AKP lideri Erdoğan'ın büyük ümitlerle yola çıktığı AB seferinin hedefi, AB'den üyelik müzakere tarihi koparmaktı.
Hatta bu yönde öyle bir beklentiye girilmişti ki, şartlı tarih önerilerine de tarihin tarihi önerisine de sıcak bakılmamıştı.
Almanya'nın etkisindeki Kuzey Avrupa ülkeleri Erdoğan'ın ısrarlı müzakere tarihi önerisine "ancak tarihin tarihini verebiliriz" karşı önerisi getirmişti.
Fransa ve onun eksenindeki Güney Avrupa ülkeleri ise tarihin tarihi yerine Kıbrıs ve AB uyum yasalarını yerine getirmek şartı ile tarih verilebileceğini ifade ettiler.
Erdoğan, gezinin başlarında Kıbrıs ve AGSP konusundaki pazarlığa açık tutumunun karşılığında AB ülkelerinin verdiği tepki aşağı yukarı buydu.
Ancak, Erdoğan'ın geleneksel devlet duruşunun sınırlarını zorlayan çıkışlarının Ankara'da çektiği tepki üzerine Erdoğan'ın geri adım atmak zorunda kalması üzerine AB de geri adım attı.
Zaten AB, Türkiye'ye tarih verme niyetinde değildi.
Uyarıların ardından Erdoğan'ın devletin resmi politikasına geri dönüş sinyali vermesi üzerine AB; bu iki farklı yaklaşımlarını entegre ederek, Türkiye'ye Kopenhag toplantısında müzakere tarihi vermek yerine, Kıbrıs'ta taviz ve AB'ne uyum paketini uygulamaya geçirmesi halinde müzakere tarihinin tarihi verilmesi konusunda uzlaştılar.AB'nin, Kopenhag Zirvesi'nde Türkiye' ye vereceği "güçlendirilmiş sinyal"in, 2004'te müzakere tarihi verileceği yönünde olduğu ortaya çıktı.
Türkiye, dört bir koldan, yaklaşan Kopenhag Zirvesi'nde net bir müzakere tarihi alabilmek için girişimlerini sürdürürken, AB'den Ankara'ya gelen son mesaj, Türkiye'ye 2004 yılında müzakere tarihi verileceği yönünde oldu.
AB, Kopenhag Zirvesi'nde, Türkiye'ye, Almanya Başbakanı Gerhard Schröder'in de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'le görüşmesinde ifade ettiği, 'daha somut bir işaret'' talebini tatmin edecek formül aranıyor.. Bu kapsamda AB, 25 üyeli olmadan Türkiye'ye "müzakere tarihi'' vermeyi ciddi şekilde düşünüyor.
1 Mayıs 2004'te 10 yeni üyenin katılımıyla 25 üyeye sahip olacak AB'nin bu tarihten önce, 2004'ün Ocak ve Mayıs ayları arasındaki bir tarihte Türkiye ile müzakereye başlamaktan yana olduğu öğrenildi.
Hükümetin büyük ümitler bağladığı AB seferleri, AB'ye üyelik yolunda bir arpa boyu yol gidebildi vesselam.
Çünkü biz yaklaştıkça, onlar uzaklaşıyor.
Hatta bu yönde öyle bir beklentiye girilmişti ki, şartlı tarih önerilerine de tarihin tarihi önerisine de sıcak bakılmamıştı.
Almanya'nın etkisindeki Kuzey Avrupa ülkeleri Erdoğan'ın ısrarlı müzakere tarihi önerisine "ancak tarihin tarihini verebiliriz" karşı önerisi getirmişti.
Fransa ve onun eksenindeki Güney Avrupa ülkeleri ise tarihin tarihi yerine Kıbrıs ve AB uyum yasalarını yerine getirmek şartı ile tarih verilebileceğini ifade ettiler.
Erdoğan, gezinin başlarında Kıbrıs ve AGSP konusundaki pazarlığa açık tutumunun karşılığında AB ülkelerinin verdiği tepki aşağı yukarı buydu.
Ancak, Erdoğan'ın geleneksel devlet duruşunun sınırlarını zorlayan çıkışlarının Ankara'da çektiği tepki üzerine Erdoğan'ın geri adım atmak zorunda kalması üzerine AB de geri adım attı.
Zaten AB, Türkiye'ye tarih verme niyetinde değildi.
Uyarıların ardından Erdoğan'ın devletin resmi politikasına geri dönüş sinyali vermesi üzerine AB; bu iki farklı yaklaşımlarını entegre ederek, Türkiye'ye Kopenhag toplantısında müzakere tarihi vermek yerine, Kıbrıs'ta taviz ve AB'ne uyum paketini uygulamaya geçirmesi halinde müzakere tarihinin tarihi verilmesi konusunda uzlaştılar.AB'nin, Kopenhag Zirvesi'nde Türkiye' ye vereceği "güçlendirilmiş sinyal"in, 2004'te müzakere tarihi verileceği yönünde olduğu ortaya çıktı.
Türkiye, dört bir koldan, yaklaşan Kopenhag Zirvesi'nde net bir müzakere tarihi alabilmek için girişimlerini sürdürürken, AB'den Ankara'ya gelen son mesaj, Türkiye'ye 2004 yılında müzakere tarihi verileceği yönünde oldu.
AB, Kopenhag Zirvesi'nde, Türkiye'ye, Almanya Başbakanı Gerhard Schröder'in de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'le görüşmesinde ifade ettiği, 'daha somut bir işaret'' talebini tatmin edecek formül aranıyor.. Bu kapsamda AB, 25 üyeli olmadan Türkiye'ye "müzakere tarihi'' vermeyi ciddi şekilde düşünüyor.
1 Mayıs 2004'te 10 yeni üyenin katılımıyla 25 üyeye sahip olacak AB'nin bu tarihten önce, 2004'ün Ocak ve Mayıs ayları arasındaki bir tarihte Türkiye ile müzakereye başlamaktan yana olduğu öğrenildi.
Hükümetin büyük ümitler bağladığı AB seferleri, AB'ye üyelik yolunda bir arpa boyu yol gidebildi vesselam.
Çünkü biz yaklaştıkça, onlar uzaklaşıyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014