Sayın Erdoğan'ın ve hükümet yetkililerinin açıklamalarına bakılırsa 17 Aralık 2013 tarihinden bu yana AKP'nin en büyük düşmanı "paralel yapı"?17 ve 25 Aralık'ta gerçekleştirilen yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarıyla, basın ve medyaya sızdırılan tapelerle 2002 yılından beri beraber yürünen yolda bir ayrılık söz konusu olmuştu.Tabi, bu gerçekten bir ayrılık mıydı yoksa muhalefetin bir şekilde tüketildiği, siyaseti denetleyen mekanizmaların tarumar edildiği bir atmosferde ABD'nin tavsiyesine uyarak kendi muhalefetini mi üretmekti, bunu olaylarla, çıkan neticelerle değerlendirmek gerekiyor.Soru şu: sürecin başladığı 17 Aralık tarihinden sonra AKP hükümeti ve Erdoğan zarar mı gördü yoksa fayda mı elde etti?Dilerseniz son yaşananlardan başlayalım.Yolsuzluk ve rüşvet suçlamaları sonucu görevlerinden istifa etmek zorunda kalan 4 bakanın yüce divana gönderilme süreci durduruldu. Çoğunluğunu AKP'lilerin oluşturduğu Meclis soruşturma komisyonu soruşturma dosyasının yüce divana gönderilmesine gerek görmedi. Gerekçe ise "paralel devlet", hükümete darbe girişimi iddiası?"Paralel" gerekçeyle bakanlar siyaseten aklandı, Adli Tıp'ın montaj değildir dediği tapeler ise "paralel" silgiyle silinecek, imha edilecek.Yine bu hafta gündeme gelen Anayasa Mahkemesi'nin yüzde 10 barajı ile ilgili bireysel başvuruları oy çoğunluğuyla reddetme kararı?AYM Başkanı Haşim Kılıç bir hafta önce yaptığı açıklamalarda AYM üyelerine siyasi iradeden büyük bir baskı olduğunu belirtmişti. Siyasi irade ise AYM'nin ve Haşim Kılıç'ın bu çıkışını "paralel devlet" ve darbe girişimi olarak lanse etmişti.Halbuki bunun paralel devletle hiçbir alakası olmadığı gibi Haşim Kılıç da yüzde 10 barajının kaldırılmasını "ağır hak ihlali" gerekçesiyle gündeme taşımıştı. Yani Anayasa'nın özüne aykırı olan bir maddenin hukuka uygun olarak kaldırılması, milletin iradesinin önünün açılması söz konusuydu.Geçtiğimiz yıl 30 Mart'ta yapılan yerel seçimlerde birçok il, ilçe ve beldeyi AKP hükümeti "paralel çete", "paralel devlet" diye diye aldı. Yine ilk defa yapılan halk oylamasında aynı gerekçelerle Erdoğan Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturdu.Paralel devlet örtüsüyle daha birçok icraata imza atıldı, halkı rahatsız edebilecek birçok konunun üstü örtüldü. Bunların bazılarını sayalım:Hükümetin tavizkar icraatlarına karşı masum bir halk eylemi olarak başlayan Gezi Parkı eylemleri bu gerekçeyle farklı bir noktaya taşındı, paralel yapıya monte edildi, darbe girişimi denildi. Soma'da maden kazasında 301 işçinin ölümü, Ermenek'teki kaza paralel yapı gündemiyle örtüldü. Ayakkabı kutularına konulan ve el konulan paralar faizleriyle geri ödendi, örtü yine paralel devlet?Suriye ve Irak politikalarındaki fiyaskolar, terörle müzakere sürecinde teröre verilen tavizler, ekonomideki çöküş, haraç-mezat yapılan ihaleler hep paralel örtüyle örtüldü. Şimdi bir kez daha soralım bu paralel yapı gerçekten AKP'nin düşmanı mı yoksa koltuk değneği mi?Aklıma Prof. Dr. Haydar Baş'ın bir sözü geldi: Eğer gerçekten devletin kurumlarına sızan bir paralel devlet yapılanması varsa, bunun hukuken üzerine gidersin, ilgililere cezasını verirsin ve bu yapıyı tamamen bitirirsin; diğer taraftan da öyle ya da böyle yolsuzluk ve rüşvet iddiaları varsa hukukun önüne çıkarsın ve hesabını verirsin.Bakıyoruz, paralel yapının bitirilmesi söz konusu olmadı, suçlandı, ilan edildi, sürekli gündem edildi, siyasetin bir bahanesi, bir koltuk değneği olarak kalmaya devam ediyor; yolsuzluk ve rüşvet dosyaları ise siyaseten görülüyor, AKP'li eski bakanların dosyası hakkındaki kararı yine AKP'liler veriyor.Eee, cumhuriyeti koruma ve kollama görevi olan askerin görev tanımı değiştirilince, paralel yapının da yardımıyla asker siyasetin kontrolüne girince; hukuk ise referandumdan sonra siyasetin kontrolüne girince siyasilerin bir bahanesi kalmadı.Mevcut siyasilerimiz bir düşmanı, bir tehdidi baz alarak siyaset yapabiliyor, yaptıkları yanlışları örterek milletin gözünü boyayabiliyor, iktidarken muhalefet gibi davranıp mağduriyet pozisyonuna yatabiliyor.Siyasi iradeye öyle bir muhalefet, öyle bir düşman lazımdı ki, hem ABD, AB ve İsrail adına yaptıklarında örtü olsun, hem de taşeronlukta tereddüt ettiği zaman aba altında sopa olsun.Paralel devlet, siyasi irade için BOP misyonunda değnek, rant paylaşımında rakiptir.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024