Başta Rusya ve Çin olmak üzere, BRICS devletlerinin dünyanın yeni denge merkezi haline gelmesi, ABD'nin bütün sömürü politikalarını alt üst ediyor.
2008 yılında yaşanan küresel krizde sistemi çöken ABD, bir süre daha dolar hâkimiyetinin meyvelerini topladı, bu sayede yaşadığı krizi diğer ülkelere transfer edebildi ama milli paralarla ticaretin devreye girmesiyle artık bunu da yapamaz oldu.
Şimdi Trump yönetimiyle beraber "korumacı" politikalara yöneldi ama bugüne kadar süper güç olma özelliğini diğer ülkeleri sömürerek gerçekleştiren ABD için "korumacı" politikalar, kendi ayağına kurşun sıkmak anlamına geliyor.
Uluslararası kredi derecelendirme şirketi Moody's, ABD ekonomisini mercek altına aldı ve ABD'nin mali gücünün çökmek üzere olduğunu bildirdi.
Bu yılın 2. çeyreğinde yüzde 4,2 büyüyen ABD ekonomisinin önce yüzde 2,9'a, ardından da yüzde 0,9'a gerileyeceğini belirtti. Bu, resesyon(durgunluk) demek ve ABD'nin mevcut koşullarda bu süreci tersine çevirebilme şansı yok.
Moody's, geçen yıl ABD'nin federal bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) yüzde 3,5'ine eşit olduğunu, bu yıl bu oranın yüzde 3,8'e (779 milyar dolar) yükseleceğini, daha sonra da yüzde 8'e artacağını belirtiyor.
Moody's, "Bütçe açığının sürekli olarak büyümesi, federal borcun ve onun bakım yükünün tarihi rekor seviyelere ulaşmasına neden olacak" diyor.
Kısaca, ABD'nin hali hiç de iyi değil…
BRICS devletleri ise milli paralarla ticaret kapsamını genişletmeye devam ediyor.
Son olarak, Rusya ve Suriye, iki ülke arasındaki parasal işlemlerin ulusal para birimleri üzerinden yapılması konusunda mutabık kaldı.
Ekonomisi bir kısırdöngünün içine giren ABD, direkt olarak mücadele edemediği BRICS devletleriyle bu sefer taşeronları üzerinden mücadele yöntemini devreye koydu.
Bu yöntemde, ABD perde arkasında, taşeron ülkeler ABD adına bir tavır ortaya koyuyorlar ama nihayetinde koydukları bu tavrın altında ezilip kalıyor. Ne ABD'ye "ben bunu yapmam" diyebiliyorlar, ne de ABD adına koydukları tavırdan bir menfaat elde edebiliyorlar. Aksine Rusya ve Çin gibi devletlerin düşmanlığını kazanmış oluyorlar.
Örnek, Ukrayna… ABD'nin iteklemesiyle, ABD'ye güvenerek Azak Denizi girişindeki Kerç Boğazı'nda bir kriz çıkardı. 3 gemisi gitti, mürettebatı tutuklandı. Ukrayna'ya ne ABD yardım edebildi, ne de NATO… Şimdi yaptığı yanlışın faturasını ödüyor ve ödeyecek…
Örnek, Kanada… ABD'nin talimatıyla Çin teknoloji devi Huawei'nin Mali İşler Direktörü (CFO) Meng Wanzhou'yu alıkoydu. 10 milyon dolar kefaletle serbest bıraktı. Ama şimdi Çin fitil fitil Kanada'nın burnundan getiriyor ve daha getirecek de…
Çin, biri işadamı diğeri ise eski bir diplomat olan iki Kanada vatandaşını, "ulusal güvenliğe tehdit oluşturan etkinliklerle bağlantılı oldukları" şüphesiyle gözaltına aldı ve soruşturma başlattı. Şimdi Kanada kurtarabilirse kurtarsın.
ABD kurtarabilir mi? Mümkün değil… Kanada yaptığıyla kalmış oldu.
Her iki ülke de iyi bir ABD kazığı yediler. ABD taşeronluğunun bedelini ağır ödüyorlar.
Diğer "ibretlik" örnek ise Suudi Arabistan…
ABD onu Rusya ekonomisine zarar vermek için petrol fiyatlarını düşürmede kullandı.
İndirebildiği kadar indirdi ama bu işten en büyük zararı Suudi Arabistan gördü. Petrol ihracatına dayalı ekonomisi allak bullak oluverdi.
Petrol fiyatlarını düşürmede, Suriye'deki teröre finansman sağlamada, Yemen savaşında biraz nazlanınca Kaşıkçı cinayeti ortaya çıkıverdi. Tüm dünya ülkelerinin bu acımasız cinayete odaklanması, ABD'nin bir taşeronunu daha harcanmasına neden oldu.
CIA ve ABD'nin BM temsilcisi Niki Haley "bu cinayetin arkasında Muhammed bin Selman var" demek zorunda kaldı; ABD Senatosu da oybirliğiyle Veliaht Prens'in bu cinayetten sorumlu olduğunu kabul etti. Dahası, ABD Senatosu, Suudi Arabistan'ın ABD adına Yemen'de yürüttüğü acımasız savaşa da dur dedi.
ABD'nin perde arkasında yürüttüğü kirli işlerinin bir taşeronu da böylece "müttefik tokadı" yemiş oldu. Bu gidişle taşeronluğun daha ağır bedellerini de ödeyecek.
20'inci yüzyılda ABD gibi küresel güçlere esaretin adı, "manda ve himaye" idi. Bu esaretten kurtuluş yolunu Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, verdiği İstiklal Mücadelesi ve sonrasında ortaya koyduğu milli hamlelerle pratik olarak gösterdi.
Bugün bu esaretin adı ise "stratejik müttefiklik" ve Titanik gibi batan ABD, batışını biraz daha geciktirebilmek için önce müttefiklerini harcıyor.
Bugünün esaretinden kurtulmanın yolunu da sunduğu model ve çözümlerle yine Müslüman bir Türk ortaya koydu; Prof. Dr. Haydar Baş… BRICS devletleri ekonomik bağımsızlıklarına bu eşsiz modelle kavuştular. Darısı Türkiye'nin başına…
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024