Yüzde 10 barajı, "temsilde adalet, yönetimde istikrar" gerekçesiyle, askeri vesayetin kararıyla Seçim Kanununun 33. maddesine yerleştirilmişti. 2002 seçimlerinde geçerli oy kullanan seçmenin neredeyse yarısı olan 14 milyon seçmenin iradesinin Meclis'e girememesi, yani 14 milyon vatandaşımızın iradesinin sıfırla çarpılması; gerçekte yüzde 34 oy alan AKP'nin bu baraj sebebiyle yüzde 65'lik çoğunluğa, yani hakkettiğinden 2 kat daha fazla bir güce sahip olması "temsilde adalet"in asla gerçekleşmediğini gösteriyor.Peki, yönetimde istikrar sağlanabilmiş midir? Öncelikle "yönetimde istikrar" ifadesini biraz irdelememiz lazım.Anayasada ifade edilen "yönetimde istikrar" ifadesi ile toplumun huzurunu, milli dayanışmayı, adalet anlayışını sağlayan, insan haklarına saygılı, bireylerin temel hak ve hürriyetlerini koruyan, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokrasiyi doya doya yaşatan ve zerre kadar hukukun dışına çıkmayan bir yönetimin istikrarından bahsedilmektedir.Fakat pratikte bunun böyle olmadığı birçok delille ortadadır.AKP iktidarı döneminde, tarımın ve hayvancılığın AB'ye kurban edilmesinde istikrar yaşanmıştır; millete ait olan kamu kuruluşlarının, tarım arazilerinin haraç mezat yabancılara satışında istikrar yaşanmıştır.Ülkenin bölünme noktasına gelmesinde istikrar yaşanmıştır; terörün tırmanmasında, siyasallaşmasında ve de daha da önemlisi teröristlerin itibar kazanmasında istikrar yaşanmıştır.Ayakkabı kutularının milletin parasıyla doldurulmasında istikrar yaşanmıştır; hukuksuzlukta, intiharların, hırsızlıkların, cinayetlerin, boşanmaların artışında istikrar yaşanmıştır.Misyonerlik faaliyetlerinin artışında, kilise evlerinin artışında, metruk kiliselerin devlet bütçesinden harcanarak tamir edilip ayine açılmasında, boynuna haç takan Müslüman Türk gençlerinin sayısının artmasında istikrar yaşanmıştır. Azınlıklara her türlü ekstra haklar cömertçe takdim edilirken, milletimizin sırtına vergi üstüne vergi, faiz üstüne faiz, borç üstüne borç yüklenmesinde istikrar yaşanmıştır. Hacizlerin, icraların artışında, hatta icradan satılık köylerin artışında istikrar yaşanmıştır.Stratejik derinlik, sıfır sorun adı altında dost ülkelerin düşman hale getirilmesinde, düşman ülkelerin ise baş tacı edilmesinde, Türk milletinin yabancıların talimatlarına boyun büker hale getirilmesinde istikrar yaşanmıştır. Türkiye'nin daha da yalnızlaşmasında istikrar yaşanmıştır.Ve daha birçok istikrar(!) maddesi sayabiliriz ama maksadımızı ifade etmek için bu kadarı fazlasıyla kafidir.Böyle bir istikrar anlayışına sahip bir iktidarın yüzde 10 barajıyla yönetimde istikrarına devam etmesi ne Türkiye'nin faydasına, ne de Türk milletinin faydasınadır.Başta belirttiğimiz gibi, ancak milletine hizmette kusur etmeyen, Anayasamızda belirtilen bütün hak ve hukuku, insan haklarını ve demokrasiyi doya doya yaşatan bir yönetimin istikrarından bahsedilebilir.Esasen milletine hizmetle milletinin gönlünde taht kuran bir siyasi iradenin yönetimde istikrar için yüzde 10 seçim barajı gibi ilkel ve milli iradenin önünü kesen antidemokratik bir önleme de ihtiyacı yoktur; o zaten hizmetine devam ettiği müddetçe her zaman bir numara olacaktır, Meclis'te çoğunluğu hukuksuz bir şekilde değil doğal olarak sağlayacaktır.AKP iktidarı, yüzde 10 barajının kaldırılmasından bu derece rahatsız oluyorsa, baraj kalkmasın diye her türlü önlemi almaya çalışıyorsa, demek ki milletin iradesinin tecelli etmesinden ciddi bir endişe taşıyor; milletin 12 yıllık taşeron siyasetin hesabının sorulacağından korkuyor.Ne diyelim, yarası olan gocunur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Komisyonda CHP dışındaki oylar nitelikli çoğunluk / 30.07.2025
- Ciğerlerimiz yanıyor: Mücadelede bilimi kullanmalıyız / 29.07.2025
- Lozan’a hezimet diyenler, Sevr’i arzulayanlardır / 25.07.2025
- CHP, komisyona katılmalı mı? / 24.07.2025
- Açılım, yeni anayasa derken, firmalarımızı kaybediyoruz / 23.07.2025
- İmtiyaz imtiyazı doğurur, imtiyaz bölünmeyi getirir / 22.07.2025
- Şara yönetimine hamilik Türkiye’nin çıkarına değil / 18.07.2025
- Türkiyeli değiliz, Türk Milleti’yiz / 17.07.2025
- Milletimizin ‘Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ kutlu olsun / 16.07.2025
- Millet iradesi ‘komisyon’ değil, ‘referandum’dur / 15.07.2025
- Ciğerlerimiz yanıyor: Mücadelede bilimi kullanmalıyız / 29.07.2025
- Lozan’a hezimet diyenler, Sevr’i arzulayanlardır / 25.07.2025
- CHP, komisyona katılmalı mı? / 24.07.2025
- Açılım, yeni anayasa derken, firmalarımızı kaybediyoruz / 23.07.2025
- İmtiyaz imtiyazı doğurur, imtiyaz bölünmeyi getirir / 22.07.2025
- Şara yönetimine hamilik Türkiye’nin çıkarına değil / 18.07.2025
- Türkiyeli değiliz, Türk Milleti’yiz / 17.07.2025
- Milletimizin ‘Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ kutlu olsun / 16.07.2025
- Millet iradesi ‘komisyon’ değil, ‘referandum’dur / 15.07.2025