ABD'nin, diğer ülkelerdeki halkın eğilimlerini dikkate alıp buna göre stratejiler belirlediği bir gerçek? Samuel Huntington'ın eğilimlere yönelik tezi bu noktada ABD'nin rotasını belirliyor. Bu rota, ülkelerdeki eğilimleri tespit etmek, onların başına ABD'ye taşeronluk yapacak liderleri ve kadroları belirlemek ve halk hangi eğilime meylederse bu şekilde o eğilimi ABD'nin çıkarları için kontrol altında tutmak? Malum, Türkiye'de de ağırlıklı olarak dindar ve muhafazakar bir eğilim mevcuttur.Bu sebepten dolayı dikkat ederseniz, ABD ve İsrail adına en büyük tavizleri veren siyasi iradeler de bu tabandan aldığı destekle bunu yapmaktadır.Örneğin, CHP iktidarı döneminde İsrail ile 21 stratejik anlaşma yapılmış olsaydı, emin olun ki topyekûn halk sokağa dökülür, cami çıkışlarında eylem üstüne eylem yapılırdı.Ama değil mi ki bu anlaşmalar, bir dönem dindar kesimin oyuyla iktidar koltuğuna oturan Erbakan hükümeti zamanında gerçekleşti, hiç kimsenin ruhu bile duymadı, duysa da pek aldırış etmedi.Yine CHP iktidarda olsaydı ve camiler yıkılıp, kiliseler tamir edilseydi, "yol için cami bile yıkarız" denilseydi, 50 bini bırak 50 adet kilise evi açılsaydı, domuz eti kasaplık et statüsüne alınıp zina serbest bırakılsaydı sizce nasıl bir halk tablosu ortaya çıkardı? Elbette ki yine sokaklar dolar taşar, eylem üstüne eylem yapılır, siyasi irade apar topar alaşağı edilirdi.Ama bunların hepsini ve daha fazlasını muhafazakar bir görüntüye sahip, ne zaman başı sıkışsa dindarlıktan dem vuran, din üzerinden mağduriyet pozisyonuna yatan AKP iktidarı yapınca yine herkes sus pus oldu.Halkın bu suskunluğundan istifade eden AKP siyaseti, "camiler kışlamız, minareler süngümüz" ağdalı sloganlarıyla çıkışını yaptı, "yol için cami bile yıkarız" noktasına geldi.AKP iktidarı döneminde, Malatya'da, Hollandalı bir firma satın aldığı arazide bulunan Hal Camii'ni yıktı; AKP'li Trabzon belediyesi yol için Zeytinlik Camii'ni yıktı, fakat burası yol değil, otopark oldu; AKP'li belediye bizzat Başbakan'ın talimatıyla, mahkeme kararına rağmen Kasımpaşa'daki Büyük Piyale Kuran Kursunu yıktı; AKP'li Denizli Belediyesi kente meydan yapma gayesiyle Çaybaşı ve İbadullah camilerini yıktırdı, Hüseyin Ağa Camii ise AVM inşaatı nedeniyle 1,5 yıldır ibadete kapalı; İzmir Alaçatı'daki pazaryeri Camii, Barthalomeos'un ayinine açıldı; hiçbir cemaati bulunmayan Sümela, Akdamar gibi kiliseler yabancı cemaat ithal edilerek ayinlere açıldı, İmar Kanunu'nda yapılan değişiklikle 50 bin kilise evinin açılması sağlandı vs vs? Aynılarını hatta yüzde birini CHP iktidarı yapmış olsaydı emin olun ki Türkiye'de yer yerinden oynardı.AKP Hükümetinin yaptığı bu icraatlara ve de her sahada verdiği tavizlere tepkiler de yok değil. Gezi Parkı eylemleri, ODTÜ eylemleri gibi son zamanlarda AKP'yi oldukça sarsan protestolar gerçekleşti ve gerçekleşiyor.Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu Ehl-i Beyt açılımı, Ehl-i Beyt sempozyumları, Ehl-i Beyt Külliyatı, Alevi-Sünni kardeşliği çalışmaları 20 milyonu aşkın Alevi vatandaşlarımıza kendilerini ifade edebilme fırsatı verdi.Bektaşilerin, Alevilerin azınlık değil, din dışı değil, bilakis Anadolu'ya İslam'ı ve Türklüğü getiren irade olduğunu ve Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran asli unsur olduğunu ortaya koydu.Bunların hiçbirisi birilerin iddia ettiği gibi CHP'den kaynaklanan gelişmeler değildi. Ve AKP'nin bu farklı eğilimlere bir cevap üretebilmesi, ABD'nin bu eğilimleri AKP üzerinden kontrol altına alabilmesi mümkün değildi. Bu sebepten olacaktır ki, ABD'li yetkililer CHP ile daha sıkı bir mesai içine girdiler.Önce CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu ABD'ye gitti ve orada Beyaz Saray, Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı yetkilileri ve ABD'ye yön veren Yahudi lobilerinin temsilcileri ile görüştü. Sonra da CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Ricciardone ile basına kapalı görüşme yaptı.Böylece ABD, AKP'nin ABD yönlendirmeli icraatlarına karşı oluşan eğilimleri CHP'nin cenderesine sokarak kontrol altına almayı planladığını ortaya koydu.Ama şu bir gerçek ki, bunda muvaffak olamayacaklar.Eğer Gezi Parkı eylemlerine katılan halkımız CHP'de bir çözüm bulsaydı, çareyi sokaklarda aramazdı; Alevi kardeşlerimiz ise yıllardan beri zaten CHP'nin peşinde gittikleri halde kendilerini ifade edemediler, bugünkü dik duruşları Sünni olduğu halde Aleviliği, Bektaşiliği baş tacı yapan Prof. Dr. Haydar Baş'ın Ehl-i Beyt çalışmaları sayesindedir, CHP'nin parti koridorlarında dahi Alevi sözünü duymak istemeyenler sayesinde değil.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024