Allah Rasulü ve Hz. Ebu Bekir Sevr mağarasına vardıklarında, içeriye önce Hz. Sıddık girmiş: yeri temizleyip düzeltmiş ve izârını yırtarak parçalarıyla delikleri kapamış, ancak bu hazırlıkları bitirdikten sonra Allah Rasulünü içeriye almışlardı.
Hz. Peygamber, bir müddet sonra mübarek başlarını Sıddık-ı Ekber'in dizine dayayarak uyudukları sırada bir delikten bir yılanın geldiğini gören Hz. Ebu Bekir, hemen ayağını o deliğe tıkadı. Allah Rasulünü uyandırmadı. Ne var ki: ayağını yılanın ısırmasının acısıyla gözünden akan yaşlar, Allah Rasulünün mübarek yanaklarına damlayınca, uyanmak durumunda kaldılar ve:
-Niçin ağlıyorsun ya Ebu Bekir? diye sordu Allah Rasulü.
-Ağlamıyorum ya Rasulallah! "Ayağımı bir yılan soktu. Onun acısı gözümü yaşarttı" cevabını alınca Hz. Peygamber gülümseyerek:
-"Ayağını çek de içeri girsin" buyurdular.Yılan içeri girince, Allah Rasulü onunla konuşmaya başladı:
-"Benim arkadaşımın ayağını niçin ısırdın söyle bakalım?" deyince yılan:
-"Nasıl ısırmayayım ya Rasulallah! Allah bana Senin bu mağaraya geleceğini kaç yıl evvel bildirdi. Ben senelerdir Senin cemalini görmek için bu mağarada bekliyorum. Onun için en yakın arkadaşın bile buna mani olsa, onu ısırırım" diyerek dile geldi.
Daha sonra Hz. Rasul, yılanın soktuğu yeri mübarek tükürükleriyle meshettiklerinde -Allah'ın izniyle- Hz. Ebubekir şifa buldular.
Bir yanda Allah Rasulünü bekleyen yılan, diğer yanda Kainatın Efendisi'ni katletmek için yollara düşmüş insanlar; bir yanda da, herşeyinden geçip Allah Rasulüyle var olan Sıddık-ı Ekber. Sır yine sır: İnsan melekten üstün, insan hayvandan aşağı...
Dahası da vardı. O anda, Allah'ın emriyle bir örümcek mağaranın ağzına ağını germiş, bir çift güvercin de gelip yuva kurmuştu. Bütün mevcudat Kainatın Efendisi'nin hizmetindeydi." (Rahmeten li'l Alemin, Prof. Dr. Haydar Baş. c.1 s.250)
***
"Hz. Resul mağarada üç gün kaldılar. Üç gün boyunca Hz. Ebubekir'in oğlu Mekke'den haber getirdi. Çoban, O'nun izlerini sildi ve süt getirdi. Hz. Esma da babasına ve Allah Rasulüne azık getirdi.
Mağaradan ayrılacağı sırada, yemek kabının ve tulumun ağzını bağlamak için birşey bulamayınca kuşağını yırtıp iki parçaya ayırarak bir parçasıyla yemek dağarcığının, diğer parçasıyla su tulumunun ağzını bağladı. Bunun üzerine Rasul-i Ekrem Efendimiz, Esma'ya: "Cennet'te iki kuşak var" buyurdu. Allah Rasulü için koparılan ve O'nun ağzının değdiği kırbaya bağlanan ve bu suretle Cennet kuşağına dönüşen kuşak ne kadar nasiplidir. Ve yine Allah Rasulü için kuşağını feda eden, karşılığında Cennet'lik olacağı vadedilen Hz. Esma ne kadar nasipli... Ve yine büyük nasip, O'nun yolundaki hizmette bir ufak çakıl taşı ve kum tanesi olmak. (a.g.e. s.252)
***
"Rasul-i Zişan Efendimiz, doğup büyüdüğü mukaddes beldeden ayrılıyordu. Ayrılmadan önce son bir kez Mekke'ye doğru hüzünle yönelerek şöyle hitap buyurdular:
"-Vallahi sen. Allah'ın yarattığı yerlerin en hayırlısı ve Allah katında en sevgili olanısın! Benim için senden daha sevgili, daha güzel bir yurt yoktur! Zorla çıkarılmasaydım, senden asla ayrılmaz, senden başka yerde yurt, yuva edinmezdim."
Cenab-ı Hakk'ın hadis-i kudside: "Sen olmasaydın, Sen olmasaydın, alemleri yaratmazdım" dediği biricik Peygamberinin kalbi kan ağlıyordu. Hiç Onu yalnız bırakır mıydı? Kalbi kırık bekletir miydi? İndirdiği şu ayet-i celile ile gönlüne su serpiverdi Cenab-ı Hak:
"Elbette, o Kur'an'ın tebliğini üzerine farz kılan Allah, Seni yine döneceğin yere (Mekke'ye) döndürecektir" (Kasas-85).
***
Rahmeten li'l Alemin Hz. Muhammed isimli eserden üç bölüm aktardım sizlere.
Hicret adımlarını çok iyi takip etmeliyiz... O'nun ümmeti olmanın bedeli O'nun ümmeti olmanın sorumluluğu ve titizliği içinde; Hicret yıldönümünde Allah'ın hicret emri ile hazırlanışından Medine ufuklarında parıldayana kadar geçen her adımı takip edelim. Yürüyelim, sünnet şuurunu anlamaya çalışıp nezaketle takibe koşalım...
Her iyi niyetin, her rıza adımlarıyla çıkılan hicretin, her hayra koşuşun, her hikmete bağlanışın ardından korkmayın "Allah bizimledir"...
Hz. Peygamber, bir müddet sonra mübarek başlarını Sıddık-ı Ekber'in dizine dayayarak uyudukları sırada bir delikten bir yılanın geldiğini gören Hz. Ebu Bekir, hemen ayağını o deliğe tıkadı. Allah Rasulünü uyandırmadı. Ne var ki: ayağını yılanın ısırmasının acısıyla gözünden akan yaşlar, Allah Rasulünün mübarek yanaklarına damlayınca, uyanmak durumunda kaldılar ve:
-Niçin ağlıyorsun ya Ebu Bekir? diye sordu Allah Rasulü.
-Ağlamıyorum ya Rasulallah! "Ayağımı bir yılan soktu. Onun acısı gözümü yaşarttı" cevabını alınca Hz. Peygamber gülümseyerek:
-"Ayağını çek de içeri girsin" buyurdular.Yılan içeri girince, Allah Rasulü onunla konuşmaya başladı:
-"Benim arkadaşımın ayağını niçin ısırdın söyle bakalım?" deyince yılan:
-"Nasıl ısırmayayım ya Rasulallah! Allah bana Senin bu mağaraya geleceğini kaç yıl evvel bildirdi. Ben senelerdir Senin cemalini görmek için bu mağarada bekliyorum. Onun için en yakın arkadaşın bile buna mani olsa, onu ısırırım" diyerek dile geldi.
Daha sonra Hz. Rasul, yılanın soktuğu yeri mübarek tükürükleriyle meshettiklerinde -Allah'ın izniyle- Hz. Ebubekir şifa buldular.
Bir yanda Allah Rasulünü bekleyen yılan, diğer yanda Kainatın Efendisi'ni katletmek için yollara düşmüş insanlar; bir yanda da, herşeyinden geçip Allah Rasulüyle var olan Sıddık-ı Ekber. Sır yine sır: İnsan melekten üstün, insan hayvandan aşağı...
Dahası da vardı. O anda, Allah'ın emriyle bir örümcek mağaranın ağzına ağını germiş, bir çift güvercin de gelip yuva kurmuştu. Bütün mevcudat Kainatın Efendisi'nin hizmetindeydi." (Rahmeten li'l Alemin, Prof. Dr. Haydar Baş. c.1 s.250)
***
"Hz. Resul mağarada üç gün kaldılar. Üç gün boyunca Hz. Ebubekir'in oğlu Mekke'den haber getirdi. Çoban, O'nun izlerini sildi ve süt getirdi. Hz. Esma da babasına ve Allah Rasulüne azık getirdi.
Mağaradan ayrılacağı sırada, yemek kabının ve tulumun ağzını bağlamak için birşey bulamayınca kuşağını yırtıp iki parçaya ayırarak bir parçasıyla yemek dağarcığının, diğer parçasıyla su tulumunun ağzını bağladı. Bunun üzerine Rasul-i Ekrem Efendimiz, Esma'ya: "Cennet'te iki kuşak var" buyurdu. Allah Rasulü için koparılan ve O'nun ağzının değdiği kırbaya bağlanan ve bu suretle Cennet kuşağına dönüşen kuşak ne kadar nasiplidir. Ve yine Allah Rasulü için kuşağını feda eden, karşılığında Cennet'lik olacağı vadedilen Hz. Esma ne kadar nasipli... Ve yine büyük nasip, O'nun yolundaki hizmette bir ufak çakıl taşı ve kum tanesi olmak. (a.g.e. s.252)
***
"Rasul-i Zişan Efendimiz, doğup büyüdüğü mukaddes beldeden ayrılıyordu. Ayrılmadan önce son bir kez Mekke'ye doğru hüzünle yönelerek şöyle hitap buyurdular:
"-Vallahi sen. Allah'ın yarattığı yerlerin en hayırlısı ve Allah katında en sevgili olanısın! Benim için senden daha sevgili, daha güzel bir yurt yoktur! Zorla çıkarılmasaydım, senden asla ayrılmaz, senden başka yerde yurt, yuva edinmezdim."
Cenab-ı Hakk'ın hadis-i kudside: "Sen olmasaydın, Sen olmasaydın, alemleri yaratmazdım" dediği biricik Peygamberinin kalbi kan ağlıyordu. Hiç Onu yalnız bırakır mıydı? Kalbi kırık bekletir miydi? İndirdiği şu ayet-i celile ile gönlüne su serpiverdi Cenab-ı Hak:
"Elbette, o Kur'an'ın tebliğini üzerine farz kılan Allah, Seni yine döneceğin yere (Mekke'ye) döndürecektir" (Kasas-85).
***
Rahmeten li'l Alemin Hz. Muhammed isimli eserden üç bölüm aktardım sizlere.
Hicret adımlarını çok iyi takip etmeliyiz... O'nun ümmeti olmanın bedeli O'nun ümmeti olmanın sorumluluğu ve titizliği içinde; Hicret yıldönümünde Allah'ın hicret emri ile hazırlanışından Medine ufuklarında parıldayana kadar geçen her adımı takip edelim. Yürüyelim, sünnet şuurunu anlamaya çalışıp nezaketle takibe koşalım...
Her iyi niyetin, her rıza adımlarıyla çıkılan hicretin, her hayra koşuşun, her hikmete bağlanışın ardından korkmayın "Allah bizimledir"...
Feyyaz İnanç / diğer yazıları
- ‘Işıkları açın’ / 07.05.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021