Milli paralarla ticaretin devreye girmesiyle, dolar üzerinden kurduğu kağıttan imparatorluk yerle bir olan ABD, küresel anlamda her konuda etkinliğini kaybediyor. Dün mortgage kriziyle başlayan küresel kriz döneminde Batılı üst düzey yetkililer kapitalist ekonomi anlayışının artık demode olduğunu, kapitalizmin bittiğini peş peşe itiraf ediyorlardı.
Bugün aynı itiraflar ABD hakkında yapılıyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel sekreteri Antonio Guterres, The Atlantic dergisine verdiği mülakatta, ABD'nin dünyadaki etkisinin azalmaya başladığını belirtti. İsim vermeden ABD Başkanı Trump'ın Çin ile başlattığı "ticaret savaşına" atıfta bulunan Guterres, "ABD, bugün ticaret ve birtakım konularla uğraşıyor. Daha önce uluslararası ilişkilerde baskın bir rolü olan Amerikan toplumunun bugün ilgisi daha az" değerlendirmesinde bulundu. Yani "ABD kendi derdine düştü" demek istiyor, Sayın BM Genel Sekreteri…
Guterres açıklamasının devamında, "Dünya parçalara ayrılmış bir durumda ve Soğuk Savaş'ın bitmesinden bu yana Amerika önderliğindeki düzen henüz tanımlanmamış çok sayıda gücün etkin olduğu bir düzene doğru gidiyor…" ifadelerini kullanıyor.
Yani "Artık tek kutuplu değil, çok kutuplu bir dünya var" diyor, Guterres…
Ve bu çok kutulu dünyada ABD'nin etkisinin sürekli azaldığından bahsediyor.
Benzer bir itiraf ABD'den de geldi.
ABD Hazine Bakan Yardımcısı Marshall Billingslea, İran ve Kuzey Kore'ye karşı işe yarayan önlemlerin Rusya karşısında çözüm üretmediğini belirterek Washington'un Moskova'ya ekonomi alanında karşı koyamadığını vurguladı.
Bugün dünyanın yeni denge merkezi olan BRICS devletlerinden Rusya ve Çin ise elde ettikleri bu kazanımları daha da ileri götürme ve dünya geneline yaygınlaştırma çabasında…
Rusya'nın Vladivostok şehrinde öceki gün düzenlenen Doğu Ekonomik Forumunda (EEF) Moskova ve Pekin yönetimlerinin ulusal para birimleriyle ticaret hacmini arttıracağı belirtildi.
Forum'daki bir oturumda konuşan Rusya Devlet Başkanı Putin, "Dolarla alışverişte karşılaşılan durumları göz önüne aldığımızda, giderek artan sayıda ülke, ulusal para birimleriyle ticarete ilgi gösteriyor" dedi.
Putin, "İkili ticarette ulusal para birimleri kullanımını geliştirmek doğru bir eğilim. Bu, küresel ekonomide istikrar açısından da doğru... Kademeli olarak ilerleme sağlayacağız" ifadelerini kullandı.
Milli paralarla ticaretin BRICS ülkelerindeki etkisini pratik olarak gören -ABD'nin de müttefiki olan- Batılı ülkeler, dolara karşı isyan bayrağını açmaya başladılar.
Bu noktada, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker'ın, Strasbourg'da bulunan Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı dolar ile ilgili açıklamalar önemliydi. Juncker şunları söyledi:
"Avrupa'nın enerji ithalat faturası yüzde 80'i buluyor ve Avrupa'nın yılda 300 milyar euroyu bulan enerji faturasını ABD doları bazında ödemesi saçmalıktır. Oysa enerji ithalatımızın sadece yüzde 2'si ABD'den geliyor. Avrupalı şirketlerin Avrupa uçaklarını euro yerine dolar bazında almaları da büyük bir saçmalıktır."
Düne kadar AB'li yetkililerden bu tür açıklamalar duyamıyorduk.
ABD'nin, dolarını diğer ülkelere bir baskı ve yaptırım aracı olarak kullandığı konusunda Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov şu sözleri ifade etti: "Dolar, uluslararası döviz ve finans sistemidir. Bu doğru mu? Evet doğru. Herkes bunu kabul etti, onlarca yıl boyunca bu kuralla yaşadık ve ABD'nin ana döviz sahibi olarak yükümlülüklerini yerine getirmesini umduk. Washington başkalarını cezalandırmak için doları baskı aracı olarak kullandı. Hem dolar cinsinden her türlü banka operasyonlarının hizmetine son veriyorlar. Hem de bunu sadece cezalandırmak istedikleri ülkeye karşı değil, bu ülkeyle ilişkisi olan herkese karşı yapıyorlar."
Ve doğudan batıya bu sömürü ve baskılardan bıkan ülkeler bugün BRICS'i zirveye taşıyan milli paralarla ticarete yöneliyor.
Milli parasının kıymetini gören Çin, bugün hızla milli parası Yuan'la iç tüketimi canlandırmanın adımlarını atıyor. Tüketim yaptıkları için yaşlılarının kıymetini anladığı gibi, iç tüketimi canlandırması için çocuk sınırlamasını da kaldırdı.
Çin, 2016'dan 2027'ye kadar, tüketimini yıllık ortalama yüzde 6'lık bir artışla yaklaşık 2 kat artırmayı planlıyor. 2016'da 29 trilyon RMB'den (4.3 trilyon dolar), 2027'de 56 trilyon RMB'ye (8.2 trilyon RMB)… Bu tüketim ki, 2027 yılına kadar hanelerin tahmini yüzde 65'ini oluşturacak orta sınıf tarafından teşvik ediliyor. (Kaynak: https://www.bain.com/about/media-center/press-releases/2018/china-pushes-towards-a-consumption-driven-growth-model/)
Mustafa Kemal Atatürk, "Bir Türk dünyaya bedeldir" demişti. Görüyoruz ki bugünün yeni dünya düzeni, Müslüman bir Türk olan Prof. Dr. Haydar Baş'ın 2005 yılında Milli Ekonomi Modeli ile ortaya koyduğu "Milli Para" ve "Milli Paralarla Ticaret" formulü ekseninde oluşuyor.
Küresel sömürü sistemi yıkılıyor, yerine her ülke ve milletin haklarına sahip çıkabileceği, karşılıklı çıkarların dikkate alınacağı olması gereken bir düzene doğru geçiliyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024