AB bariz olarak yaşadığı sosyal, ekonomik, siyasi çıkmazlarla Prof. Dr. Haydar Baş Beyin ifadesiyle "10-15 yıllık bir ömre sahiptir".
İster gelişmiş olsun, ister gelişmemiş olsun bir ülke merkez bankası devreye koyup emisyonu gerekli olduğu zaman artıramıyorsa o ülkenin iktisadi bağımsızlığından ne kadar bahsedebilirsiniz?
Böyle bir ekonomik programla -ekonomik boyunduruk da diyebiliriz- Türkiye'nin ne noktaya geldiği ortadadır, aynı sorunları özellikle ortak para birimine geçtikten sonra Almanya da yaşamaya başlamıştır.
Arada bir fark var. Biz bu uçuruma hem Batılıların, hem de içimizde bulunan yerli taşeronlarının zoruyla bilinçli olarak sokuluyoruz, Almanya ise öncülüğünü yaptığı kendi organizasyonuyla giriyor.
Almanya ve diğer gelişmiş AB üyeleri, AB ve ortak para birimi devam ettiği müddetçe bu sorunların devam edeceği aşikardır.
Ne AB, ne ABD, ne de IMF, hiçbiri Türkiye'ye çözüm olamaz.
Bize çıkmazlarla dolu ithal çözümler değil, aynen 1923-1938 yılları arasında olduğu gibi kendi özümüze ait milli projeler lazım.
Bırakalım yanlış kapılarda dolaşmayı.
Bırakalım başkalarına el avuç açmayı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Suçlar, 10. Yargı Paketi ile önlenebilir mi? / 05.06.2025
- Mücadele enflasyonla mı, vatandaşla mı? / 04.06.2025
- “Cezasızlık algısı” iktidara yakın olanlarda var! / 03.06.2025
- Yüksek faizle üretim ekonomisi olmaz, işsizlik azalmaz! / 31.05.2025
- ‘Anayasanın hangi maddesi?’ dendiğinde İmralı’dan ses geliyor / 30.05.2025
- Siyasetin gündemi farklı, milletin gündemi farklı... / 29.05.2025
- Dedeağaç’taki NATO tatbikatı, milli güvenlik sorunu / 28.05.2025
- BOP’a göre demokrasi, ‘parçalamak’ demek / 27.05.2025
- Suriye aynasında Türkiye’yi görebilmek! / 24.05.2025
- Milyonlarca gencimiz boşta geziyor / 21.05.2025
- Mücadele enflasyonla mı, vatandaşla mı? / 04.06.2025
- “Cezasızlık algısı” iktidara yakın olanlarda var! / 03.06.2025
- Yüksek faizle üretim ekonomisi olmaz, işsizlik azalmaz! / 31.05.2025
- ‘Anayasanın hangi maddesi?’ dendiğinde İmralı’dan ses geliyor / 30.05.2025
- Siyasetin gündemi farklı, milletin gündemi farklı... / 29.05.2025
- Dedeağaç’taki NATO tatbikatı, milli güvenlik sorunu / 28.05.2025
- BOP’a göre demokrasi, ‘parçalamak’ demek / 27.05.2025
- Suriye aynasında Türkiye’yi görebilmek! / 24.05.2025
- Milyonlarca gencimiz boşta geziyor / 21.05.2025