İmam Ali (a.s.) Efendimiz Sıffin Savaşı'ndan dönerken Hadarin denilen yerde oğlu İmam Hasan (a.s.) Efendimize önemli bir vasiyet yaptı. Bugün bu vasiyetin bazı bölümlerini sizlere aktarmaya çalışacağım. Vasiyetin hitap bölümü şöyle:
"Zamanın çetinliğini ikrar eden, geçici olduğunu bilen, ömrü sona yaklaşan, kadere boyun eğen, dünyayı kınayan, ölüler yerinde yurt tutan, yarın da şu dünyadan göçüp gidecek olan fani babadan; dilediğini elde edemeyen, helak olup göçenlerin yoluna giden, hastalıklara hedef olan, zamana rehin edilmiş bulunan, musibetlere maruz kalan oğula?"
İmam Ali, vasiyetinin başında oğluna hitap ederken öyle ifadeler kullanıyor ki, dünyanın O'nun gözünde hiçbir değerinin olmadığını anlıyorsunuz. Allah dünyaya gerçekten değer verseydi, en çok sevdiği Ehl-i Beyt'e, velayetin şahı İmam Ali'ye ve pak nesline bu dünyayı bir çilehane, adeta bir zindan haline getirmezdi.
Zaten İmam Ali, vasiyetinin hemen devamında, "İmdi, dünyanın benden yüz çevirdiğini kesin olarak anladım" diyor. İmam Ali vasiyetine şöyle devam ediyor:
"Oğulcuğum! Allah'tan çekinmeni, emirlerine uymanı, kalbini O'nun zikri ile imar etmeni, O'nun ipine sarılmanı sana tavsiye ederim."
"Kalbini öğüt ile dirilt, kesin inanç ile güçlendir, hikmet ile aydınlat. Ölümü hatırlamakla onu zelil kıl, fani olduğunu ikrar etmesini iste. Göçüp gidenlerin hallerini ona arz eyle. Senden öncekilerin başlarına gelenleri ona anlat, hatırlat. Kısa bir süre sonra sen de onlardan biri gibi olacaksın. Buna göre konacağın yeri düzelt, ahiretini dünyaya satma."
"Bilmediğin konu hakkında söz söylemekten ve yükümlü olmadığın konu hakkında konuşma yapmaktan sakın."
"Nerede olursa olsun, Hak uğruna zorluklara dayan. Din bilgini derinleştir. Kendini hoşa gitmez şeylere sabretmeye alıştır. Hak uğruna sabretmek ne güzel bir huydur! Her şeyde nefsini Rabbine sığınmaya ikna et, böylece sen onu korunaklı bir kaleye, üstün bir engelleyiciye sığındırmış olursun.
"Ey oğulcuğum! Vasiyetimi iyi anla ve bil ki ölümün sahibi, hayatın da sahibidir. Yaratan, öldürendir. Yok eden, tekrar diriltendir. Derdi veren, dermanı da tekrar ihsan edendir. Dünya, Allah'ın nimetler verdiği fakat sınavlara da tabi tuttuğu, yaptıklarımıza ahirette karşılık olarak mükafat ve ceza biçtiği bir yurttur. Ya da O, senin bilmediğin başka şeyler için dilemiştir onu? Seni yaratana, rızkını verene, yaratılışı düzgün hale getirene sarıl, kulluğun O'na olsun, rağbetin O'na yönelsin, kokun O'ndan olsun."
"Ey oğulcuğum! Kendini seninle başkaları arasında tartı haline getir. Kendin için istediğini başkası için de iste. Kendin için hoşlanmadığın şeyden başkaları için de hoşnutsuz ol. Nasıl zulme uğramayı istemezsen sen de başkalarına zulmetme, başkalarının sana nasıl iyilik etmesini istiyorsan sen de başkalarına iyilik et."
"Bil ki yeryüzünün hazineleri elinde olan Allah, sana dua etmen için izin vermiş, icabet edeceğini vaat etmiştir. Dilediğini vermek için dilemeni, sana merhamet sunmak için merhamet dilemeni emretmiştir. Seninle arasında perde olacak birine yer vermemiştir."
"Sonra, hazinelerinin anahtarlarını kendisinden dilemeye izin vererek, senin ellerine teslim etmiştir. Ne zaman istersen, dua ile nimet kapılarını açarsın. Çorak dilek yerlerini sulamak için rahmet yağmurlarını istersin. İcabeti gecikse de umudunu kesmemelisin. Çünkü bağış niyetin ölçüsüne bağlıdır. Nice kere isteyenin ecri çoğalsın, umana daha fazla ihsan edilsin diye icabet gecikir. Nice kere bir şey istersin, verilmez, fakat hemencecik veya bir süre sonra (dünyada veya ahirette) ondan daha hayırlısı verilir. Ya da verilmemesi senin hayrına olduğu için verilmez. Çünkü nice şeyler vardır ki onu sen istersin fakat verilse o yüzden dinin mahvolur. Şu halde güzelliği sana kalacak, vebali senden gidecek şeyleri istemelisin. Mal sende ebedi olarak kalmaz. Sen de ebedi olarak mala sahip olamazsın."
"İhtiras bineklerinin seni dört nala koşturup helak suyunun başına götürmesinden sakın. Eğer gücün yetiyorsa Allah ile kendi arana hiçbir nimet sokma, çünkü sen ancak payını alacak ve nasibini elde edeceksin. Hepsi de O'ndan olmakla beraber yüce Allah'tan gelen az şey, kullardan gelecek olandan daha üstündür."
"Sana zulüm edenin zulmü, gözünde büyümesin. Çünkü o kendi zararına seninse faydana çalışmaktadır."
"Ey oğulcuğum! Bil ki rızık iki türlüdür. Birini sen ararsın, öbürü ise seni arar sen ona varmadan o sana gelir. Muhtaç durumdayken alçalmak ve zenginken cefa etmek (kabalık göstermek) ne kadar çirkin huylardır. Dünyadan nasibin ahiretini düzelttiğin kadardır."
"Musibete uğramadıkça nasihatten faydalanmayanlardan olma. Çünkü akıllı kişi edeplerle öğütlenirken hayvanlar dayakla öğütlenir."
"Dinini ve dünyanı Allah'a emanet et. Şu tez geçen dünyada da bir zaman sonra gelecek olan ahirette de kendin için hayırlı akıbet dile? Vesselam?"
(Kaynak: İmam Hasan, Prof. Dr. Haydar Baş, sayfa 165-169; Hidayet Önderleri, sayfa 129-131)
"Zamanın çetinliğini ikrar eden, geçici olduğunu bilen, ömrü sona yaklaşan, kadere boyun eğen, dünyayı kınayan, ölüler yerinde yurt tutan, yarın da şu dünyadan göçüp gidecek olan fani babadan; dilediğini elde edemeyen, helak olup göçenlerin yoluna giden, hastalıklara hedef olan, zamana rehin edilmiş bulunan, musibetlere maruz kalan oğula?"
İmam Ali, vasiyetinin başında oğluna hitap ederken öyle ifadeler kullanıyor ki, dünyanın O'nun gözünde hiçbir değerinin olmadığını anlıyorsunuz. Allah dünyaya gerçekten değer verseydi, en çok sevdiği Ehl-i Beyt'e, velayetin şahı İmam Ali'ye ve pak nesline bu dünyayı bir çilehane, adeta bir zindan haline getirmezdi.
Zaten İmam Ali, vasiyetinin hemen devamında, "İmdi, dünyanın benden yüz çevirdiğini kesin olarak anladım" diyor. İmam Ali vasiyetine şöyle devam ediyor:
"Oğulcuğum! Allah'tan çekinmeni, emirlerine uymanı, kalbini O'nun zikri ile imar etmeni, O'nun ipine sarılmanı sana tavsiye ederim."
"Kalbini öğüt ile dirilt, kesin inanç ile güçlendir, hikmet ile aydınlat. Ölümü hatırlamakla onu zelil kıl, fani olduğunu ikrar etmesini iste. Göçüp gidenlerin hallerini ona arz eyle. Senden öncekilerin başlarına gelenleri ona anlat, hatırlat. Kısa bir süre sonra sen de onlardan biri gibi olacaksın. Buna göre konacağın yeri düzelt, ahiretini dünyaya satma."
"Bilmediğin konu hakkında söz söylemekten ve yükümlü olmadığın konu hakkında konuşma yapmaktan sakın."
"Nerede olursa olsun, Hak uğruna zorluklara dayan. Din bilgini derinleştir. Kendini hoşa gitmez şeylere sabretmeye alıştır. Hak uğruna sabretmek ne güzel bir huydur! Her şeyde nefsini Rabbine sığınmaya ikna et, böylece sen onu korunaklı bir kaleye, üstün bir engelleyiciye sığındırmış olursun.
"Ey oğulcuğum! Vasiyetimi iyi anla ve bil ki ölümün sahibi, hayatın da sahibidir. Yaratan, öldürendir. Yok eden, tekrar diriltendir. Derdi veren, dermanı da tekrar ihsan edendir. Dünya, Allah'ın nimetler verdiği fakat sınavlara da tabi tuttuğu, yaptıklarımıza ahirette karşılık olarak mükafat ve ceza biçtiği bir yurttur. Ya da O, senin bilmediğin başka şeyler için dilemiştir onu? Seni yaratana, rızkını verene, yaratılışı düzgün hale getirene sarıl, kulluğun O'na olsun, rağbetin O'na yönelsin, kokun O'ndan olsun."
"Ey oğulcuğum! Kendini seninle başkaları arasında tartı haline getir. Kendin için istediğini başkası için de iste. Kendin için hoşlanmadığın şeyden başkaları için de hoşnutsuz ol. Nasıl zulme uğramayı istemezsen sen de başkalarına zulmetme, başkalarının sana nasıl iyilik etmesini istiyorsan sen de başkalarına iyilik et."
"Bil ki yeryüzünün hazineleri elinde olan Allah, sana dua etmen için izin vermiş, icabet edeceğini vaat etmiştir. Dilediğini vermek için dilemeni, sana merhamet sunmak için merhamet dilemeni emretmiştir. Seninle arasında perde olacak birine yer vermemiştir."
"Sonra, hazinelerinin anahtarlarını kendisinden dilemeye izin vererek, senin ellerine teslim etmiştir. Ne zaman istersen, dua ile nimet kapılarını açarsın. Çorak dilek yerlerini sulamak için rahmet yağmurlarını istersin. İcabeti gecikse de umudunu kesmemelisin. Çünkü bağış niyetin ölçüsüne bağlıdır. Nice kere isteyenin ecri çoğalsın, umana daha fazla ihsan edilsin diye icabet gecikir. Nice kere bir şey istersin, verilmez, fakat hemencecik veya bir süre sonra (dünyada veya ahirette) ondan daha hayırlısı verilir. Ya da verilmemesi senin hayrına olduğu için verilmez. Çünkü nice şeyler vardır ki onu sen istersin fakat verilse o yüzden dinin mahvolur. Şu halde güzelliği sana kalacak, vebali senden gidecek şeyleri istemelisin. Mal sende ebedi olarak kalmaz. Sen de ebedi olarak mala sahip olamazsın."
"İhtiras bineklerinin seni dört nala koşturup helak suyunun başına götürmesinden sakın. Eğer gücün yetiyorsa Allah ile kendi arana hiçbir nimet sokma, çünkü sen ancak payını alacak ve nasibini elde edeceksin. Hepsi de O'ndan olmakla beraber yüce Allah'tan gelen az şey, kullardan gelecek olandan daha üstündür."
"Sana zulüm edenin zulmü, gözünde büyümesin. Çünkü o kendi zararına seninse faydana çalışmaktadır."
"Ey oğulcuğum! Bil ki rızık iki türlüdür. Birini sen ararsın, öbürü ise seni arar sen ona varmadan o sana gelir. Muhtaç durumdayken alçalmak ve zenginken cefa etmek (kabalık göstermek) ne kadar çirkin huylardır. Dünyadan nasibin ahiretini düzelttiğin kadardır."
"Musibete uğramadıkça nasihatten faydalanmayanlardan olma. Çünkü akıllı kişi edeplerle öğütlenirken hayvanlar dayakla öğütlenir."
"Dinini ve dünyanı Allah'a emanet et. Şu tez geçen dünyada da bir zaman sonra gelecek olan ahirette de kendin için hayırlı akıbet dile? Vesselam?"
(Kaynak: İmam Hasan, Prof. Dr. Haydar Baş, sayfa 165-169; Hidayet Önderleri, sayfa 129-131)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025