logo
19 NİSAN 2024

Aldığımız faizli borca bile sevinir olduk!

02.07.2020 00:00:00
'Aldığımız faizli borca bile sevinir olduk!' seslendirme dosyası:

Türkiye'nin kamu, özel, iç, dış toplam borcu 1 trilyon doların üzerinde seyrederken, bu borç batağının içinde debelenip duruyorken, hala içimizden çıkan ve bütün bu borçlardan bizi tamamen kurtaracak olan "tek çözüm"e sırt dönmeye devam ediyoruz.

Prof. Dr. Haydar Baş'a ait Milli Ekonomi Modeli'nin en temel projelerinden olan "emek ve üretim karşılığı Milli Para'nın devreye konulması projesi" görmezden gelindi, projeye ve Sahibi'ne hep sırt dönüldü.

Esasen her yıl katlanarak artan bütçe açıkları, maliyetlerin yüksekliği, madenlerimizin yabancılara kaptırılması, dış ticaret açığı, cari açık, enflasyon, gelir adaletsizliği, devletin milletine yeterli hizmet sunamaması ve daha nice ekonomik hastalıkların temelinde de bu duyarsızlık ve "tek çözüm"e sırt dönüş vardır.

Bu ekonomik gidişatla borçların ödenebilmesini bırakın, azaltılabilmesi dahi mümkün değildir. Türkiye'nin kasası olan Hazine, 2019 yılında 123,7 milyar TL bütçe açığı verdi. 

2020 yılı için bütçe açığı hedefi 138,9 milyar TL iken, yılın daha ilk 5 ayında 90,1 milyar TL'lik açık verildi. Kasası her yıl açık veren bir şirket nasıl borçlarını azaltamazsa, bu devletler için de böyledir.

Ekonomimizin kırılganlığı ve barındırdığı riskleri sebebiyle artık borç para da bulunamıyor. Buna rağmen borç geliyorsa siyasilerimiz oldukça mutlu oluyorlar.

Halbuki gelen her borç sadece kar amaçlı değil, tavizler koparmak için geliyor.

Dün yayınlanan bir haberde Dünya Bankası'nın 314,5 milyon euroluk bir krediyi onaylaması bizimkileri oldukça mutlu etti.

Adamların hibesine bile sevinmememiz gerekirken, aldığımız faizli borca bile sevinir olduk. Şu düştüğümüz acziyete bakın! IMF'yle artık anlaşma yapmıyoruz diye övünenler, IMF'nin kuzeni olan Dünya Bankası ile kredi anlaşmasından dolayı havalara uçuyor.

Dünya Bankası bu parayı babasının hayrına vermiyor. Demiryolu Lojistiği İyileştirme Projesi için veriyor. Alınan bu faizli kredi ile hangi yatırımı yapıyorsanız, bu borç ödenene kadar bu yatırım size ait olmuyor ve bu Batılı küresel kuruluşlar kredi alıp onların kapısına muhtaç oldunuz diye fitil fitil bunu burnunuzdan getiriyor.

Daha önce alınan borçlar döndürülemiyorken, devasa bütçe açıkları veriliyorken, alınan bu yeni borç nasıl ödenebilecek? Üstelik bütçe, vatandaşların sırtına yüklenen vergilere, cezalara ve zamlara kalmışken…

Dünya Bankası, IMF gibi kuruluşların soktukları akıllarla yıllarca, elimizdeki altın yumurtlayan tavuk mesabesinde olan karlı kamu kuruluşlarımızı bir bir elimizden çıkardık.

Bu özelleştirmeler yapılırken Prof. Dr. Baş, "Eğer bu karlı kamu kuruluşlarını yabancılara 3-5 yıllık karına verirseniz, geriye gelir olarak sadece vergiler, cezalar ve zamlar kalır" diye uyarıyordu. Kulaklarını tıkadılar, duymazdan geldiler; şimdi Türkiye olarak hep beraber acı faturalar ödüyoruz.

Bir ara cari fazla veriyoruz diye övünüyorlardı. Dedik ki "Övünmeyin, bu geçici bir durum, aslında bir felaketin habercisi… Çünkü döviz kurları yüksek seyrettiği için ithalat yapılamıyor, eldeki stoklar tüketilerek ihracat yapılmaya çalışılıyor. Stoklar bitince ne yapacağız?" Stoklar bitti; ithal hammaddeye ve ithal enerjiye muhtacız. Peki, sonuç ne oldu?

Pandemi dolayısıyla dış ticaret rakamları çakıldı; ithalat azalırken, ihracat daha fazla azaldığı için dış ticaret açığı tavan yaptı. 

Daha önceki zamanlarda dış ticaret hacmi azaldığı zaman dış ticaret açığı da azalıyordu, bu sefer tam tersi oldu. Bu büyük bir tehlikenin habercisi…

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2020 Mayıs dönemi dış ticaret istatistiklerini açıkladı. 

Buna göre; Mayıs ayında ihracat yüzde 40,9, ithalat yüzde 27,8 azaldı; dış ticaret açığı yüzde 102,7 artarak 1 milyar 687 milyon dolardan, 3 milyar 420 milyon dolara yükseldi.

Bütçe açığı demek, "açığın borç ile tamamlanması gerekiyor" demektir; dış ticaret açığı ise cari açığı doğurur, cari açık da döviz açığı demektir, "bir yerlerden büyük maliyetlerle döviz açığının karşılanması gerekiyor" demektir.

Gördüğünüz gibi mevcut ekonomi anlayışımızda bütün yollar borç almaya çıkıyor. Ama eskisi gibi de artık borçlar döndürülemiyor, o sanal bahar havası bitti, taşıma suyu tükendi.

Milli Ekonomi Modeli'nin gürül gürül akan nehirlerinden istifade etmediğimiz müddetçe bu bataklıkta debelenip durmaya devam edeceğiz.

MEM'in emek ve üretim karşılığı devreye konulan ve tahrik unsuru olan Milli Para formülüyle, devlet tüm yatırımlarını hiç zaman kaybetmeden, bir kuruş borç almadan yapabilir.

Dünya Bankası'ndan dilenmeye gerek yok, yap-işlet-devret gibi Hazine'ye yük getiren yanlış uygulamalara gerek yok.

Milli Para devreye konulduğunda artık finansal bağımlılık tamamen ortadan kalkıyor. Para dilenme uğruna madenlerimizi, enerji kaynaklarımızı yabancılara peşkeş çekmeye gerek yok, tarımı, hayvancılığı altın tepside sunmaya, yok etmeye gerek yok. Madenlerin ve enerji kaynaklarının devlet-millet ortaklığıyla işletilmesi, ucuz hammadde ve ucuz enerji demektir.

Milli Para'nın tüketicinin cebine sosyal devlet projeleri kapsamında konulması geniş, sağlıklı, güçlü bir iç pazar demektir. Artık "döviz aksın diye ihracat yapalım" tiyatrolarına gerek yok, "turiste ihtiyacımız var, döviz gelsin" beklentisine gerek yok. Benim Türk vatandaşımın parası da para; hem de tertemiz…

Milli Para formülü her şeyi yerli yerine oturtan mükemmel bir sihirli değnektir. BRICS devletleri bu projeden Prof. Dr. Baş'a da danışarak yıllarca istifade ederken, bizlerin hala borç mantığında ısrar etmemiz, körlükten ve yanlışta inattan başka bir şey değildir.

Bizleri bu imkanı sunacak olan Bağımsız Türkiye Partisi'ni (BTP) ve bu işin şifrelerini bilen, bize kutlu kaderler yaşatacak olan BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ı baş tacı etmeliyiz.

 
Murat Çabas / diğer yazıları
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler; Peygamberimizin ahlakı
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler; Peygamberimizin ahlakı
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.