ABD'nin Suriye'de en çok rahatsız olduğu konuların başında Astana ve Soçi süreçleriyle Türkiye, Rusya ve İran'ın yakınlaşması geliyor.
Çünkü bu süreçler Suriye'de suların durulmasına, bulutların dağılmasına ve provokasyonların önlenmesine neden oluyor; ABD'nin teröre olan desteği ve de bu bölgedeki illegal işgalci duruşu net olarak gün yüzüne çıkıyor.
ABD'li yetkililerin papağan gibi sürekli tekrar ettikleri "dikkatleri dağıtmayın" ifadeleri esasen, "birbirinizle uğraşın ama beni görmeyin" anlamı taşıyor.
Dilerseniz ABD'nin, bu rahatsız olduğu Astana sürecini baltalamak için neler yapmaya çalıştığını madde madde ifade etmeye çalışalım:
* ABD, Dışişleri Bakanı Tillerson'ı Ankara'ya gönderdi, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'yla görüştürdü.
Ne görüştüğünden ziyade görüşmesi ve görüşmenin sır olması önemliydi. Bu görüşmelerde ABD YPG konusunda hiçbir geri adım atmadığı halde mutabakat sağlandığı açıklandı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nauert, özel konuşmaların da yapıldığını ve bunları paylaşmayacağını açıkladı. Bu ziyaret, doğal olarak Rusya ve İran'ı Türkiye'ye karşı temkinli olmaya sevketti, endişelendirdi, güvenlerini sarstı.
* ABD'nin ikinci hamlesi, Afrin'deki YPG'lilere el altından her türlü silah, para ve eğitim desteği sağlamasına rağmen bu YPG'lilerin, Suriye ordusunu Afrin'e davet etmesini sağlamak oldu.
ABD, burada hiçbir hamle yapmasa Afrin'in zaten Türk askerinin eline geçeceğini biliyordu. YPG üzerinden Suriye ordusunu buraya davet ederek, Suriye yönetiminin reddedemeyeceği bir hamle yaptı. Bu hamlenin Tillerson'ın üstü örtülü, içeriği gizli Ankara ziyareti sonrası gerçekleşmesi, oluşan güvensizlik sebebiyle Suriye'nin, milislerini Afrin'e göndermesini sağladı.
* ABD'nin üçüncü hamlesi, Türkiye ile İran'ın arasını açmaya yönelik?
Wall Sreet Journal (WSJ) gazetesi bu konuda bir haber yayınladı. Habere göre, Beyaz Saray kaynakları, ABD Başkanı Donald Trump'ın, Türkiye'nin İran'la ilişkilerinin daha fazla gelişmemesi için diplomatik çabalarını artırdığı, Ankara'ya, İran ile müttefiklerinin Suriye'den çıkarılması konusunda yardım teklif edilmesini planladığı ifade edildi. ABD merkezli Washington Post gazetesi de, Afrin'e gelen Suriye yanlısı milislerin İran yanlısı milisler olduğunu belirterek Türkiye ve İran'ın Afrin'de karşı karşıya geleceğini haber yaptı.
* ABD'nin dördüncü hamlesi, Türkiye-Rusya ilişkilerini vurmaya yönelik...
WSJ'nin haberine göre, Rusya ile ilişkilerin Türkiye'nin çıkarlarıyla çeliştiği iddia edildi ve Rusya'nın Türkiye'ye S-400 füze savunma sistemleri satarak NATO'yu dağıtma amacında olduğu belirtildi.
* ABD'nin beşinci hamlesi, Türkiye'nin de Suriye hükümetini suçladığı Doğu Guta'daki olayları kaşımaya yönelik?
Konu BM'ye getirildi, hatta Suriye genelinde ateşkes ilan edilmesi teklif edildi.
Rusya önerilen tasarıda bazı düzeltmeler yapılmadığı takdirde tasarıya onay vermeyeceğini açıkladı. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, "Kabul etmemizi önerdikleri tasarıyı ele almaya hazırız. Ancak biz, ateşkes rejiminin IŞİD'i, Fetih el Şam'ı (eski adıyla El Nusra Cephesi) ve bunlarla işbirliği yapan ve Şam'daki yerleşim birimlerini bombalayan grupları hiçbir halükarda kapsamayacağını net biçimde ifade ettik" diye konuştu.
ABD ve yandaşları ise Lavrov'un bu değişiklik teklifini ne hikmetse -terör örgütleri lehine- kabul etmiyor.
ABD'nin Doğu Guta gündemiyle Astana sürecini baltalamayı amaçladığını ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert'ün şu açıklamalarından rahatlıkla anlayabiliyoruz:
"Yaşanan olaylar Astana sürecinin bittiğini gösteriyor. İşte tam da bu yüzden ABD ve birçok farklı ülke Cenevre görüşmelerini destekliyor."
ABD sürekli "dikkatimiz dağılıyor" deyip duruyor; bir taraftan diyor, bir taraftan da Suriye'de toprak bütünlüğünü sağlayacak olan en önemli girişim olan Astana sürecini çok yönlü bir şekilde madde madde saydığımız gibi baltalayarak "barış ve uzlaşıdan dikkatleri dağıtmaya" çalışıyor.
Unutmayalım ki, ABD'nin başta Suriye, Irak ve Türkiye olmak üzere tüm Ortadoğu coğrafyasında bir vatan hesabı var. Prof. Dr. Haydar Baş Bey, 2000'li yılların başından bu yana bu gerçeği bizlere hatırlatıyor.
Eğer bölge ülkeleri olan Türkiye, İran, Suriye, Irak ve Rusya ABD'nin provokasyonlarına, yalan haberlerine, kurduğu tuzaklara aldanarak birbirinden habersiz bir adım atarlarsa emin olun ki ABD bu vatan projesine rahatlıkla ulaşacaktır.
Bu sebeple yapılması gereken Prof. Dr. Haydar Baş'ın önemle tavsiye ettiği gibi bölge ülkelerinin aracısız, direkt olarak, eski defterleri kapatıp yeni bir sayfa açarak birbirleriyle ilişki kurmalarıdır. O zaman kötü zanlardan kurtulmuş oluruz, kurulan tuzakları boşa çıkartırız.
Bölgedeki ülkelerin ayrılığı, ABD'nin işini kolaylaştırır; biz kurulan tuzaklarla, provokasyonlarla birbirimizi yerken, ABD elimizde ne var ne yok hepsini alır, coğrafyamıza yerleşir.
Akıllı olma zamanı?
Çünkü bu süreçler Suriye'de suların durulmasına, bulutların dağılmasına ve provokasyonların önlenmesine neden oluyor; ABD'nin teröre olan desteği ve de bu bölgedeki illegal işgalci duruşu net olarak gün yüzüne çıkıyor.
ABD'li yetkililerin papağan gibi sürekli tekrar ettikleri "dikkatleri dağıtmayın" ifadeleri esasen, "birbirinizle uğraşın ama beni görmeyin" anlamı taşıyor.
Dilerseniz ABD'nin, bu rahatsız olduğu Astana sürecini baltalamak için neler yapmaya çalıştığını madde madde ifade etmeye çalışalım:
* ABD, Dışişleri Bakanı Tillerson'ı Ankara'ya gönderdi, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'yla görüştürdü.
Ne görüştüğünden ziyade görüşmesi ve görüşmenin sır olması önemliydi. Bu görüşmelerde ABD YPG konusunda hiçbir geri adım atmadığı halde mutabakat sağlandığı açıklandı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nauert, özel konuşmaların da yapıldığını ve bunları paylaşmayacağını açıkladı. Bu ziyaret, doğal olarak Rusya ve İran'ı Türkiye'ye karşı temkinli olmaya sevketti, endişelendirdi, güvenlerini sarstı.
* ABD'nin ikinci hamlesi, Afrin'deki YPG'lilere el altından her türlü silah, para ve eğitim desteği sağlamasına rağmen bu YPG'lilerin, Suriye ordusunu Afrin'e davet etmesini sağlamak oldu.
ABD, burada hiçbir hamle yapmasa Afrin'in zaten Türk askerinin eline geçeceğini biliyordu. YPG üzerinden Suriye ordusunu buraya davet ederek, Suriye yönetiminin reddedemeyeceği bir hamle yaptı. Bu hamlenin Tillerson'ın üstü örtülü, içeriği gizli Ankara ziyareti sonrası gerçekleşmesi, oluşan güvensizlik sebebiyle Suriye'nin, milislerini Afrin'e göndermesini sağladı.
* ABD'nin üçüncü hamlesi, Türkiye ile İran'ın arasını açmaya yönelik?
Wall Sreet Journal (WSJ) gazetesi bu konuda bir haber yayınladı. Habere göre, Beyaz Saray kaynakları, ABD Başkanı Donald Trump'ın, Türkiye'nin İran'la ilişkilerinin daha fazla gelişmemesi için diplomatik çabalarını artırdığı, Ankara'ya, İran ile müttefiklerinin Suriye'den çıkarılması konusunda yardım teklif edilmesini planladığı ifade edildi. ABD merkezli Washington Post gazetesi de, Afrin'e gelen Suriye yanlısı milislerin İran yanlısı milisler olduğunu belirterek Türkiye ve İran'ın Afrin'de karşı karşıya geleceğini haber yaptı.
* ABD'nin dördüncü hamlesi, Türkiye-Rusya ilişkilerini vurmaya yönelik...
WSJ'nin haberine göre, Rusya ile ilişkilerin Türkiye'nin çıkarlarıyla çeliştiği iddia edildi ve Rusya'nın Türkiye'ye S-400 füze savunma sistemleri satarak NATO'yu dağıtma amacında olduğu belirtildi.
* ABD'nin beşinci hamlesi, Türkiye'nin de Suriye hükümetini suçladığı Doğu Guta'daki olayları kaşımaya yönelik?
Konu BM'ye getirildi, hatta Suriye genelinde ateşkes ilan edilmesi teklif edildi.
Rusya önerilen tasarıda bazı düzeltmeler yapılmadığı takdirde tasarıya onay vermeyeceğini açıkladı. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, "Kabul etmemizi önerdikleri tasarıyı ele almaya hazırız. Ancak biz, ateşkes rejiminin IŞİD'i, Fetih el Şam'ı (eski adıyla El Nusra Cephesi) ve bunlarla işbirliği yapan ve Şam'daki yerleşim birimlerini bombalayan grupları hiçbir halükarda kapsamayacağını net biçimde ifade ettik" diye konuştu.
ABD ve yandaşları ise Lavrov'un bu değişiklik teklifini ne hikmetse -terör örgütleri lehine- kabul etmiyor.
ABD'nin Doğu Guta gündemiyle Astana sürecini baltalamayı amaçladığını ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert'ün şu açıklamalarından rahatlıkla anlayabiliyoruz:
"Yaşanan olaylar Astana sürecinin bittiğini gösteriyor. İşte tam da bu yüzden ABD ve birçok farklı ülke Cenevre görüşmelerini destekliyor."
ABD sürekli "dikkatimiz dağılıyor" deyip duruyor; bir taraftan diyor, bir taraftan da Suriye'de toprak bütünlüğünü sağlayacak olan en önemli girişim olan Astana sürecini çok yönlü bir şekilde madde madde saydığımız gibi baltalayarak "barış ve uzlaşıdan dikkatleri dağıtmaya" çalışıyor.
Unutmayalım ki, ABD'nin başta Suriye, Irak ve Türkiye olmak üzere tüm Ortadoğu coğrafyasında bir vatan hesabı var. Prof. Dr. Haydar Baş Bey, 2000'li yılların başından bu yana bu gerçeği bizlere hatırlatıyor.
Eğer bölge ülkeleri olan Türkiye, İran, Suriye, Irak ve Rusya ABD'nin provokasyonlarına, yalan haberlerine, kurduğu tuzaklara aldanarak birbirinden habersiz bir adım atarlarsa emin olun ki ABD bu vatan projesine rahatlıkla ulaşacaktır.
Bu sebeple yapılması gereken Prof. Dr. Haydar Baş'ın önemle tavsiye ettiği gibi bölge ülkelerinin aracısız, direkt olarak, eski defterleri kapatıp yeni bir sayfa açarak birbirleriyle ilişki kurmalarıdır. O zaman kötü zanlardan kurtulmuş oluruz, kurulan tuzakları boşa çıkartırız.
Bölgedeki ülkelerin ayrılığı, ABD'nin işini kolaylaştırır; biz kurulan tuzaklarla, provokasyonlarla birbirimizi yerken, ABD elimizde ne var ne yok hepsini alır, coğrafyamıza yerleşir.
Akıllı olma zamanı?
Murat Çabas / diğer yazıları
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024