logo
19 MART 2024

ABD’nin demokrasi silahı

06.12.2018 00:00:00
Demokrasi, tanım olarak "halkın kendi kendisini yönetmesi" olarak ifade edilir.
Demokratik bir devlet, yönetimde halkına hiçbir ayrım yapmadan eşit haklar sunan devlettir.
Demokrasi ifadesini en çok kullanan ülke ABD'dir. Hatta kendisini dünyanın en demokratik ülkesi olarak görmektedir, dünyaya demokrasi getireceğim bahanesiyle de işgaller ve katliamlar gerçekleştirmektedir. Irak'ta, Afganistan'da, Yemen'de, Suriye'de, Libya'da, Somali'de ve daha birçok ülkede bunu gördük.
Bir ülkeye demokrasi getirmek için, yani yönetimde halkın söz sahibi olmasını sağlamak için o halkın milyonlarca bireyini acımasızca katletmek, ABD'nin demokrasi anlayışını çok açık ve net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Ve pratikte de görüşmüştür ki, ABD'nin demokrasi getirdiği ülkelerde bırakın halkın söz sahibi olmasını, yöneticiler bile söz sahibi olamamıştır. Yöneticiler kukla, halk köle olmuştur. Hangi açıdan bakarsanız bakın, ABD demokrasisi, yeni dünya düzeninde modern köleliğin diğer bir ifadesi olarak zuhur etmiştir.
ABD'nin demokrasiden, özgürlükten, insan haklarından, çoğulculuktan, seçimlerden ve daha nice süslü ifadelerden ne anladığını kendi itiraflarıyla da ortaya koyalım. CIA eski ajanı Philip Agee bu konuda şunları yazıyor:
"Liberal demokrasi ve çoğulculuk denen şey sonuçta bu amaçlarımız için bir araçtı. Özgür seçimler demek, gerçekte bizim desteklediğimiz adaylara gizliden para ödeyerek müdahale etmemiz demekti. Hür sendikalar demek, bizim kendimize bağlı sendikalar kurma hürriyetimiz demekti. Basın özgürlüğü demek, bizim hazırladığımız materyalleri kendisi yazmış gibi yayınlayan gazetecilere ödeme yapma özgürlüğümüz demekti. Seçilmiş bir hükümet, ABD'nin iktisadi ve siyasal çıkarlarını tehdit etmeye başlarsa görevden uzaklaştırılmalıydı. Sosyal ve iktisadi adalet, halkla ilişkilerde hoş kavramlardı, hepsi o kadar…" (Milli Ekonomi Modeli, Prof. Dr. Haydar Baş, s.514; Philip Agee, On the Run, s.76)
Bu itiraflardan da anlaşılıyor ki, ABD, demokrasiyi emperyal emellerinde sadece bir araç olarak görüyor. ABD'nin anlayışında asla özgür bir seçim yok.
Küreselleşme ve kapitalizm potasına giren her ülkede bazı kimseleri seçiyor ve onların seçilmesi için de her türlü müdahalede bulunuyor. Her yerde özgürlüğü savunduğu iddia edilen ABD, tüm dünyada özgürlüğü yok etmenin mücadelesini veriyor.
Her sahada seçtiği adamlarının önünü açıyor, tüm halkların o seçtiklerinin peşinden gitmesini sağlıyor, milletlerin, bireylerin iradelerini tamamen ellerinden alıyor.
Seçtiklerinin koltukta kalması da ABD çıkarlarına yeterince hizmet edip etmemelerine bağlı… Miadları dolarsa, bir bahane üretilip alaşağı ediliyorlar.
Örnek mi? Çoook…
Irak'ta Saddam, Afganistan'da Karzai, Pakistan'da Butto, İran'da Rıza Şah Pehlevi, Tunus'ta Zeynelabidin, Mısır'da Hüsnü Mübarek ve daha niceleri…
Hepsi ABD'ye zamanında çok hizmetler ettiler ama elbette ki bunun bir süresi vardı.
Başka bir CIA eski ajanı Ralph Mcgehee ise daha dikkat çekici bir şekilde "demokrasi"yi bir "ABD operasyonu" olarak değerlendiriyor:
"CIA'nın ülkelerin karıştırılması operasyonlarında kullanılan birçok işlevin NED'e (National Endowment for Democracy-Ulusal Demokrasi Fonu) transfer edilmesiyle, Demokracy için Ulusal Fon'un kullanımına gidildi. CIA'nın örtülü eylemlerine ek olarak, Uluslar arası Kalkınma Ajansı (AID) ve Birleşik Devletler İstihbarat Ajansı (USIA) da 'demokrasi yayma' operasyonlarında yer almaktadır. Avrupa'da yerleşik ve çoğu Birleşik Devletler tarafından para ile beslenen hükümet-dışı örgütler (STÖ/Sivil toplum örgütleri) de, doğrudan ve dolaylı olarak bu operasyonlarda yer alıyorlar. Bu tür örgütler, aşağı yukarı açıktaysalar da, CIA, hükümetleri destekleme ve yıkma gibi birincil rolünü elde tutmaktadır." (MEM, Prof. Dr. Baş, 515; Mustafa Yıldırım, Sivil Öürmceğin Ağında, s.25-26) 
ABD'nin, demokrasiyi ve demokrasinin bir gereği olarak oluşturulan sivil toplum kuruluşlarını diğer ülkelere karşı nasıl bir silah gibi kullandığını en net gösteren itiraflar bunlar… Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, demokrasi ve sivil toplum örgütlerinin emperyalist devletler tarafından bir silah gibi kullanılmasına mani olmak için Milli Ekonomi Modeli'nin 516'ıncı sayfasında şu çözümleri sunmaktadır:
"Sosyal Devlet/Milli Devlet modelinde her şeyden önce herhangi bir dernek, vakıf, sivil toplum örgütü veya düşünce kuruluşunun dışarıdan maddi yardım almasına müsaade edilmeyecektir. Zira zaten gerekli finansman desteği, Sosyal Devlet/Milli Devlet tarafından sivil toplum örgütlerine sağlanacaktır… Demokrasi, milletin iradesinin üstünlüğünü esas aldığına göre, bu iradeyi engelleyecek veyahut yönlendirecek hiçbir dış güce müsaade edilmeyecektir. Ancak o zaman millet, kendi hür iradesi ile idareye yön verebilir; ancak o zaman özgürlüklerden ve insan haklarından bahsedilebilir."
Bu sebeple de diyoruz ki; bu işi Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu yapar, başkası asla yapamaz. MEM'de anlatıldığı gibi emek ve üretim karşılığı Milli Para devreye konulursa bunlar gerçekleşebilir. ABD ve İngiliz fonlarına muhtaç olduğumuz müddetçe, onlar da Türkiye üzerinde yıllardır uyguladıkları ve netice aldıkları, CIA eski ajanlarının da itiraf ettiği  "demokrasi operasyonları"na rahatlıkla devam edebileceklerdir.
 
Murat Çabas / diğer yazıları
MOSSAD Başkanı ve HAMAS lideri masada
Esir takası müzakereleri başladı
Filistinlilerin arazisine mahkeme el koydu
Gasp devam ediyor
Para sayılan ofisin sahibi avukatın ifadesi
'3 saat boyunca para getirdiler'
İsrail'den Refah'ta yeni katliam
En az 14 Filistinli öldürüldü
Rize'de il müdürünü görevden aldı
Erdoğan'dan yeni atamalar
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
8 yılda çıkan yerli sermaye 600 milyar dolar
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
Kaftancıoğlu da ifadeye çağrıldı
İki şüphelinin ifadesi ortaya çıktı
Erdoğan 4. Kolordu Komutanlığı'nda konuştu
Irak ve Suriye mesajı
Utan dünya!
Bombalardan kurtulanlar açlıktan ölüyor
Ali Koç'tan tarihi çıkış
'Gerekirse bir alt lige düşeceğiz'
TİP adaylığını çektiğini duyurmuştu
Ses kayıtları yayınlandı
İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi
'Para sayma' soruşturması sürüyor
Makas açılınca, Altınok için sahaya indi
Mansur Yavaş'ı hedef aldı
'Darende'ye hizmet için yola çıktık'
BTP'den Darende'de büyük miting
MOSSAD Başkanı ve HAMAS lideri masada
Esir takası müzakereleri başladı
Filistinlilerin arazisine mahkeme el koydu
Gasp devam ediyor
Para sayılan ofisin sahibi avukatın ifadesi
'3 saat boyunca para getirdiler'
İsrail'den Refah'ta yeni katliam
En az 14 Filistinli öldürüldü
Rize'de il müdürünü görevden aldı
Erdoğan'dan yeni atamalar
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
8 yılda çıkan yerli sermaye 600 milyar dolar
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
Kaftancıoğlu da ifadeye çağrıldı
İki şüphelinin ifadesi ortaya çıktı
Erdoğan 4. Kolordu Komutanlığı'nda konuştu
Irak ve Suriye mesajı
Utan dünya!
Bombalardan kurtulanlar açlıktan ölüyor
Ali Koç'tan tarihi çıkış
'Gerekirse bir alt lige düşeceğiz'
TİP adaylığını çektiğini duyurmuştu
Ses kayıtları yayınlandı
İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi
'Para sayma' soruşturması sürüyor
Makas açılınca, Altınok için sahaya indi
Mansur Yavaş'ı hedef aldı
'Darende'ye hizmet için yola çıktık'
BTP'den Darende'de büyük miting
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.